Rabia Çetin
İstanbul Esenyurt’ta 10 Ekim gecesi öldürülen gazeteci ve video aktivisti Hakan Tosun’un avukatları ve ailesi, soruşturma dosyasındaki eksikliklere ilişkin değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaştı. Tosun ailesinin avukatları Hakan Bozyurt ve Onur Cingil, şimdiye dek verdikleri dilekçelerde 25 talepte bulunduklarını, ancak bunların neredeyse hiçbirinin yerine getirilmediğini belirtti.
Tosun ailesinin avukatları Hakan Bozyurt, Onur Cingil, Sevim Dönmez ve Seher Dursun’un İstanbul Barosu’nda düzenlediği basın toplantısına çok sayıda gazeteci ve hak örgütü temsilcisi katıldı.
Cingil ve Bozyurt, verdikleri dilekçelere rağmen soruşturmadaki belirsizliklerin hâlâ giderilmediğine dikkat çekti.
“Tanık olarak ifadesi alınan üçüncü kişi kaçmış olabilir”
Avukat Onur Cingil, soruşturmada şimdiye dek 25 talepte bulunduklarını, ancak bunların yalnızca üç-dört tanesinin yerine getirildiğini söyledi. Tanık olarak ifadesi alınan Y.Ö.’nün şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınması ve gözaltına alınması için başvurduklarını hatırlatan Cingil, bu talebin karşılanmadığını belirterek, “Kaçmış olma ihtimali de var” dedi.
Cingil ayrıca tutanaklarda gözaltı kararının 11 Ekim tarihinde alındığının yazıldığını, ancak şüphelilerin 12 Ekim’de gözaltına alındığını belirterek şu soruyu yöneltti:
“Gözaltı kararının alındığı andan şüphelilerin gözaltına alındığı ana kadar polis ile şüpheliler arasında ne yaşandığını bilmiyoruz.”
“Toplanmasını istediğimiz yirmi beş delilden yalnızca üçü toplandı”
Delillerin karartılmış olma ihtimaline dikkat çeken Cingil, şunları söyledi:
“Olay yeri incelemesine dair fotoğraflar dosyada yok. Verdiğimiz iki dilekçede toplanmasını istediğimiz 25 delilden yalnızca üçü toplandı. Ayrıca bölgede bildirdiğimiz 17 farklı kamera kaydına dair hiçbir işlem yapılmadı. Bu durum, kayıtların silinmesi riskini doğuruyor. Hakan’ın telefonunun HTS kayıtları alındı ancak şüphelilerin ve yakınlarının HTS kayıtları alınmadı.”
Polisin şu ana kadar 256 GB görüntü izlediğini söylediğini aktaran Cingil, kendilerine verilen görüntülerin yalnızca on dakikalık bir kesitten ibaret olduğunu belirterek, “Görüntüler eksik ve montajlanmamış hâlde verildi” dedi.
Cingil ayrıca, olay gecesi 112'yi arayanlar, görüntülerde görünen kişiler ile metrobüste bulunduğu iddia edilen kişilerin tanık olarak dinlenmediğini hatırlattı:
“Bu kişilerin ifadelerinin alınmasını talep ettik ancak bu talep de karşılanmadı. Şu ana kadar iki şüpheli, tanık olarak gösterilen üçüncü kişi, olay yerine giden polisler ve Hakan’a müdahale eden yüz on iki görevlileri olmak üzere toplam 11 kişinin ifadesi alındı.”
“Savcılık yanıltıcı bir çerçeve sunuyor”
Cingil, Saadet Partisi’nden bir milletvekilinin TBMM’ye sunduğu soru önergesine verilen savcılık yanıtında, soruşturmanın odağının kaydırıldığını belirterek şöyle konuştu:
“Savcılık, olay yerine odaklanmak yerine Hakan Tosun’un çok önce metrobüste indiği-bindiği yerleri, yaşam tarzını ve davranışlarını öne çıkarıyor. Bu, yanlış bir çerçeve çizme çabasıdır. Üstelik dosyada olmayan bilgiler, savcılık görüşü gibi Meclis’e iletilmiş. Örneğin, metrobüste sürtüşme yaşandığı belirtilmiş; buna dair tanık yok, yalnızca şüphelilerin ifadelerine dayanılarak böyle bir yorum yapılmış. Bu yaklaşım, olayı organize suç kapsamında değerlendirmekten uzaklaştırıyor.”
“Hakan’a atılan iftiraların farkındayız”
Avukat Hakan Bozyurt ise, “Her yeni delil dosyanın akışını değiştirebilir” diyerek sözlerine başladı:
“Hakan’a ne olduğunu, saldırının gerçekleştiği bölgedeki yapının kimlerden oluştuğunu sormaya devam edeceğiz. Soruşturmanın seyrini değiştirmek için Hakan’a yönelik atılan iftiraların farkındayız ama biz somut deliller üzerinden ilerleyeceğiz.”
