AYM, ihlal kararının ardından davanın yeniden görülmesi için dosyayı Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Yeniden açılan davanın 26 Haziran 2019 tarihinde görülen ilk duruşmasında Çelik, beraatini istedi.
Yeniden açılan davanın ilk duruşmasında Çelik’in avukatı Ramazan Demir ise savunmasında şöyle konuştu:
“AYM’nin kararındaki her ifadeye katılmasak da bireysel başvurular alınmaya başladığından beri ‘terör örgütü propagandası’ suçlaması adına verilmiş ilk olumlu karar olduğu için hukuk sistemimiz açısından önemli bir karar. Dosyadaki tek delil müvekkilimin ifadeleridir. Siz müvekkilimi düşüncelerini ifade ettiği için mahkum ettiniz. AYM de sizi mahkum etti. Size terör örgütü propagandasının ne olup olmadığını anlatmak için dilimizde tüy bitti. Ama anlatamadık. O nedenle AYM siz mahkemelere bunu anlatmak için bu kararı verdi. Bu nedenle ‘kararınızı mahkum etti’ diyorum.
“AYM kararları bağlayıcıdır ama meslek hayatımızda mahkemelerin ‘AYM kararını tanımıyorum’ gibi ifadelerine şahit olduk. Şahin Alpay kararındaki gibi. Bu noktada AYM kararının bağlayıcılığını ve uyulması gerektiğini vurgulamak istiyorum.
“Müvekkilin cezaevinde geçirdiği süre nedeniyle zaman geriye işletilemeyeceği için mahkumiyetin tüm sonuçlarını ortadan kaldırmak mümkün değil. Biz artık AYM kararıyla anayasal güvence altına alınmış olan müvekkilimin ifadelerinden ötürü derhal beraat etmesini talep ediyoruz.”
Savcı Talip Kalkan da mütalaasında AYM kararına uyularak Çelik hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme, AYM’nin kararına uyup Çelik’in beraatine hükmetti. Mahkeme, Çelik’in haksız tutukluluk nedeniyle tazminat yolunun açık olduğunu belirtti.
Duruşma sonrasında açıklama yapan Ayşe Çelik şunları söyledi:“Demokratik siyaseti benimseyen, yanımda olan herkese teşekkür ediyorum. İçeride 700’ün üstünde bebek mahkum var. Bebeklerin annelerine kavuştuğunu öğrendiğim an kendimi özgür hissedeceğim. Dilenerek değil direnerek kazandık. Her zaman sözlerimin arkasında oldum. Yine söylüyorum: Çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın, hiçbir çocuğun saçının teline zarar gelmesin.”
Ne olmuştu?
8 Ocak 2016 tarihinde Kanal D’de yayınlanan Beyaz Show’a telefonla bağlanarak canlı yayında “Çocuklar ölmesin,” dediği için öğretmen Ayşe Çelik hakkında “terör örgütü propagandası yapma” iddiasıyla dava açılmıştı. Çelik, 2 Ekim 2017 tarihinde karara bağlanan davada 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Ayşe Çelik’in Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvuru ile ilgili karar çıkması beklenirken 10 gün ek süre için yapılan talebin reddedilmesinin ardından Çelik, altı aylık bebeği Deran ile birlikte Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine girmişti. AYM’nin verdiği ihlal kararının ardından Çelik 4 Mayıs tarihinde tahliye edilmiş, cezası 31 Ekim’e ertelenmişti.
AYM’nin Çelik hakkındaki kararı “terör örgütü propagandası” mahkumiyetleri nedeniyle yapılan bireysel başvurularda hakkında olumlu hüküm kurulan ilk karar. Karara pek çok Barış Akademisyenleri davasında da atıf yapıldı. Son olarak “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildirinin imzacılarından akademisyen Noemi Levy Aksu’nın yargılandığı davada avukatının AYM’nin Çelik kararını hatırlatmasının ardından İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Taner Keskin, “O mahkemenin ayıbı” ifadelerini kullanmıştı.
