Hayri Demir, Ankara – Gazeteci Sibel Hürtaş ve Hayri Demir’in Afrin operasyonuna ilişkin haber ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek açılan ve 11 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.
Türkiye’nin Afrin’e dönük operasyonuna dair haber ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek haklarında dava açılan gazeteci Sibel Hürtaş ve Hayri Demir’in de aralarında bulunduğu 11 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmayı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şube Başkanı Sinan Tartanoğlu, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Temsilcisi Çınar Livane Özer, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’nun yanı sıra çok sayıda gazeteci izledi. Duruşma salonun küçük olmasından dolayı duruşmayı sadece dört izleyicinin izlemesine izin verilirken, ayakta duruşmayı izlemek isteyenlere izin verilmedi. Duruşma salonuna alınmaya gazeteciler ve diğer izleyiciler duruşma kapısı önünden duruşmayı izlemek zorunda kaldı.
Kimlik tespitinin ardından gazeteciler Demir ve Hürtaş ile birlikte “örgüt propagangası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlamasıyla yargılanan sanıklar savunma yaptı.
'Henüz başlamamış operasyonu karalamakla suçlanıyorum'
Duruşmada sanıkların büyük bir bölümü kolluk ve savcılık ifadeleriyle savunmalarını tamamladı. Gazeteciler Hürtaş ve Demir ise yargılamanın konusunun tamamen gazetecilik faaliyeti olduğuna dair savunma yaptı.
Demir, savunmasında, "Bu yargılama konusu olan soruşturmanın tamamı gazetecilik faaliyetimdir. Attığım tweetler haber niteliğinde olup tamamen gazetecilik faaliyetinin bir parçasıdır” dedi.
Soruşturmaya konu olan paylaşımlarının operasyonun henüz başlamışken yapılan haber paylaşımları olduğuna işaret eden Demir, “Soruşturma dosyasındaki tutanaklarda operasyonunu karaladığım iddia ediliyor, bununla suçlanıyorum. Ancak operasyon 20 Ocak'ta benim paylaşımlarım ise 19 Ocak'ta yapılmış. Başlamayan operasyonu nasıl karalamış olabilirim?” diye sordu. Demir, söz konusu beş paylaşımının haber içeriği olarak yer aldığı çeşitli medya organlarındaki haberleri mahkemeye sundu.
‘Gazetecilik suç değildir’
Dosyadaki suç unsurları arasına bir yaşındaki oğlunun fotoğrafının konulmasının trajikomik olduğunu kaydeden Hürtaş, savunmasını şöyle sürdürdü: "Ben 20 yıllık gazeteciyim. Bunun uzun yılları bu koridorlarda geçti. Bu adliyede adliye muhabirliği yaptım. Ama kendi iddianamemi anlamıyorum. Okuyorum, neyle suçlandığını bilmiyorum. Gazeteci olarak bu iddianame gelseydi haber değeri yok diye yapmazdım. Savunmam 3 kelime olacak. Gazetecilik suç değildir.”
Dosya kapsamında tutuklu bulunan sanıkların savunmalarının ardından savcı sanıkların tutuklulukta geçirdiği sürenin dikkate alınarak, adli kontrol şartıyla tahliyeleri yönünde mütalaa verdi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların “yurt dışı çıkış yasağı” ile tahliye edilmelerine karar verdi. Mahkeme heyeti, davaya konu paylaşımların tarihlerinin araştırılması için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına, tutuksuz yargılananların yurtdışı yasaklarının devamına karar verdi. Duruşma 22 Kasım’a ertelendi.