Gazetecilerin derhal beraat talebine ret

Gazetecilerin derhal beraat talebine ret

 

 

İBB Başkanı İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından yapılan eylemleri takip ettikleri için avukatlarla birlikte yargılanan sekiz gazetecinin davasında, derhal beraat talebi reddedildi. Mahkeme, esas hakkındaki görüşün hazırlanması için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar verdi.

MLSA - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan protestoları takip ettikleri için yargılanan sekiz gazetecinin davası, İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanık sayısının fazla olması nedeniyle duruşma 40. Ağır Ceza Mehkemesi'nin daha büyük olan salonuna alındı. 

Duruşmaya savunmanlıklarını MLSA'nın yaptığı gazeteciler Yasin Akgül, Zeynep Kuray ve Bülent Kılıç'ın yanı sıra Kurtuluş Arı, Gökhan Kam, Hayri Tunç, Emre Orman ve Ali Onur Tosun katıldı. Duruşmayı Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) ve DİSK Basın-İş Sendikası’ndan temsilciler gözlemci olarak izledi. 

“Gazetecilik yaptım diye sabah gözaltına alındım”

Gazeteciler ve dört avukattan oluşan sanık grubunun “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen dağılmamak” suçlamasıyla yargılandığı davanın bugün (24 Ekim 2025) yapılan ikinci duruşmasında savunma yapan AFP (Agence France-Presse) foto muhabiri Yasin Akgül, 18 yıldır sahada fotoğraf çektiğini ve 15 yıldır gazetecilik yaptığını söyledi: “Suriye’de, Irak’ta gazetecilik yaptım ama sabah çocuklarımın önünde gözaltına alınmadım. Foto muhabiri sahada olmak zorunda çünkü görüntü sahada çekilir.”

Akgül, İstanbul Valiliği’nin basın mensuplarına bilgi verdiği WhatsApp grubunda yer aldığını, yasağa ilişkin bilgilerin oradan iletildiğini aktardı. Dosyadaki görüntülerin kadrajlandığını belirten Akgül, “Ben eylem sırasında polislerle önde yürüyordum,” diyerek gazeteci olduğunun açıkça görüldüğünü söyledi.

“Her dönemin olağan şüphelisiyiz”

Gazeteci Zeynep Kuray, savunmasında uzun yıllardır gazetecilik yaptığını belirtti. Fotoğraflarının kasıtlı olarak kadrajlandığını dile getiren Kuray, şunları söyledi:

“Beni eylemci gibi göstermek komplocu bir yaklaşım. Bir bakıyorlar Zeynep Kuray da orada, ‘onu da alalım’ diyorlar. Önce Twitter hesabımı kapatıyorlar, sonra beni kapatıyorlar.”

Kuray, “İnsanlar sokağa çıktığında biz de gazeteciler olarak orada oluruz. Herkes beni tanır, gazeteci olduğumu bilmiyorlar mı?” diye sordu.

Hayri Tunç da eylemleri haberleştirmek amacıyla takip ettiğini belirterek, “Saraçhane eylemlerinde bulunma sebebim haber yapmak,” dedi.

Gazeteci Gökhan Kam da Saraçhane’de fotoğraf çekmek için bulunduğunu belirtti. “Yıllardır gazetecilik yapıyorum, görevimi yerine getirdim,” diyen Kam, fotoğraflarda eylemcilerin arasında değil, diğer foto muhabirlerinin yanında olduğunu vurguladı.

“Bu bir kumpas davasıdır”

Emre Orman, dosyadaki fotoğraflarda ekipmanlarının özellikle kadraj dışı bırakıldığını belirterek, “Bu bir kumpas davasıdır,” dedi. Polisle birlikte yürüdüğü halde yalnızca yüzünün göründüğü bir kareyle eylemci gibi gösterildiğini ifade etti.

Now TV muhabiri Ali Onur Tosun da tutuklanmasına neden olan fotoğrafta ekipmanlarının görünmediğini söyledi. “Elimde mikrofonum vardı, haber yapmaktan başka amacım yoktu,” dedi.

Foto muhabiri Kurtuluş Arı, alanda gazeteci olarak bulunduğunu ifade ederek “Eylemci değilim. Sadece işimi yaptım,” diye konuştu.

Gazeteci Bülent Kılıç ise önceki savunmalarını yineleyerek, “Sayın Hakim, burada gazetecilik yargılanıyor. Beraatımızı talep ediyoruz,” dedi.

“Avukatlar da gazetecilerle birlikte yargılanıyor”

Sanıklardan avukat Deniz Demirdöven, eyleme mesleği gereği katıldığını söyledi. “Gazetecilerle birlikte yargılanıyoruz. Artık avukatlar da gazetecilerle birlikte sürekli yargılanıyor,” dedi.

“İddianamede benim nerede, ne zaman, hangi eyleme katıldığım bile yok. Sayın Hakim, siz biliyor musunuz? Çünkü iddianamede bunlar yer almıyor.”

Demirdöven’in avukatı, Avukatlık Kanunu gereği usule uygun soruşturma yürütülmediğini belirterek yargılamada durma kararı verilmesini talep etti. Ancak savcılık, hukuka aykırılık bulunmadığını savundu. Mahkeme, durma talebini reddetti.

“Dosyada görüntü yok, tutanak yok, ihtar yok”

Gazetecilerin avukatlarından Batıkan Erkoç, dosyada herhangi bir somut delil bulunmadığını vurgulayarak şöyle konuştu:

“İddianamede yer yok, tarih yok, zaman yok. Dosyada görüntü yok, tutanak yok, ihtar yok. Emniyetin iddia ettiği videolar yedi aydır dosyaya sunulmadı. Tek delil, ‘gazetecilik yaptım’ diyen ifadeler.”

Erkoç, müvekkillerin sabah baskınıyla gözaltına alındığını, önce serbest bırakıldıklarını, ancak savcılık itirazıyla tekrar mahkemeye sevk edilip tutuklandıklarını ve ertesi sabah 08.30’da serbest bırakıldıklarını hatırlattı. Erkoç, Yargılanan gazetecilerim arasında Cumhurbaşkanlığı basın kartı sahibi olanlar var. Demek ki İletişim Başkanlığı’nın verdiği basın kartını gazeteciliğe delil saymamış. Eğer Cumhurbaşkanlığı basın kartı gazeteciliğe delil değilse o zaman hukuken Türkiye’de böyle bir meslek yok demektir.” dedi.

Gazeteci Hayri Tunç’un avukatı Arzuhan Halis ve MLSA’dan Emine Özhasar ile Hazal Sümeli de “derhal beraat” talep etti. Halis, “Dosyadaki deliller ve tutuklanma biçimi, müvekkillerimizin gazeteci olarak alanda olduklarının kanıtıdır,” dedi.

Mahkemeden ret kararı

Savcılık, derhal beraat kararının maddi unsurlarının oluşmadığını belirterek talebin reddini ve dosyanın esas hakkında görüş hazırlanmak üzere savcılığa gönderilmesini istedi. Mahkeme, bu talebi kabul etti ve duruşmayı 27 Kasım tarihine erteledi.

Ne olmuştu?

23 ve 24 Mart tarihlerinde İstanbul ve İzmir’de yapılan protesto gösterilerini izleyen toplam 11 gazeteci gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan gazeteciler arasında AFP, Now TV ve çeşitli ulusal medya kuruluşlarında çalışan isimler de yer aldı.

25 Mart’ta İstanbul Adliyesi’ne getirilen yedi gazeteci önce serbest bırakıldı. Ancak aynı gün savcılığın itirazı üzerine tekrar mahkemeye sevk edilerek tutuklandılar. 27 Mart’ta tahliye edilen gazetecilerden Yasin Akgül, Bülent Kılıç ve Zeynep Kuray'ın savunmanlığını Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) üstleniyor. Davada ayrıca gazeteciler Gökhan Kam, Emre Orman, Kurtuluş Arı, Ali Onur Tosun ve Hayri Tunç da yargılanıyor.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.