Tutuklu gazeteci Elif Akgül ‘habersiz’ kalmayı yazdı: Medya dijitalleşiyor ama cezaevinde radyo bile çekmiyor

 Tutuklu gazeteci Elif Akgül ‘habersiz’ kalmayı yazdı: Medya dijitalleşiyor ama cezaevinde radyo bile çekmiyor

Elif Akgül*

Bundan birkaç ay önce P24 blog için Açık Radyo’nun karasal yayınına devam etmesinin kamu yayıncılığı açısından önemine dair bir haber yapmıştım. Açık Radyo Programlar Koordinatörü Didem Gençtürk verdiği söyleşide altını çize çize “özellikle cezaevlerindeki dinleyicilerimiz için yayın lisansının iptal edilmemesi önemli” demişti.

Didem’in bu sözlerine yer vermekle beraber, bir deprem ülkesi olan Türkiye’de karasal yayının afet zamanlarındaki “hayati rolü” nedeniyle haberi bu açıdan kurmuştum.

“Hayati rol” ifadesi önemli. Çünkü hayatiliği nefes alıp vermeye indirgediğimizde “Bizi insan yapan nedir?” sorusunu da görmezden gelmiş oluyoruz. Ben de farkında olmadan yaptığım bu indirgemecilikle bir gazeteci olarak çok zaman geçmeden sınandım.

Cezaevinde habersiz kalmak

18 Şubat sabahı gözaltına alındıktan sonraki dört günde dışarıdan hiçbir haber alamadık. 21 Şubat’ta tutuklanmamızın ardından getirildiğimiz Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu içinde ortak yayın yapan radyodan zaman zaman dinleyebilsek de “haber” namına alabildiğimiz bir bilgi yoktu.

Koğuşa geçtiğimizde ne radyomuz ne televizyonumuz ne de gazetemiz olduğundan bihaber halimiz devam etti. Ziyaretçimiz boldu tabii. Ama aldığımız haberler dışarıdaki dayanışma, yapılan açıklamalar ya da ne kadar “yatacağımız” üzerine tahminlerle sınırlıydı.

Gelişmeleri radyodan dinledik

Habersizlikten bunaldığımız bir zamanda kantinden el radyosu geldi. Ne var ki zaten zor çeken radyoda iktidar medyası dışında bir haber kanalına ulaşmak mümkün değil. Yine de Trump-Zelenski atışmasını, Abdullah Öcalan’ın açıklamasını radyodan (kanal çeksin diye şekilden şekle girerek) dinledik.

Ama haber dediğimiz şey sadece “şu oldu, bu bitti” ile sınırlı değil. Gelen bir avukat arkadaşıma Trump ile Zelenski’nin oturma düzenini, vücut dillerini anlattırdığımda, durumun acayipliğini ancak anlayabildim. Öcalan’ın mektubunun nasıl bir ortamda okunduğunu, öncesi ve sonrasında yapılan açıklamaları da ancak sonraki günlerde gelen avukatlardan öğrenebildim. Sembolizmin bir iletişim biçimi olduğu Türkiye’de, şüphesiz bu detaylar olmadan yapılan haber habercilik değil. İşte o zaman yaptığım Açık Radyo haberi aklıma geldi.

Haber alma hakkı ve kendi kanaatimizi oluşturabilme becerisi

Mesele “muhalif ses” duyma meselesi değil. Haber alma hakkı yurttaşın sağ/sol/merkez fark etmeksizin her çeşit görüşe, habere ulaşması ve bu veriler doğrultusunda da bilgilendirilmiş bir yurttaş olarak bağımsız bir iradeyle kanaat oluşturması için gerekli.

Haber alma hakkının sadece iktidarın izin verdiği haberlerle sınırlandırıldığı cezaevinde hala nefes alıp verebiliyordum ama beni insan yapan kanaat oluşturma becerime büyük bir darbe almıştım. Hayatilik sorusu burada yine aklıma geldi.

BİK’ten reklam almayan gazeteler cezaevine giremiyor

Televizyonun gelmesiyle durumumuz iyileşti. En azından A Haber’in, TRT’nin, NTV’nin karşısında Halk TV’den NOW’dan da haber alabiliyoruz. Eyüp Burç’un İMC TV’nin Türksat’ta kalabilmesi için nasıl çabaladığı aklıma geliyor. Bu çaba gerçekten insanların hayatlarına değen bir yerden değerli. Aynı nedenle Basın İlan Kurumu (BİK) üzerinden muhalif gazetelere yönelik yaptırımlar da sadece “ekonomik” sonuçlar doğurmuyor. BİK’ten reklam almayan gazeteler cezaevine giremiyor. Mesela bu nedenle Evrensel okuyamıyoruz.

İnternet 2.0 denen dijital çağda tüm medya dijitalleşmeye geçiyor. Hem haberciler hem de haber tüketenler olarak biz de bu sürecin parçasıyız ve hatta bunu talep ediyoruz. Ama Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan bildirebilirim ki, dijital çağ cezaevlerine uğramıyor.

* Gazeteci Elif Akgül 18 Mart 2025’ten beri tutuklu. 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.