RAPORUN TAM METNİNE BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ
2018 yılından beri ifade özgürlüğü davalarını takip eden ve Türkiye’nin en büyük dava izleme programını yürüten Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) 1 Eylül 2021- 20 Temmuz 2022 tarihleri arasında Norveç Kraliyeti Dışişleri Bakanlığı ve Özgürlük için Friedrich Naumann Vakfı Türkiye Ofisi (FNF) desteği ile devam ettirdiği programın yıllık raporu yayımlandı.
23 farklı şehirde görülen 210 davanın 446 duruşmasının izlenmesi ile elde edilen verilere göre gazeteciler, en çok haberleri ve sosyal medya paylaşımlarının delil olarak gösterildiği davalarda terör suçlamaları ile yargılandı. Barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşlerine açılan davalarda artış olduğu belirtilen raporda savcılıkların ve ilk derece mahkemelerinin, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararlarını uygulamadıklarına da dikkat çekildi. Raporda, ifade özgürlüğü davalarında verilen hapis cezalarında radikal bir artış gözlemlendiği de belirtildi.
Gazetecilerin terör davalarında yargılanması pratiği devam ediyor
Rapora göre gazetecileri terör suçlamalarıyla yargılama pratiği bu izleme döneminde de devam etti. “Örgüt propagandası” suçlamasının 62 davada yöneltildiğine yer verilen raporda 143 gazetecinin bu suçlamayla yargılandığı kaydedildi. “Örgüt üyeliği” suçlamasının yöneltildiği 44 davanın
38’inde gazetecilerin yargılandığına dikkat çekilen raporda 132 gazetecinin bu suçlama ile hakim karşısına çıktığı paylaşıldı. Rapordaki verilere göre bu davalarda en çok gazetecilerin yazdıkları haberler ve sosyal medya paylaşımları suçlamalara delil olarak gösterildi.
‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasına hukuksuzca elde edilen deliller sunuldu
Bir yıllık dönemde 34 kişinin “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan 29 davada yargılandığı paylaşılan raporda bu davaların da en çok gazetecileri hedef aldığı belirtildi. Rapora göre 18 gazeteci, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakim karşısına çıktı.
Bu suçlamanın yöneltildiği 19 davada sanıklar aleyhine yalnızca sosyal medya paylaşımlarının delil olarak sunulduğuna dikkat çekilen raporda 14 davada bu delillerin AYM’nin 19 Şubat 2020 tarihli kararıyla anayasaya aykırı olduğuna hükmederek ilgili yasa maddesini iptal ettiği “sanal devriye” yöntemi ile elde edildiği belirtildi. Raporda AYM kararından sonraki tarihlerde hazırlanan ve “sanal devriye” yöntemi ile elde edilen delillere yer verilen 8 iddianamenin mahkemeler tarafından kabul edildiği paylaşıldı.
Barışçıl gösteri ve eylemlere açılan davalarda 800 kişi yargılandı
Rapora göre bir yılda 800 kişi, Anayasa’nın 34. maddesi ile herhangi bir izne tabi olmaksızın düzenlenmesi garanti alınan barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katıldıkları için “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Aralarında Cumartesi Annesi/İnsanları’nın da olduğu 328 aktivist bu suçlama ile yargılanırken 285 öğrenci, Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamaları üzerine başlayan protestolara açılan 9 farklı davada bu suçlama ile hakim karşısına çıktı.
Raporda barışçıl gösteri, eylem ve yürüyüşlere açılan davaların bazılarında söz konusu eylemlerin “kanunsuz” olduğuna kaymakamlık veya valiliklerin aldığı keyfi yasaklama kararlarının ve pandemi döneminde İl Hıfzıssıhha Kurullarının “kamu sağlığı” gerekçe gösterilerek aldığı toplanma yasağı kararlarının dayanak olarak gösterildiğini de yer verildi.
299 yıl, 2 ay, 24 gün: AİHM kararları görmezden gelinerek ceza yağdırıldı
Raporda ifade özgürlüğü davalarında verilen hapis cezalarında ciddi bir artış gözlemlendiği kaydedildi. İzleme döneminde karara bağlanan 41 davada yargılanan 67 kişiye toplamda 299 yıl 2 ay 24 gün hapis cezası verildiği belirtilen raporda 36 kişiye farklı davalarda verilen hapis cezalarının, AİHM’in verdiği ihlal kararlarına konu olan TCK 220/6, 220/7, 299 ve TMK 6/2, TMK 7/2 maddeleri uyarınca verildiği vurgulandı. Mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek müebbet hapis cezasına çarptırılan gazeteci Rojhat Doğru ve 2020 yılında beraat ettiği suçtan hiçbir delil olmamasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan Osman Kavala'ya verilen ağır cezalara da raporda yer verildi. Hapis cezaları ile birlikte beraat ile sonuçlanan davalarda da artış görüldüğü belirtilen raporda bu durum, ifade özgürlüğünü ilgilendiren soruşturmaların kolayca davalara dönüştürülmesi olarak yorumlandı. Raporda paylaşılan bilgilere göre izleme döneminde karara bağlanan 51 davada yargılanan 226 kişi kendilerine yöneltilen suçlamalardan beraat etti.
İfade özgürlüğü davalarında tespit edilen adil yargılanma hakkı ihlallerine dair detaylı notları da içeren 299 yıl, 2 ay, 24 gün: Türkiye’de ifade özgürlüğünün bir yıllık bedeli başlıklı rapora buradan erişilebilir.