EYLEM SONBAHAR
Gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek, Serhan Asker, Suat Toktaş ve Kürşad Oğuz "yargı görevini yapanı etkileme" suçundan beraat etti. "Kişiler arasındaki aleni konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması” suçlaması yönünden ise dosyanın uzlaşma bürosuna gönderilmesine karar veren mahkeme, Toktaş’ın tahliyesiyle beraber tüm sanıkların yurt dışına çıkış yasağının da devamına karar verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adını açıkladığı, bilirkişi Satılmış Büyükcanayakın ile görüşmeyi yayınladığı gerekçesiyle gazeteci Barış Pehlivan, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Halk TV Koordinatörü Kürşad Oğuz, Halk TV sunucusu Seda Selek ve Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker'in yargılandıkları davanın ilk duruşması İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Gazeteciler Barış Pehlivan ile Kürşad Oğuz hakkında "kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek", "yargı görevini yapanı etkileme" ve "kayda alınan konuşmaların basın, yayın yoluyla yayınlanması" suçlamaları, Suat Toktaş ile adli kontrolle serbest bırakılan Seda Selek ve Serhan Asker hakkında ise “kayda alınan konuşmaların basın yayın yoluyla yayınlanması" ve "yargı görevini yapanı etkileme” iddialarıyla açılan davanın duruşmasında gazeteciler ve avukatları hazır bulundu.
'İddianamede suç somutlaştırılmamış'
Duruşma salonunun küçük olması nedeniyle çok sayıda izleyici içeri giremedi. İzleyicilerin ayakta durarak takip ettiği davada savunmasına başlayan Seda Selek, "İddianamede bana yöneltilen “kayda alınan konuşmaların basın yayın yoluyla yayınlanması” ve “yargı görevi yapanı etkileme” suçlarından cezalandırılmamın istenmesini hukuk sınırları içinde anlamlandırmakta güçlük çekmekteyim" diye konuşarak beraatini talep etti.
Müvekkili Seda Selek'in dava konusu konuşma kaydının yayınlanmasında inisiyatif alacak durumda olmadığına değinen avukat Hüseyin Ersöz, adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep etti.
Avukat Enes Hikmet Ermaner de "İddianamede isnat edilen suç somutlaştırılmamış. Bu iddianame yok hükmündedir. Derhal beraat kararı verilmesinin talep ediyoruz" dedi.
Tutuklu gazeteci Toktaş duruşmada alkışlarla karşılandı
Duruşma devam ederken "Bilirkişi soruşturması" kapsamında 30 Ocak'ta tutuklanan gazeteci Suat Toktaş, jandarma eşliğinde duruşma salonuna getirildi. Salondakiler Toktaş'ı alkışlarla karşıladı.
30 yıllık gazeteci olduğunu belirten Hakan Kürşad Oğuz, "Yüzlerce gazeteci arkadaşımla beraber her zaman büyük bir heyecanla daha iyi gazetecilik yapmaya çalıştık. Bu davayı bana değil gazeteciliğe açılmış bir dava olarak değerlendiriyorum" sözleriyle savunmasına başladı.
Pehlivan'ın bilirkişi ile yaptığı konuşmayı gazetecilik refleksiyle kaydettiğini ifade eden Oğuz, "Kaydı yapmaktaki temel amacım sabah boyunca gündem olan şahsa söz hakkı tanımak içindi. Biz bu kaydı yayınlamasaydık zaten haberi yapılırdı. Eksiksiz bir şekilde kaydı yayınladık. Bilirkişi üzerinden yargıya müdahale suçlamasını anlayamadım. Suçun maddi temeli yok. Böyle bir suç işlememiz hayatin doğal akışına aykırı gözüküyor. Yapılanın toplum yararına olduğu açıktır" diye konuştu.
'İfşa kastı yoktur'
Oğuz'un avukatı Beliz Özkan da dava konusu eylemin basın özgürlüğü kapsamında kaldığını vurguladı. Müvekkilinin gazetecilik refleksiyle ve sürekli röportaj yapan biri olması nedeniyle söz konuşmayı kayda aldığını belirten Özkan, "Haberi en doğru şekilde verebilmek adına bu kayıt yapılmıştır, temel amacı budur, ifşa kastı yoktur. Buradaki tüm sanıklar onuruyla mesleklerini yapmaya çalışan insanlar. Tek amaçları daha iyi bir gazetecilik yapmak. Bizim aslında onları ödüllendirmemiz gerekiyor. Bu salondan çıkmadan adaletin halen var olduğuna inanmak istiyorum" diye konuştu.
Ardından gazeteci Barış Pehlivan savunmasına başladı. Pehlivan, "En özeti ne bu davanın? Bir bilirkişi ile yaptığım telefon görüşmesi. Açıyorum iddianameyi ilk başta 3 buçuk sayfa İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 27 Ocak Pazartesi tarihli basın toplantısının çözümleme tutanağı var. Evet, iddianame sayfalarca İmamoğlu’nun basın toplantısında ne dediğini aktarmış. Bitmiyor. Bir kez daha beş kez daha yüz kez daha çevirseniz neyi bulamazsınız biliyor musunuz? Bu davanın asıl konusu olan telefon görüşmesinin çözüm tutanağını." diye konuştu.
Pehlivan şöyle devam etti: "Hani, konuşmamın başında iki isim saydım ya: Ünal Tatar ve Osman Pamuk. Onlar kim, biliyor musunuz Bundan tam 14 yıl önce bu salonlarda, sizin koltuklarınızda teröristler oturuyordu. Fethullahçıların cübbe giymiş örgüt elemanlarıydı. İşte onların bir de bilirkişi ayağı vardı. Diledikleri hukuksuz kararı o bilirkişilerin hukuksuz raporlarıyla alabiliyorlardı. Adını andığım iki kişi de bu ülkenin TÜBİTAK bilirkişileriydi. Ve yazdıkları hukuksuz raporlarla kumpasları desteklediler. İşte ben de bundan 14 yıl önce Ergenekon kumpasıyla hapse atıldığımda, o kumpasçı bilirkişilerin hukuksuz raporlarıyla 19 ay hapis yattım"
'Gazeteci değil de uyuşturucu baronu olsaydık dosyamız kapatılırdı'
"Sanık Suat Toktaş değil de ölüme neden olan Kızılay Başkanı’nın çocuğu olsaydı, bu davada tutuklu sanık olmazdı" diye belirterek konuşan Barış Pehlivan, "Konu, hukuksuzluk yaptığı ileri sürülen bir bilirkişiyle söyleşi değil de altın kaçakçılığı yaptığı ileri sürülen milletvekilleri olsaydı soruşturma bile açılmazdı. Gazeteci değil de bir uyuşturucu baronu, rüşvetçi bir bürokrat ya da tacizci bir tarikat şeyhi olsaydık dosyamız kapatılırdı" dedi. 34 gündür tutuklu bulunan gazeteci Suat Toktaş da "Burada beş kişi yargılanıyor ancak olay üç kişi arasında geçiyor. Seda Selek ve Serhan Asker olay dahilinde değildir. Kaçma şüphesi konusunda söylemek isterim ki kaçmak isteseydim o gün kaçardım. Ama kaçmadım. Karartılacak herhangi bir delil yok. Adli kontrolü de kabul etmem mümkün değildir. Biz bu ülkenin sevdalısıyız, kovsanız da bir yere gitmem. Bu kadar gündemde olan bir bilirkişiyi aramak gazeteciliktir" diye vurguladı.
Savunmasını üzerine atılı suçlamaları reddettiğini ifade ederek başlayan Serhan Asker, "O gün izinli olmama, ses kaydının yayınlanmasında dahlim olmamasına rağmen iki gün gözaltında kaldım. Haftada bir imza veriyorum, yurt dışı çıkış yasağım var. Kızımın pasaportuna bile el konuldu" dedi.
Savcı Toktaş'ın tutukluluğunun devamını 'ölçülü' buldu
Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, gazetecilerin atılı suçlardan cezalandırılmasını talep etti. Delillerin henüz toplanmamış olması, Suat Toktaş’ın tutuklulukta geçirmiş olduğu süreyi de göz önünde bulundurduğunu belirten savcı tedbirin ölçüsüz olmayacağı gerekçesiyle tukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Mütalaaya ilişkin konuşan Toktaş, "Bu kadar kolay değil, ben mesleğe 30 yılımı verdim. Sadece işini yapan biriyim, gider yine yatarım, atın içeri sorun değil. Üç adımlık bir yerde kalıyorum. O kadar kolay mı tutukluluğun devamını istemek. Bu kutuplaşma ortamında burası Halk TV vereyim cezayı, veremezsiniz" dedi.
34 gündür tutuklu olan Toktaş’a tahliye kararı
Savunmaların ve son sözlerin ardından karar için duruşmaya ara verildi. Aranın ardından da mahkeme, “yargı görevini yapanı etkileme” suçundan tüm sanıkların beraatine hükmetti. “Kişiler arasındaki aleni konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması” suçlaması yönünden ise dava şartı olan uzlaşma prosedürü gerçekleşmediğinden dosyanın uzlaşma bürosuna gönderilmesine karar verdi. Toktaş’ın tahliyesiyle beraber tüm sanıklar hakkındaki yurt dışı çıkış yasaklarının devamına hükmeden mahkeme, tutuksuz sanıkların haftada bir gün imza atma şeklindeki adli kontrol tedbirini ise kaldırdı.