ELİF AKGÜL
İstanbul Barosu’nun yeni başkanı Anayasa hukukçusu, Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen Barış İçin Akademisyenler’den Av. Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu oldu. On iki adayın yarıştığı seçimde 7 bin 219 oyla seçimi kazanan Kaboğlu’nun hem adaylığı hem de zaferi birçok ilkleri beraberinde getirdi.
Binden fazla avukatın “değişim” çağrısı
Aslında bu seçimlerin diğerlerinden daha farklı olacağının ilk sinyali 7 Ağustos’ta bini aşkın avukatın “Değişim İsteyen Avukatlar” başlığıyla yayınladığı çağrıyla geldi.
Avukatlar bir imza metni yayınlayarak, 1997-2001 yılları arasında İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı olan Anayasa hukukçusu Kaboğlu’nu başkanlığa adaylığını koymaya çağırıyordu:
“Anayasa’nın askıya alındığı, temel insan hak ve özgürlüklerin tehdit altında olduğu, halkın yoksullaştırıldığı ve açlığa mahkum edildiği; doğanın, hayvanların; tarihsel ve kültürel varlıkların yok edilmek istendiği zamanlardayız. Savunmanın yargısal faaliyetlerden dışlanması mesleğimizi neredeyse yapılamaz hale getirmiştir.”
Avukatların içinde bulunduğu yoksulluk ve güvencesizliğe dikkat çekilen açıklamada mevcut yönetim anlayışının “duyarsız, etkisiz, avukata ve avukatlık mesleğine yabancı halde” olduğu vurgulanıyordu.
Çağrıya destek verenler arasında önceki seçimlerde kendi adaylarıyla yarışmış Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Çağdaş Avukatlar Grubu, Katılımcı Avukatlar grubunun üyeleri ve eski adayları, İstanbul Barosu üyesi CHP milletvekili Mahmut Tanal, DEM Parti Milletvekili Cengiz Çiçek, TİP milletvekilleri Sera Kadıgil ve Anayasa Mahkemesi kararına rağmen milletvekilliği engellenen ve cezaevinde bulunan Can Atalay ile eski milletvekilleri Züleyha Gülüm, Oya Ersoy, Filiz Kerestecioğlu ve Levent Tüzel ile akademisyenler Turgut Tarhanlı, Sibel İnceoğlu, Nihal Saban da vardı.
“Yıkıma seyirci kalamayız”
Çağrıya cevap veren Kaboğlu "Biz avukatlar, biz İstanbul Barosu mensupları, biz Türkiye’nin anayasasızlaştırma süreciyle bir toplumun geleceğinin karartılmasına seyirci kalamayız. Biz İstanbul Barosu avukatları, tüm avukatlara seslenerek yıkıma seyirci kalamayız" diyerek adaylığını açıkladı.
Alışılmadık bir aday
Kaboğlu birçok açıdan farklı bir aday. Profesörlüğe kadar uzanan akademik kariyerinin yanı sıra 2003 yılında Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. Bu görevi sırasında Azınlık ve Kültürel Haklar Raporu'nu açıkladığı basın toplantısında bugün İYİ Parti Konya Milletvekili olan Fahrettin Yokuş, Kaboğlu’na saldırıp raporu yırtmıştı.
Raporun yayınlanmasının ardından Kaboğlu ile raporu hazırlayanlardan Baskın Oran hakkında, ”halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla dava açıldı. Dva sonunda iki isim beraat etti. “Devletin yargı organlarını alenen aşağılama” iddiasıyla iki isme açılan kamu davasıysa düştü. Söz konusu raporda en çok hedef alan öneri “Türklük” kavramı yerine “Türkiyelilik” kavramının kullanılması önerisi olmuştu.
“Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzalayan Barış için Akademisyenler’den biri olan Kaboğlu, Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanlığı görevindeyken 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Olağanüstü Hal kapsamında çıkarılan 7 Şubat 2017 tarihli 686 numaralı Kanun Hükmünde Kararname ile üniversiteden ihraç edildi. Bu bildiride imzacı olduğu için “terör örgütü propagandası” iddiasıyla İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Kaboğlu, Anayasa Mahkemesi’nin Barış İçin Akademisyenler’in yaptığı başvuruyla ilgili verdiği hak ihlali kararının ardından beraat etti. Kaboğlu 2018 yılında da Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekili seçildi.
Kaboğlu’nun adaylığıyla birlikte dünyanın en çok üyeli barolarından biri olan İstanbul Barosu tarihinde bir kişi, önce kendisi aday olmadan, daha önce görülmemiş bir siyasi kapsayıcı grup tarafından başkanlık için aday gösterilmiş oldu. Söz konusu kapsayıcılık Kaboğlu’nun ekibine de yansıdı. Farklı grup geçmişlerine sahip bir ekip kuruldu.
Seçim süreci Kaboğlu açısından kendi kariyeri özelinde eleştirilerle yürüdü. En çok dile getirilen eleştiriler arasında yaşı ve avukatlık deneyiminin diğer adaylar kadar fazla olmamasıydı.
Önce İlke Grubu’nun 22 yıllık dönemi bitti
Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen ve 19 Ekim aksamı sonuçlanan seçimlerden Değişim için Avukatlar grubunun galip ayrılması aynı zamanda 22 yıldır İstanbul Barosu yönetiminde yer alan Önce İlke Grubu döneminin de bittiği anlamına geldi.