İstanbul’un yeni Cumhuriyet Başsavcısı: Hâkim, bakan yardımcısı, şikayetçi ve mağdur

İstanbul’un yeni Cumhuriyet Başsavcısı: Hâkim, bakan yardımcısı, şikayetçi ve mağdur

 

 

ELİF AKGÜL

Adalet Bakanı Yardımcısı Akın Gürlek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandı. Gürlek hem başkanı olduğu mahkemelerde aldığı kararlar hem de gazetecilerden şikayetçi olduğu davalarla tanınan bir isim.

Adalet Bakanlığı’nın sitesinde yer alan biyografisine göre Gürlek 1984’de Nevşehir’de doğdu. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2005 yılında mezun oldu. Hâkim olarak çeşitli il ve ilçelerde görev yaptı. Gürlek, 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı görevini yürütürken, 1 Haziran 2022’de Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak atandı.

Gürlek, aldığı kararlarla tanınan bir isim. Tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve eski CHP İstanbul Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yargılandığı davalardan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve MİT TIR’ları davasına kadar, çeşitli siyasi davalarda aldığı kararlarla sık sık haber oldu. Hâkim veya Adalet Bakanı Yardımcılığı görevlerini yürütürken, bir taraftan da hakkında yapılan haberler nedeniyle gazetecilerden şikâyetçi oldu ve dava açtırdı.

Selahattin Demirtaş davası

Kobani protestoları davası kapsamında 2016’dan beri tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında açılan davalardan biri de İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Demirtaş bu davada, 2013 yılındaki Newroz mitinginde yaptığı konuşma nedeniyle “terör örgütü propagandası” yapmakla suçlandı. Davaya bakan mahkeme heyetinin başkanı Akın Gürlek’ti. 

Gürlek’in başkanlığını yaptığı heyet, 7 Eylül 2018’de Demirtaş hakkında mahkûmiyet kararı verdi. Demirtaş 4 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu arada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen başka bir davasında uygulanan tutukluluk kararına karşı Demirtaş’ın başvurusunu inceledi.

AİHM, 20 Kasım 2018’de verdiği ihlal kararıyla Selahattin Demirtaş'ın Ankara’daki dava kapsamında serbest bırakılması ve tutuksuz yargılanması gerektiğine hükmetti. Bu karara uygun olarak Demirtaş’ın tahliye edilmesi gerekiyordu. Ancak, tahliye beklenirken, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Eylül ayında verdiği karar, üst mahkeme olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nce, 7 Aralık 2018’de jet hızıyla onandı. Demirtaş böylece ‘hükümlü’ hale getirildi; AİHM kararı boşa düşmüş oldu.

ÇHD davası ve Gürlek’in mahkemeye atanması

15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal kapsamındaki 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği ile Halkın Hukuk Bürosu ve Ezilelerin Hukuk Bürosu’ndan 17’si tutuklu 20 avukatın “terör örgütü yöneticiliği” ve “terör örgütü üyeliği” iddialarıyla yargılandığı dava, 14 Eylül 2018’de, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.

İki gün süren ilk duruşmanın sonunda tüm tutuklu avukatlar, 15 Eylül 2018’de, tahliye edildi. Ancak, ertesi gün savcılığın tahliye kararına itirazla mahkeme 12 avukat hakkında yakalama kararı çıkarttı, beş avukat hakkında verdiği önceki kararda ise direndi. Hakkında yakalama kararı çıkarılan avukatlardan beşi, 16 Eylül 2018’de, yeniden tutuklandı.

Tahliye kararının hemen ardından, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti üyelerinin bir kısmının görev yeri değiştirildi. Görev yerleri değiştirilen mahkeme heyetinin yerine getirilen hâkimlerden biri Akın Gürlek’ti. Gürlek, bu dosyanın soruşturma aşamasında görev almış yargı mensuplarından biriydi.

Gürlek, avukatlar hakkında yakalama kararı çıkarılmasından sonra İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nöbetçi olarak atandı. Tutuklama kararını yerine getirdikten sonra da Hakimler ve Savcılar Kurulu  (HSK) kararnamesiyle bu mahkemede başkan olarak görevine devam etti.

Kaftancıoğlu’na siyasi yasak, Barış Akademisyeni’ne ‘şehit ailesi ziyareti’ kararı

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Sözcü davası da dahil olmak üzere, çok sayıda gazeteciyi yargılayan Gürlek’in imza attığı bir diğer tartışmalı karar, Eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaydı.

Kaftancıoğlu hakkında, dava tarihinden yedi sene önceki sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek açılan davada Gürlek başkanlığındaki mahkeme, 6 Eylül 2019’da kararını açıkladı. Heyet, “terör örgütü propagandası yapmak”, “kamu görevlisine hakaret”, “cumhurbaşkanına hakaret”, “Türkiye Cumhuriyeti’ni alenen aşağılama” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçlamalarıyla toplamda 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası vererek Kaftancıoğlu’nu ‘siyasi yasaklı’ hale getirdi.

Gürlek’in başkanlığındaki heyet, ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza attıkları için yargılanan Barış Akademisyenleri’nden Dr. Öğr. Üyesi Gülsün Güvenli’ye de “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Güvenli'ye hapis cezasının yanı sıra ‘şehit ailesini ziyaret etme' yükümlülüğü getirildi.

AYM kararını uygulamayan hâkim

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne 2020 yılında mahkeme başkanı olarak atanan Akın Gürlek bu mahkemedeki görevi boyunca Dink cinayeti davası ve MİT TIR’ları davasına da baktı. Bir kısım sanıkların ceza, bir kısmının beraat aldığı Dink davasında 20 kamu görevlisi hakkındaki ‘görevi ihmal’ suçlamasına zaman aşımı gerekçesiyle düşme kararı verdi.

Gürlek’in en tartışılan kararlarından biri de CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına ‘direnmesiydi’.

AYM, durdurulan MİT TIR’larının görüntülerini eski Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a verdiği iddiasıyla yargılanan, 4 Haziran 2020’de milletvekilliği düşürüldükten sonra tutuklanan, ancak 6 Haziran 2020’de koronavirüs önlemleri kapsamında tahliye edilen CHP Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu’nun ‘seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı’ ile ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının’ ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verdi. AYM, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için ‘yeniden yargılama’ yapılmak üzere kararın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmetti.

Ancak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin kararını uygulamayarak Berberoğlu’nun yeniden yargılanmasına yer olmadığına karar verdi. Bu kararın ardından HSK, "AYM kararlarına uymayan terfi edemez" şeklindeki kendi ilkesini ihlal ederek Akın Gürlek'i birinci sınıf hâkim yaptı.

Gazetecilerden ‘şikâyetçi’

Hakimlik görevinin yanı sıra Gürlek, şikâyetçi ve mağdur sıfatıyla da gazetecilerin yargılandığı davalarda yer aldı.

Gürlek İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğu dönemde, gazeteciler Canan Coşkun ve Barış Pehlivan hakkında, yaptıkları haberler nedeniyle şikâyetçi oldu. İki gazeteci, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) çalışanlarını terör örgütleriyle ilişkilendirerek özel teftiş başlatmasına dayanak yapılan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) davasına Gürlek’in bakacağını yazmıştı. Gürlek’in ‘şikâyetçi’ sıfatıyla yer aldığı davanın 13 Haziran 2023’te görülen karar duruşmasında iki gazeteci de beraat etti.

Gazeteci Ayça Söylemez de o dönemde Adalet Bakanı Yardımcısı olan Gürlek’in şikâyeti üzerine, “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” iddiasıyla yargılandı. Gürlek, Söylemez’in 18 Şubat 2020’de BirGün’de yayınlanan ‘Yetenekli hâkim bey‘ başlıklı makalesini suçlamaya dayanak olarak göstermişti. Söylemez,  İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 19 Mart 2024 tarihinde beraat etti.

ANKA Haber Ajansı Yazı İşleri Müdürü Mansur Çelik, ‘Türkiye Gündemine Damga Vuran Hâkim’ başlıklı haber nedeniyle Akın Gürlek’in şikâyetiyle yargılandı. Çelik, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 18 Ocak 2024 tarihinde Akın Gürlek’i “hedef göstermek” suçlamasıyla hapis cezasına çarptırıldı.

"Kimse Akın Gürlek'i eleştirmesin diye bu dava açıldı”

Odatv internet sitesinde yayımlanan, ‘Türkiye’nin gündemindeki kararları hep aynı hâkim veriyor’ başlıklı haber ve Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan, ‘Türkiye’yi karıştıran hâkimi nereden hatırlıyorum’ başlıklı yazısı gerekçesiyle gazeteci Barış Terkoğlu hakkında da o dönemde Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’in şikâyeti sonucu “terörle mücadele görev almış kişileri hedef göstermek” iddiasıyla dava açıldı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 2 Mayıs 2024 tarihindeki karar duruşmasında savcının esas hakkındaki görüşüne karşı yaptığı savunmada, "Adını vermediğim birini nasıl hedef göstermiş oluyorum?" diye soran Terkoğlu, "Kimse Akın Gürlek'i eleştirmesin diye bu dava açıldı” dedi.

Terkoğlu iki yıl hapse mahkûm edildi ve ceza ertelenmedi.

Gürlek, 22 Haziran 2023’te yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun doğal üyesi olarak atandı. Gazeteci Furkan Karabay hakkında, kararnameyle ilgili sosyal medya paylaşımları nedeniyle, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen, zincirleme şekilde hakaret etmek” suçlamasıyla dava açıldı. Dosyanın şikâyetçileri arasında Adalet Bakanı yardımcıları Akın Gürlek’in yanı sıra yine Adalet Bakan Yardımcısı olan Hasan Yılmaz ile Anayasa Mahkemesi (AYM) Üyesi İrfan Fidan da bulunuyor. Dava, Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki halen sürüyor.

AHİM, yargılamaların tarafsızlığını sorguluyor

Akın Gürlek, hâkim ve Adalet Bakanı Yardımcısı olarak özellikle gazeteciler hakkında şikayetçi olup dava açtırsa da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) özellikle, devlet yetkilileri ve otorite figürlerinin davaların tarafı olduğu durumlarda, yargılamaların objektifliğinin ve tarafsızlığının sorgulanabilir olduğuna dikkat çekiyor.

AİHM'nin Handyside v. United Kingdom (1976) kararında, ifade özgürlüğü üzerindeki devlet müdahalelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun olup olmadığını değerlendirirken, devlet yetkililerinin ve otorite figürlerinin davaların tarafı olmalarının adil yargılama ilkesine zarar verebileceği vurgulandı. Ayrıca, Lingens v. Austria (1986) kararında gazetecilerin devlet yetkililerine yönelik eleştirilerinin ifade özgürlüğü kapsamında korunması gerektiği belirtildi ve bu tür davaların adil ve tarafsız bir şekilde değerlendirilmesinin önemi vurgulandı.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.