Emrah Tüncer, İstanbul - 19 Mart 2018'de Boğaziçi Üniversitesi'nde "Afrin Lokumu" dağıtılmasına tepki gösteren öğrencilere, "terör örgütü propagandası yapmak" suçlaması ile açılan davanın ikinci duruşması Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Saat 10:37’de sanıklar duruşma salonuna alındı. Aileler, basın mensupları ve milletvekillerinden oluşan kalabalıktan ise sadece 15 kişinin içeriye girmesine izin verildi. İçeriye giremeyen çok sayıda sanık yakını duruşmayı koridorda bekleyerek davanın bitmesini bekledi. Mahkeme başkanı salonun düzeni sağlandıktan sonra 10.50’de başlayan duruşmada Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt alınmasına karar verdi. Duruşmayı aileler, akademisyenler ve öğrencilerin ailelerinin yanı sıra milletvekilleri Hüda Kaya, Binnaz Toprak ve Erkan Baş izledi.
Yargılanan öğrencilerden Agah Suat Atay, Berke Aydoğan, Deniz Yılmaz, Enes Karakaş, İsmail Gürler, Mete Ulutaş, Tevger Uzay Tula, Yusuf Noyan Öztürk, Zülküf İbrahim Erkol, Esen Deniz Üstündağ, Kübra Sağır, Sevde Öztürk, Şükran Yaren Tuncer, Ali İmran Şirin, Denizhan Eren, Emir Eray Karabıyık, Hamza Dinçer, İbrahim Musab Curabaz, Kültigin Demirlioğlu, Mustafa Ada Kök, Onur Eren, İrem Gerkuş, Elif Nur Aybaş, Ozan Yaman, Ayşe İdil Ügüt, Bektaş Deneri, Damla Uyar, Ekim Devrim Çapartaş ve Oğuzcan Ünlü duruşmada hazır bulundu. Heyet değişikliğinin nedeni ile önceki zabıtlar okunduktan sonra iddianamelere geçildi. Celse arasında dava dosyaları arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan mahkemenin ayrı ayrı birleştirme kararları verildi. Daha önce savunma vermeyen öğrencilerden CMK 191/3b maddesi gereğince İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde atılı suçlamaların dayanağını oluşturan eylemler, deliller ile suçlamaların hukuki nitelendirilmesi anlatıldı.
'Dış politikayı herkes eleştirebilir'
Öğrencilerden İrem Gerkuş, kuzey kampüste dersi olduğunu, piramidin önünde toplanan bir kalabalık gördüğünü yaptığının politik eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade edip beraatini mahkeme aksi kanaatte ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ettiğini ifade etti. Sanıklardan Ozan Yaman, slogan atmadığını ama belirtilen sloganların suç sayılamayacağını, dolayısıyla terör propagandası yapmadığını ve beraatini istediğini söyledi. Ayşe İdil Ügüt, olayın olduğu alanın zaten herkesin geçtiği bir geçiş koridoru olduğunu dolayısıyla orada bulunmasının doğal olduğunu ayrıca dünyanın her yerinde şiddetin arttığı bir dönemde bu suçlamaların utanç verici olduğunu ve beraatini istediğini söyledi. Bektaş Deneri, belirtilen saatte kuzey kampüste olduğunu, hangi sloganlara eşlik ettiğini hatırlamadığını ama bu sloganların meşru olduğunu düşündüğünü söyledi. Ayrıca dış politika konusunda herkesin eleştirel bir yaklaşım gerçekleştirebileceğini ve bunun da suç olmayacağını ifade edip beraatini istedi.
'Barışı savunuyorum'
Sanıklardan Damla Uyar, sivil halka yapılanın doğru olmadığını düşündüğü için Afrin protestosuna katıldığını, hak hukuk bağlamında da bugüne kadar çok sayıda protesto eylemine katıldığını bunarın hak ve özgürlükler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Ek olarak, Erasmus programından kabul almasına rağmen yurtdışı yasağından dolayı gidemediğini dolayısıyla yasağın kaldırılmasını talep etti. Ekim Devrim Çapartaş, değerleri gereği barışı savunduğunu, ölenler için lokum dağıtılamayacağını çünkü lokumun şenliği, eğlenceyi ifade ettiğini söyleyip beraatini istedi. Oğuzcan Ünlü, Boğaziçi Üniversitesine 2012 yılında girdiğini, katıldığı eylemlerin hepsinin hak ve özgürlükler kapsamında değerlendirilebilecek eylemler olduğunu ifade edip avukatının beyanının esas alınmasını istedi.
Avukatlar Oya Meriç Eyüboğlu, Oğuzcan Aydın Aygun, Ekin Baltaş, Hüseyin Boğatekin, Metin Sezgin, Sema Özdemir, Yıldız İmrek, Hüseyin Aslan ve Fatma Karlıkçıoğlu ise genel olarak yurtdışı çıkış yasağının bir an önce kaldırılması gerektiğini, çeşitli branşlarda okuyan ve alanında araştırma yapan öğrencilerin çalışmalarında kullandıkları ve el konulan materyallerin, elektronik cihazlarının bir an önce iade edilmesi gerektiğini, görüntülerin kabaca seçilip düzenlendiğini dolayısıyla bunun kanıt olarak gösterilemeyeceğini ifade etti. Atılı suçun unsurlarının oluşmadığını vurgulayan avukatlar, sanıkların derhal beraatini ve adli kontrol şartının kaldırılmasını talep etti.
Yurtdışına çıkış yasağı kaldırıldı
10 dakikalık aranın ardından mahkeme, kararını açıkladı. Tüm sanıkların yurtdışı çıkış yasağını kaldıran mahkeme, dijital materyallerin teslimi konusunda yapılan taleplerin yargılamanın ve inceleme işlemlerinin devam etmesi nedeniyle reddine, görüntülerin yasak delil olması nedeniyle dosyadan çıkarılması talebinin CMK'da böyle bir usul hükmü bulunmaması sebebiyle reddine, el konulan dijital materyallerin inceleme raporu sonucunun beklenilmesine, SEGBİS kayıtlarının çözümü için dosyanın bilirkişiye tevdiine, sarf kararının bilahare düzenlenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 19 Mart'ta görülecek.