ANKARA – Afgan Mültecileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin (ARSA- Afghan Refugees Solidarity Association) kurucusu Doktor Zakira Hekmat, pandemi sürecinde geliri olmayan ve açlık sınırının altında yaşayan mültecilere destek sağlanmaması durumunda COVID-19’a karşı dayanıklı olmalarının mümkün olamayacağını belirtiyor. Hekmat, “Hepimiz aynı gemideyiz. Mülteciler de bu gemide. Afgan mülteciler unutulmamalı,” diyor.
Doktor Hekmat, Afgan sığınmacı ve mültecilerin COVID-19 belirtileri gösterseler dahi hastanede ücret talep edileceği kaygısı ile herhangi bir sağlık kuruluşu ile temasa geçmediklerini belirtirken yapılması gerekenleri şöyle özetliyor: “COVID-19 belirtileri hisseden bir Afganlı mülteci ya da sığınmacı hastaneye başvurabilir. COVID-19 tedavisinde bir ücret talep edilmemektedir. İlk yapmaları gereken 112 ya da 184’ü aramak olmalı. 184 farklı dillerde de hizmet vermekte. 112 Acil Servis kendilerine gelen başvuruları sıraya koyuyor. 112 ekipleri başvuru yapan adreslere gün içinde mutlaka gidiyor. Sağlık görevlileri hastayı gördükten sonra hastaneye götürüp götürülmemesi gerektiğinin kararını veriyor.”
Mülteciler, açlıkla karşı karşıya
Afgan mülteci ve sığınmacıların ülkelerinde yaşanan siyasal ve ekonomik sorunlar nedeniyle yeni bir yaşam kurmak hedefiyle Türkiye’ye geldiklerinin altını çizen Hekmat, sağlığın en temel insan hakkı olduğunu ancak uluslararası koruma kapsamında olan Afganlıların sağlık hizmetlerine ulaşmakta zorluk çektiğini vurguluyor. Hekmat, “İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Şubat ayında yayımladığı bir genelge ile Afganlar gibi uluslararası koruma kapsamında değerlendirilen tüm sığınmacı ve mültecilerin sağlık sigortalarını kesti. Türkiye’de bulunan Afgan sığınmacı ve mültecilerin yüzde 98’e yakını günübirlik işlerle evlerini geçindiriyorlar. Pandemi sonrası ortaya çıkan ağır ekonomik kriz, mültecileri açlıkla karşı karşıya bıraktı. Gündelik yaşamlarını sürdürmekte zorlanan bu insanların sağlık için bir bütçe ayırmaları imkânsız. Hepimiz aynı gemideyiz. Mülteciler de bu gemide. İşte bu nedenle bu kritik süreçte onlar da unutulmamalı,” diyor.
Bebekler için bedava süt ve çocuk bezi verilmeli
Hekmat acil atılması gereken adımları şöyle sıralıyor: “Çok acil, açlıkla karşı karşıya kalan aileler için ekmek ve temiz su desteği verilmeli. Bebekler için bedava süt ve çocuk bezi, hijyenik malzeme temini sağlanmalı. Kalabalık ailelerde özellikle yaşlı insanlar için hızla çözüm üretilmeli. Aksi halde mültecilerin salgına dayanıklı hale gelmeleri mümkün değil.”
Mültecilerde COVID-19 belirtileri varsa, tedavi ücretsiz
Doktor Hekmat, Afgan sığınmacı ve mültecilerin COVID-19 belirtileri gösterseler dahi hastanede ücret talep edileceği kaygısı ile herhangi bir sağlık kuruluşu ile temasa geçmediklerini belirtiyor. Hekmat, “Uluslararası koruma statüsündeki Afganlıların sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanamamaları nedeniyle, ‘hastaneye gidersek ve bize korona teşhisi konulursa ödeme yapmak zorunda kalırız’ kaygısını yaşıyorlar. Ancak mülteciler bu konuda bilgilendirilmeli. Biz elimizden geldiğince bilgilendirme yapmaya çalışıyoruz. Ama yetkililere de iş düşüyor. COVID-19 belirtileri hisseden bir Afgan mülteci ya da sığınmacı hastaneye başvurabilir. COVID-19 tedavisinde bir ücret talep edilmemektedir. Bilgisizlik ve çoğu zaman da kayıtsızlık durumunun yarattığı ‘sınır dışı edilme kaygısı’ Afganlıların zor yaşamlarını daha da zorlaştırıyor” diyor.
112 ya da 184 aranarak COVID-19 kaygısı dile getirilmeli
Hekmat, izlenecek yolu şöyle özetliyor:
“Afgan mülteci ve sığınmacılar COVID-19 belirtileri hissediyorsa, ilk yapmaları gereken 112 ya da 184’ü aramak olmalı. 184 farklı dillerde de hizmet veriyor. 112 Acil Servis ise gelen tüm başvuruları sıraya koyuyor. 112 ekipleri gün içinde mutlaka başvuru yapan adrese gidiyor. Sağlık görevlileri hastayı gördükten sonra hastaneye götürüp götürülmemesi gerektiğinin kararını veriyor. Kimi zaman karantina uygulaması ile takip yapılıyor. Eğer başvuran kişinin durumu ciddiyse, 12 Acil Servis zaten hastaneye götürmekle yükümlü. Şu anda Türkiye’nin çeşitli yerlerinde COVID-19 teşhisi ya da şüphesi ile yatan Afgan, İranlı sığınmacı ve mülteciler var. Örneğin Ankara’da bir Afgan sığınmacı şu anda evde karantina sürecinde. Şunu da belirtmek lazım, eğer bir Afgan sığınmacı ya da mülteci COVID-19 ise hane halkının tümü tarama testi ve karantina uygulamasına tabii tutuluyor.”
Mülteci çocukların uzaktan eğitimi için teknik ekipman sağlanmalı
Hekmat, salgın nedeniyle okulların kapanmasıyla mülteci çocukların da uzaktan eğitime başladığını anımsatırken, ailelerin eğitim araçlarını sağlamasının mümkün olmadığına işaret ediyor. Hekmat, “Aileler Türkiye’ye geldikleri andan itibaren çok zorlu hayatlar yaşıyorlar. Giderlerini günlük olarak karşılıyorlar. Yalnızca Türkiye’de kayıt olabilen ailelerin çocukları eğitim hakkından yararlanabiliyor. Ancak ailelerin bilgisayara ya da televizyona erişim imkânları yok. İnternet kotaları da uzaktan eğitimi takip edecek güçte değil. Dil bariyerine takılan çocuklar, uzaktan eğitimi anlayamıyor. Mülteci çocuklara TV, bilgisayar ve internet desteği sağlanmalı. Hem çalışıp hem okuyan üniversiteli gençlere kredi, burs imkânı sağlanmalı” çağrısında bulunuyor.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.