Hukuki Destek

MLSA, tutuklu gazeteciler için itiraz başvurusu yaptı: "Mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklandılar"

MLSA, tutuklu gazeteciler için itiraz başvurusu yaptı: "Mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklandılar"

19 Mart sonrası başlayan eylemleri izledikleri için tutuklanan gazetecilerden Zeynep Kuray, Yasin Akgül ve Bülent Kılıç için MLSA hukuk birimi tutukluluğa itiraz etti. Başvuruda gazetecilerin yalnızca haber takibi yaptığı halde eylemci gibi muamele gördüğü vurgulandı

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), 25 Mart’ta tutuklanan yedi gazeteciden müvekkilleri serbest gazeteci Zeynep Kuray, AFP foto-muhabiri Yasin Akgül ve foto muhabiri Bülent Kılıç’ın tutukluluğuna itiraz etti. İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği tarafından “2911 sayılı kanuna muhalefet” suçlamasıyla tutuklanan gazeteciler için yapılan başvuruda, gazetecilerin yalnızca haber takibi yaptığı, tutuklama kararının basın özgürlüğünü ihlal ettiği ve orantısız bir tedbir olduğu belirtildi.

MLSA’nın yaptığı itiraz başvurularında, tutuklu gazeteciler Bülent Kılıç, Yasin Akgül ve Zeynep Kuray hakkında verilen tutuklama kararlarının yalnızca basın özgürlüğünü değil, aynı zamanda kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını, adil yargılanma hakkını ve barışçıl gösterilere katılma hakkını da ihlal ettiği savunuldu. Her üç gazetecinin de basın kartının bulunduğu ve gazetecilerin yalnızca haber takibi amacıyla alanda bulunduğu, delil olarak tek bir fotoğraf karesinin sunulduğu, olay yerinde gözaltına alınmadıkları halde günler sonra evlerinden alınarak tutuklandıkları vurgulandı. Başvurularda, tutuklamaların ölçüsüz olduğu, adli kontrol gibi daha hafif tedbirlerin değerlendirilmediği ve gazetecilere eylemci gibi muamele edilmesinin mesleklerini yapmaları açısından caydırıcı bir etki yaratacağı belirtildi.

İtiraz dilekçeleriyle ilgili konuşan MLSA Eş-Direktörü Avukat Veysel Ok, "Dün, Türkiye hukuk tarihinin en büyük krizlerinden biriyle karşılaştık. Gözaltındaki gazeteciler, bir gün gözaltında kaldıktan sonra adliyeye getirildi. Saat 11.00 civarında, savcılık veya polis tarafından el yazısıyla serbest bırakılanların listesi asıldı. Tutuklu gazeteciler de bu listede yer alıyordu. Ancak iki saat sonra her ne olduysa, savcı hukuka aykırı şekilde fikrini değiştirdi, gazetecileri tutuklamaya sevk etti ve onlar da tutuklandı. Bu durum, hem adil yargılanma hakkına hem de yargı bağımsızlığına aykırıdır. Adalet Bakanlığı, bu karar değişikliğinin hangi motivasyonla yapıldığını kamuoyuna açıklamakla yükümlüdür.

İtiraz ve savunmalarımızda her şeyi açıkça ifade ettik: Basın kartları olduğunu ve eylemci olmadıklarını belirttik. Kaldı ki, eylemci olsalar bile Türkiye'de gösteri yapmak anayasal bir haktır. İtiraz sonucu serbest bırakılmalarını umuyorum. Aksi takdirde bu hukuk skandalı devam edecektir." diye konuştu.

“Fotoğraf gösterildi, başka delil sunulmadı”

Her üç gazeteci de 24 Mart sabahı evine yapılan polis baskınıyla gözaltına alındı. Aynı gün Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde yapılan sorguda kendisine yalnızca bir fotoğraf gösterilerek, İstanbul Valiliği’nin yasak kararına rağmen bir eyleme katıldıkları iddia edildi. Gazetecilerin ifadelerinde yalnızca fotoğraf çekmek ve gazetecilik yapmak amacıyla bulunduğunu, herhangi bir grupla bağlantıları olmadıklarına yönelik ifadeleri hatırlatıldı. Ayrıca her gazetecilerin polis sorgusunda kasti olarak kameran ve ekipmanlarının görünmediği fotoğrafların delil olarak gösterildiği savunuldu.

“Önce serbest bırakılacakları söylendi, sonra tutuklandılar”

İtiraz dilekçelerinde gazetecilerin önce adli kontrolle serbest bırakılacağı yönünde bilgi verildiği, hatta müdafilerine adliyeden çıkış kapısının bildirildiği, ancak kısa süre sonra tüm gazetecilerin yeniden listeye alınarak tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edildiği hatırlatıldı. Bu durumun hukuki öngörülebilirliğe ve adil yargılanma hakkına aykırı olduğu ifade edildi.

“Gazetecilik faaliyetleri, eylem olarak değerlendirildi”

Dilekçede, her üç gazetecinin de olay günü çektikleri fotoğrafları haberleştirip yayınladığı, bu faaliyetlerin tamamen gazetecilik kapsamında olduğu vurgulandı. Gazetecilerin bu işten gelir elde ettiği, sabit ikametgah sahibi olduğu, delillerin toplanmış olduğu ve kaçma şüphesinin bulunmadığı hatırlatılarak tutuklamanın ölçüsüz bir müdahale olduğu savunuldu.

“Tek bir fotoğrafla suçlama yöneltildi”

Avukatlar, gazetecilere sadece bir fotoğraf karesi üzerinden suçlama yöneltildiğini, görüntülerde herhangi bir taşkınlık, şiddet ya da polise mukavemetin yer almadığını, aksine tutukluların gazetecilik faaliyeti yürüttüğünün açık olduğunu vurgulayarak gazetecilerin eylem sonrası gözaltına alınmalarının da bu durumu doğruladığı belirtildi.

“Adli kontrol neden yetersiz olduğu açıklanmadı”

İtiraz dilekçelerinde ayrıca, tutuklama kararında neden adli kontrol tedbirinin yetersiz görüldüğüne dair somut bir gerekçeye yer verilmediği hatırlatıldı. Bu durumun Anayasa Mahkemesi içtihatlarına aykırı olduğu belirtildi.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.