Haberler

İBB iddianamesinde gazetecilere “örgüte yardım” ve “yanıltıcı bilgi yayma” suçlaması

İBB iddianamesinde gazetecilere “örgüte yardım” ve “yanıltıcı bilgi yayma” suçlaması

 

 

  • 3 bin 700 sayfalık iddianamede, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 142 eylem nedeniyle 2 bin 352 yıla kadar hapis cezası istendi.
  • Gazeteciler Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç ve Soner Yalçın’a “örgüte yardım” ve “yanıltıcı bilgi yayma” suçlamaları yöneltildi.
  • Savcılık, bazı medya içeriklerini “örgüt faaliyetlerini meşrulaştırma” olarak değerlendirirken, suçlanan gazeteciler iddiaları reddetti.

Semra Pelek

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik “yolsuzluk” soruşturmasında hazırlanan ve 3 bin 700 sayfayı aşan iddianame bugün kamuoyuna açıklandı. İddianamede 105’i tutuklu 402 kişi “şüpheli” sıfatıyla yer aldı. Tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için 142 eylemden hapis cezası talep edildi. Dosyada “suç örgütü kurma/yönetme”, “rüşvet”, “ihaleye fesat” ve “suç gelirlerinin aklanması” gibi suçlamalar sıralandı. İddianame İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu.

İddianamede, İmamoğlu “CHP’yi ele geçirmek” ve “Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi için fon oluşturma amacıyla örgüt kurmakla” suçlandı. “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” iddianamesinde, 160 milyar TL ve 24 milyon dolar kamu zararı olduğu iddiası da yer aldı.

İddianamede 92 kişi “örgüt üyesi”, diğerleri ise “örgütle bağlantılı” olarak nitelendirildi. Ekrem İmamoğlu “örgüt kurucusu”, Fatih Keleş, Murat Ongun, Ertan Yıldız, Murat Gülbekaran, Adem Soytekin ve Hüseyin Gün “örgüt yöneticisi” olmakla suçlandı. Bu isimler hakkında TCK 220/5 uyarınca cezalandırma talep edildi.

Gazetecilere yöneltilen suçlamalar: “Eylem 19”

İddianamede gazetecilere ilişkin kısım “Eylem 19” başlığı altında toplandı. Bu bölümde gazeteciler Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç ve Soner Yalçın hakkında, “örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım” (TCK 220/7) ve “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” (TCK 217/A) suçlamaları yöneltildi.

Savcılık, bu gazetecilerin bazı yayın ve sosyal medya paylaşımlarını “örgüt faaliyetlerini masumlaştırma” ve “soruşturmayı siyasi operasyon gibi gösterme” amacıyla hazırladığını öne sürdü. Buna delil olarak “şüpheli ifadeleri”, “araştırma raporları”, “açık kaynak çalışmaları” ve HTS kayıtları gösterildi. Ancak, gazetecilerin para aldığı iddiasını kanıtlayacak delil gösterilmedi. 

İddianamenin “Eylem 19” bölümünde şüpheli olarak adı geçen gazeteci Soner Yalçın, “örgüt üyesi” olarak tanımlanan Emrah Bağdatlı’nın kendisine para getirdiği iddiasını reddetti ve “Bana para falan getirdiği tamamen yalandır. Ben hayatım boyunca böyle karaktersiz bir gazetecilik yapmadım,” dedi. Yalçın, OdaTV’de yayımlanan yazı ve video içeriklerinin “etik uyarı ve değerlendirme” niteliğinde olduğunu belirtti ve “Yalan ya da kurgu olduğu iddiası doğru değildir,” ifadelerini kullandı.

Gazeteci Şaban Sevinç de ifadesinde “Murat Ongun’dan ya da herhangi birinden para almışlığım kesinlikle yoktur,” dedi. Gazeteciliğin doğası gereği bilgi aldığını, ancak bunun suçlama konusu olamayacağını vurguladı. “Gazeteci yazdıklarını delillendirmek zorunda değildir,” diyen Sevinç, “Yalan haber yaymak kastım yoktur, bu bir siyasi değerlendirmeydi,” sözlerini kullandı.

Gazeteci Yavuz Oğhan, Emrah Bağdatlı’yı tanımadığını belirtti. “Bu iddialar tamamen gerçek dışıdır,” diyen Oğhan, paylaşımlarının yıllardır sürdürdüğü mesleki çizgiyle aynı doğrultuda olduğunu ifade etti.

Gazeteci Ruşen Çakır ise “Murat Ongun’la ilişkim gazetecilik faaliyeti kapsamındaydı. Para alıp verme gibi bir durum asla söz konusu değildir,” dedi. Çakır, “Ekrem İmamoğlu mucizesi” başlıklı değerlendirmesinin gazetecilik yorumu olduğunu söyleyerek, “Bu tür paylaşımlar mesleğimin bir parçasıdır, suç unsuru taşımaz,” diye konuştu.

Bu dört gazeteci, soruşturma kapsamında evlerinden polis eşliğinde alınarak emniyette ifade verdi.

İddialar gizli tanık ifadesine dayandı

İddianamede yer alan “İLKE” kod adlı gizli tanığın ifadesinde çok sayıda gazeteciye ilişkin iddialar yer aldı. Şu ana kadar somut delillerle desteklenmeyen gizli tanık, Murat Ongun’un medya ilişkilerinde “kilit rol” oynadığını ileri sürdü. Tanığın ifadesinde şu cümle yer aldı:

“Murat Ongun’un sürekli finanse ettiği gazeteciler vardır. Bu gazetecilere para teslimini de Emrah yapar. Bahar Feyzan, İsmail Saymaz, Yavuz Oğhan, Nevşin Mengü, Ruşen Çakır, Batuhan Çolak, Barış Pehlivan, OdaTV, Soner Yalçın, Aslı Aydıntaşbaş, Nagehan Alçı, Şaban Sevinç isimli kişi ve kurumları finanse eder. Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu ile de yakındır. Halk TV’ye finansman sağlar. Hatta Cafer Mahiroğlu’nun boğazda yapmış olduğu binasına ruhsat dahi verdiler.”

Murat Ongun iddiaları reddetti

İddianamede “medya ve sosyal medya faaliyetlerini organize ettiği” ileri sürülen Murat Ongun, savcılık ifadesinde gazetecilere “maddi destek” iddialarını açıkça reddetti. 

“Gazeteci kökenliyim; kayıt dışı para aktarımı mümkün değildir. İBB olarak medya kuruluşlarına ancak resmi yoldan reklam vererek destek verebiliriz,” dedi. Ongun, iletişim kayıtlarının sosyal ilişkilerden kaynaklandığını, “gizli tanık” anlatımlarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Ne olmuştu?

Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladıktan kısa süre sonra “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak” suçlamasıyla gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. İmamoğlu’nun tutuklanması kamuoyunda ve uluslararası basında geniş yankı uyandırmış, muhalefet partileri süreci “siyasi operasyon” olarak nitelendirmişti.

Soruşturma kapsamında İBB’nin bazı iştiraklerinde aramalar yapılmış, çok sayıda belediye personeli, danışman ve iş insanı gözaltına alınmıştı.

İddianamenin kabul edilmesiyle birlikte dava İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanacak.

 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.