Polislere, ‘işkencecisiniz’ dediği için yargılanan Avukat Mariye Bildirici beraat etti

ŞENOL BALI

Van’da işkenceye maruz bırakılan üç çocuğun avukatlarından Mariye Bildirici, polislere “işkencecisiniz” dediği için hakkında açılan “hakaret” davasının üçüncü duruşmasında beraat etti. Yargılanmasına ilişkin konuşan Bildirici, yargının asıl hassasiyeti, işkencenin önlenmesi ve işkencecilerin cezasız kalmaması için göstermesi gerektiğini söyledi. Van’ın Hacıbekir Mahallesi’nde 2019 yılında gözaltına alındıkları sırada işkenceye maruz bırakıldığı belirtilen üç çocuğa karakolda bağıran ve üzerlerine yürüyen polis memurlarına “Siz işkencecisiniz” dediği için çocukların avukatlarından Mariye Bildirici hakkında “hakaret” suçlaması ile dava açıldı. Polislerin şikayeti üzerine 2019 yılının sonlarına doğru açılan dava, Van 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. 31 Ocak 2022 tarihinde görülen davanın üçüncü duruşmasına Covit-19 testi pozitif olan Bildirici katılmadı. Birçok avukatın destek amaçlı katıldığı duruşmada mütalaasını açıklayan iddia makamı,  Bildirici’nin beraatini talep etti. Mütalaaya uygun karar veren mahkeme heyeti, delil yetersizliğinden Av. Mariye Bildirici hakkında beraat kararı verdi. Covid-19 testi pozitif olan Avukat Bildirici’nin katılmadığı 31 Ocak 2022 tarihindeki karar duruşmasına kentteki birçok avukat katılım sağladı.

Av. Bildirici: Cezasızlık politikalarıyla işkencelerin üstünün kapatılması büyük bir suç

Avukat Mariye Bildirici, kendisi hakkında açılan davayı ve yargılanma sürecini MLSA’ya değerlendirdi. Bildirici, kendisine açılan davanın Van Barosunun işkence ile ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından açıldığına  dikkat çekti ve davaya sebep olan suç duyurusunu anlattı: “İşkence, etkili yargılamaların yapılmaması ve cezasızlık politikalarının geliştirilmesi sonucu olarak çoğu zaman üzeri kapatılan büyük bir suç. Ağırlığından dolayı zaman aşımına dahi uğramaması lazım. O gün, polis memurlarının, 16 yaşında olan müvekkilimin üzerine yürümesi ve bağırması üzerine araya girdim. Polisler ile aramızda büyük bir tartışma yaşandı. Daha sonra polisler, kendilerine hakaret ettiğim gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular.” Emniyet Genel Müdürlüğünün, kendileri hakkında suç duyurusunda bulunan Van Barosu için “kendi sempatizan kitlelerini kışkırtma, güvenlik güçlerimizi yıpratma ve itibarsızlaştırma amacına matuf” şeklinde bir değerlendirmede bulunduğunu aktaran Bildirici, “Sırf bu açıklama dahi işkence vakalarının neden önlenemediğini, bir rutin haline geldiğini açıklamaya yetiyor. Bir kurum içerisinde işkence vakalarının yaşanıyor olması, o kurumun itibarının zedelenmesi için kendi başına yeterli bir sebep. Ancak, itibarın korunması için işkencenin önlenmesini değil, hasıraltı edilmesini önceleyen bir tavırla karşı karşıyayız’’ şeklinde konuştu. Bu umursamaz ve kendinden emin tavrı yargılama sırasında da gördüklerini belirten Bildirici, yargılamanın ikinci duruşmasında duruşma devam ettiği sırada dosya kapsamında müşteki olarak yer alan bir polis memurunun belinde silah ile duruşma salonuna girdiğini söyledi: “Avukatlarımın heyete bunu bildirmesi üzerine polis, arkasında gizlediği silahı heyete teslim etmek durumunda kaldı. Kolluğun elindeki gücü, silahını, kanunlar hilafına kullanması ve bunu büyük bir özgüvenle yapıyor olması kamu güvenliği ve barışı için büyük bir tehlike ve yaşam hakkı başta olmak üzere temel hakları tehdit eden bir durum. Duruşma esnasında bununla ilgili de suç duyurusunda bulunduk. Bu konuyla ilgili de gereken cezanın verilmesini umuyoruz.”

Savcı görüşüne rağmen Adalet Bakanlığı yargılama izni verdi

Yargılanmasının Adalet Bakanlığı onayı ile başlatıldığını sözlerine ekleyen Bildirici, izin aşamasında görevli olan savcının polislere dönük dile getirilen “İşkencecisiniz’’ kelimesinin hakaret suçunu oluşturmadığı yönünde görüş bildirmesine rağmen bakanlığın yargılamaya izin verdiği bilgisini paylaştı: “Tamamen polislerin ifadeleri üzerine hazırlanmış, benim savunmalarımı tek cümleyle özet geçen bir iddianame oldu. Kovuşturma aşamasında görevli savcı da mütalaasında suçun oluşmadığını belirterek beraat kararı verilmesi gerektiğini belirtti. En nihayetinde mahkeme heyeti,  delil yetersizliğinden beraat kararı vermeyi uygun gördü. Kendi adıma beraat kararı almış olmak yeterli olsa da bu ülkenin gerçeği olan işkencenin yüksek sesle söylenmesinin suç olmadığının mahkeme kararıyla hüküm altına alınmış olması açısından karar gerekçesini yetersiz buluyorum. Siyaset kürsülerinden ‘Gerekirse ayaklarını kırın’ şeklinde söylemlerle işkenceye teşvik edilen kolluğun ‘işkencecisiniz’ lafını yargıya taşıması absürt bir hassasiyet. Yargının işkencenin gün yüzüne çıkarılması aşamasında gösterdiği bu büyük hassasiyeti işkencenin önlenmesi için göstermesi gerekiyor.’’ Kötü muameleye maruz bırakılan müvekkillerinin de beraat ettiği bilgisini paylaşan Av. Bildirici, “Ancak suçu sabit olsa dahi, işkence ve kötü muamele hiçbir koşulda kabul edilebilecek bir şey değil. Burada önemli olan cezalandırmanın ancak kanunun izin verdiği şekilde ve ölçüde yapılabileceğinin kolluğa öğretilmesi gerekliliği. Bu da ancak işkence davalarının etkili, hızlı ve tatmin edici şekilde sonuçlanmasıyla olabilecek bir şey” dedi.