CANAN COŞKUN
ETHA muhabiri Pınar Gayıp, cinsel taciz suçundan mahkûm olan avukatın şikayetiyle yargılandığı devleti alenen aşağılama davasında 6 ay 7 gün hapse mahkûm edildi, ceza ertelendi.
Avukat Sezgin Keleş'in, ETHA Haber ajansında yayımlanan, ancak kendisiyle ilgili olmayan haberler hakkında, “gazetecilik kisvesi altında terör örgütü propagandası yapıldığı” iddiasıyla verdiği suç duyurusu dilekçesi üzerine Etkin Haber Ajansı’nın (ETHA) editörü ve ortağı Pınar Gayıp ile ajansın diğer ortağı Mehmet Acettin hakkında açılan davaya İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün (28 Mart 2024) davam edildi. Davanın ikinci duruşmasında Gayıp ve Mehmet Acettin’i avukatı temsil etti.
‘Bu bir intikam ve öç alma davası’
Duruşmada konuşan avukat Sezin Uçar, cezalandırma istenen mütalaayı kabul etmediklerini söyledi. Uçar şunları söyledi:
“Avukat Sezgin Keleş’in şikâyetiyle başlayan bir soruşturma bu. Yanında çalıştırdığı Sena Topuz’u taciz etmiş ve ceza almıştır. Bu olay hakkında haber yapan bütün basın mensuplarından öç alma duygusuyla şikâyetçi olmuştur. Bir intikam ve öç alma davasıdır. Kendi suçunu örtbas etmek için şikâyetçi olmuştur. Keleş’in seçtiği haberlerde geçtiğini iddia ettiği ifadeler de çelişkilidir. Bu ifadelerden bazıları haberlerin ham halinde Keleş’in sözünü ettiği şekilde yer almıyor. Haberlerde geçen ifadeler de müvekkillere ait değildir. Başka kişilerin ve kurumların açıklamalarıdır. Müvekkillerin eylemi basın özgürlüğü kapsamındadır, bu nedenle daha fazla mağdur olmamaları için beraat kararı verilmesini talep ediyoruz.”
Mahkeme yaklaşık beş dakikalık aradan sonra hükmünü açıkladı. “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçunu zincirleme şekilde işlediği gerekçesiyle Pınar Gayıp’ı 6 ay 7 gün hapis cezasına çarptırdı. Cezaya gerekçe olarak, suçun işleniş şekli, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen neticenin ağırlığı ve sanığın kastının yoğunluğu gösterildi. Mahkeme, Gayıp’ın yeniden suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat geliştirdiğinden cezayı erteledi ve Gayıp’ın 1 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verdi.
Mahkeme, Mehmet Acettin’e de aynı suçlamayla 7 ay 15 gün hapis cezası verdi. Acettin’in birden fazla kasıtlı suçtan mahkûmiyeti bulunduğu gerekçesiyle cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verildi.
Davanın geçmişi?
Gazeteci Pınar Gayıp, yanında çalışan stajyer avukatı taciz ettiği için hapis cezasına çarptırılan avukat Sezgin Keleş hakkında haberler yapmaya başladıktan sonra Keleş’in hedefine girdi.
Gayıp, tacize maruz kalan stajyer avukatla röportaj yaptıktan sonra Keleş, Şubat 2023’te ETHA hakkında Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’na suç duyurusunda bulundu. Keleş, dilekçesinde ETHA’nın “terör örgütü propagandası yaptığını iddia ederek, terör örgütünü ve üyelerini övdüğünü, devlete hakaret ettiğini” öne sürdü.
Savcılık, suç duyurusunda bulunulmasından sonra işlemlere başladı ve Keleş’in ihbar ettiği haberleri mercek altına aldı.
ETHA’da 26 Haziran 2022’de yayınlanan “TKŞ: Bu kanlı planın sahibi faşist Türk devletidir”, 1 Eylül 2022 tarihli “MLKP/FESK Komutanı Söğüt: Özgür dağlarımızın kirletilmesine izin vermeyeceğiz“, 11 Eylül 2022 tarihli “Rotterdam’da 10 Eylül kutlaması”, 5 Ekim 2022 tarihli “MLKP/KKÖ Kürdistan: Özgürlük için savaşa tutuşan kadınları hiçbir güç durduramaz“, 8 Ekim 2022 tarihli “Umut Erbay yazdı, Üç katliam, bir eylem ve Kürdistan'la ilişkinin diyalektiği”, 12 Ekim 2022 tarihli “Haydar Bahadır: Şenol ve Ümit yoldaşlar adanmış iki çizgi devrimcisiydi”, 17 Ekim 2022 tarihli “YPJ Komutanı Dilbirin Kobane: Kadınlar özsavunma haklarına sahip çıkmalı“, 20 Ekim 2022 tarihli “TKŞ: Gerilla bütün ezilen halkların onu mücadelesini temsil ediyor“ ve “HBDH: Faşist iktidar büyük yenilecek” başlıklı yazı ve haberler soruşturma kapsamında incelendi.
Soruşturma kapsamında gazeteci Gayıp ve ajansın ortaklarından Mehmet Acettin’in ifadeleri alındı. Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, Gayıp ve Acettin’in zincirleme bir şekilde, “Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılama” suçlamasıyla 3,5 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede, aşağılamanın “her türlü küçük düşürücü söz ve davranış” olarak anlaşılması gerektiği belirtildi. Bu kelimenin hakaret gibi doğrudan kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, kişiyi küçük düşürücü her türlü davranışları kapsayacağı aktarıldı. Bu nedenle “bu suçla korunan değerlere daha üst düzeyde bir koruma sağlandığı”nı aktaran savcılık, soruşturmaya konu edilen haberlerdeki ifadelerin “Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılama” kastı içerdiğini savundu.
İddianame İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın 8 Şubat’ta görülen üçüncü duruşmasında esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı Sercan Baş, Gayıp ve Acettin’in bu suçtan cezalandırılmasını talep etti.
