Batıya doğru özellikle Afganistan, Bangladeş, Pakistan gibi ülkelerden artan göçlerde önemli bir yere sahip ve birçok mülteciye de ev sahipliği yapmakta olan Van’da görev yapan gazeteciler, göçü ve insanların yaşadığı zorlukları ilk elden haberleştirenler olarak, mülteci karşıtlığının ana akım ve hatta muhalif medyada dahi arttığı bir ortamda tecrübe ve gözlemlerini MLSA’ya aktardı.
Türkiye-İran sınırında çekilen mülteci görüntülerinin basın yayın kuruluşlarında yer almasıyla beraber, Afgan mülteci olayı tüm ülkenin gündemine bir “istila” hareketi olarak sunuldu. Birçok basın yayın kuruluşu, Afgan mülteci akımını ilk defa yaşanıyormuş gibi yansıtarak ayrıştırıcı, ötekileştirici, sığınmacı ve mültecileri hedef gösteren bir dil kullanarak haber yaptılar.
Harmancı: Göç olayı siyasi karakterlidir
Prestij Gazetesi muhabir ve editörü gazeteci Adil Harmancı, göçün, sosyo-ekonomik bir konu olmasına rağmen, Türkiye ve çevresindeki devletlerin içinde bulunduğu durum dolayısıyla siyasi bir boyuta evrildiğine dikkat çekti. Van’ın, 90’lı yıllarda Türkiye’nin kendi içinde yaşadığı yoğun çatışmalı süreçte köy boşaltmaları ile çevre illerden gelen göç sırasında en çok tercih edilen bölge olduğunu hatırlatan Harmancı, bugün de doğu ülkelerden gelen mültecilerin en çok tercih ettiği kent olduğundan bahsetti. Harmancı, yıllardır birçok trajediye şahitlik edildiğini belirtirken, sınır boylarında, kışın çığ altında kalan, yırtıcı hayvanların saldırısına uğrayan, Van Gölünü tekneyle geçmeye çalışırken teknenin kapalı bölümünde kalıp boğularak can veren, işkenceye, tecavüze uğrayan veya insan kaçakçılığı mağduru olan savunmasız onlarca mültecinin dramına herkesin sessiz kaldığının altını çizdi.
Türkiye’de 90’lı yıllarda yaşanan iç göçün, dönemin baskıcı politikaları dolayısıyla ulusal yayın organlarında işlenmediğini ve yerel basının da bu olayları haberleştirmesinin engellediğine dikkat çeken Harmancı, aynı muamelenin bugün Afgan mülteciler hakkında yapıldığını, bu göçe olağan bir durummuş gibi yaklaşıldığını fakat aslında büyük bir insanlık dramının yaşandığını belirtti. Türkiye’nin mülteci sorunun önemine dikkat çeken Harmancı, Afgan göçünün siyasi karakterinden dolayı yapılan haberlerin bir nevi devlet kontrolüyle yapıldığını, mülteci haberlerinin sansürlendiğine dikkat çekiyor.
Candemir: Ana akım medyanın ötekileştirici dilini kabul etmiyoruz
Van ve bölge illerinde uzun yıllardır gazetecilik yapan Oktay Candemir, mülteci konusunun ulusları, devletleri aşan vicdani ve insani bir durum olduğunu belirten Candemir, maalesef tüm dünyada bir mülteci karşıtlığının olduğunun, bunun da sonuçlarının mülteciler açısından büyük trajediler ortaya çıkardığını belirtti. Türkiye’de ana akım ve kimi muhalif medya kuruluşlarının son dönemde Afganistan’daki geçmişi on yıllara dayanan mülteci göçüne ilişkin kullanılan nefret dilinin seviyesindeki artışa dikkat çeken Candemir, Van yerel basınında böyle bir dilin kullanılmadığını, tersine yaşanan dramı gazete sayfalarına iyimser bir dilin olduğunu aktardı. Mülteciler hakkında, ‘istila, işgal’ gibi tanımların kullanılmasını doğru bulmadıklarını belirten Candemir, ana akım medyanın kullandığı ötekileştiren dili asla kabul etmediklerini ifade etti.
Yeşilağaç: Mülteci durumu mevcut ülkelerdeki kaosun sonucudur
Van Taraf Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni Abdurrahim Yeşilağaç, sosyo-ekonomik sebeplerle yaşanan göçün uzun yıllardır devam ettiğine değindi., Konuşma fırsatı buldukları mültecilerin, yaşadıkları kaos ortamı sebebiyle kendilerini güvende hissetmediklerini, refah seviyelerinin artması gerekirken gün geçtikçe kötüleştiğini ve iş imkanlarının azalması sebepleriyle ülkelerini terk ettiklerini belirttiklerini anlatırken, Van halkının gelen mültecilere sıcak davrandığını, temel ihtiyaçlarının karşılanması konusunda her zaman yardımda bulunduğunu belirtti. Yeşilağaç, son dönemde mültecilere karşı artan düşmanlığın, bazı medya kuruluşlarının yaklaşımları dolayısıyla arttığının ve bu düşmanlığın ülkenin büyük bir kısmında gözlemlendiğini söyleyerek bunu doğru bulmadığını ve bu yaklaşımın değişmesi gerektiğini belirtti.
İpek: Mültecilik, herkesin başına gelebilecek bir durum
Van’da yayın yapan Anadolu Web TV’nin sorumlusu ve Genel Yayın Yönetmeni Yasin İpek, mülteciliğin büyük trajedilerle sonuçlandığını belirtti. Özellikle Arap Baharı ile beraber ortadoğu ülkelerinden Avrupa’ya gitmek isteyen mültecilerin Türkiye’yi geçiş olarak kullandığına değinerek, Avrupa ülkelerinin sınırlarını kapatması sonucu, çok fazla insanın Türkiye’de kaldığını belirtti. Bu ülkelere gitmek için şanslarını denemek isteyen mültecilerin, Ege ve Akdeniz üzerinden botla kaçma çabalarının çoğunlukla botların batması ve onlarca insanın ölümü ile sonuçlandığından bahsetti. Mülteciliğin tercih değil, zorunlu bir sonuç olduğuna dikkat çeken İpek, mülteci akımının medya kuruluşları tarafından ilk kez olan bir durum ve hedef gösterici bir dil ile aktarıldığına değinerek mülteci göçlerinin aslında yıllardır devam ettiğini ve son yıllara mahsus olmadığını söyledi. Medya kuruluşlarının göçü istila gibi aktarması ve düşmanca ifadelerinin yanlış olduğunun altını çizen İpek, bu yaklaşımın mülteci düşmanlığını tetikleyerek bu durumun yazılı, sözlü hatta fiziksel şiddet boyutlarına kadar geldiğini ifade etti.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.