Feminist Gece Yürüyüşü davasında tanık polisler dinlendi

Feminist Gece Yürüyüşü davasında tanık polisler dinlendi
EYLEM SONBAHAR*
Aralarında gazeteci Buse Söğütlü’nün de olduğu 2020 yılındaki “8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü” eylemine katılan 35 kişinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek”, “görevi yaptırmamak için direnmek” ve “kamu malına zarar vermek” suçlamalarıyla yargılandığı davanın beşinci duruşması görüldü. İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, bir sanık ve sanık avukatları ile dosyada tanık olarak yer alan dört polis hazır bulundu. Sanıklardan Yağmur Ataseven, bir önceki celse savunmasını yaptığını belirterek ekleyeceği husus olmadığını söyledi. İki farklı tutanak olduğunu söyleyen hakim, tanık polise 8 Mart günü sahada olup olmadığını sordu. Sahada görevli olduğunu ve olay tutanağını tuttuğunu söyleyen polis F.T., “Güvenlik şube personeli olarak sivil vaziyetteydim. Yakalama tutanağını tutan çevik kuvvet personelidir. Biz grubu takip ediyorduk, onlara müdahalemiz olmadığı gibi onların da bize müdahalesi olmadı. Genelde fotofilm ve bizim şube kayıt alır, gözlemlediğimiz kadarını tutanağa yazdık, imzaladık. Kamera çalışması ayrıca yapılmıştır” diye konuştu. Avukat Şahin Berber'in anons ve koridor ile ilgili sorusuna yanıt veren polis, “Ses yayın cihazlarından usule uygun olarak uyarı yapıldı. Kitle kalabalıktı grubun ön tarafında olduğum için koridor açılıp açılmadığı konusunda beyanda bulunamam” dedi. Olay tutanağını tuttuğunu söyleyen polis memuru S.T., “O gün orada değildim, bize gelen bilgileri tutanağa yazdım” dedi. Polis H.Y. ise, eylem günü ses yükseltici araçta olduğunu ve hiç dışarı çıkmadığını söyleyerek sözlerine başladı. Tanık polis, “Anons yapılması için telsizle bize talimat geliyor. Yasa dışı slogan varsa bunların yasa dışı olduğunu, kaymakamlık yasağı varsa yasağı söylüyoruz. En az üç kere anons yapıyoruz, o gün daha fazla da yapmış olabiliriz” diye konuştu. Avukat Ezgi Önalan'ın araçtan yapılan anonsun ses yüksekliğini sorması üzerine polis memuru, “Sesin yüksekliğini tam tarif edemem, aracın içindeydik. Camlarımız kapalı ve cam açınca cızırtı yapıyor. Sesin azaltılıp ve yükseltilmesini de talimat doğrultusunda yapıyoruz” yanıtını verdi. Diğer tanık polis memuru U.G. ise alandaki görevlerinin döviz, pankart, sloganlar ile ilgili bilgi toplayıp amirlerine iletmek olduğunu anlatıp kalabalığa müdahale etmenin görevleri olmadığını söyledi. Polis, “Birkaç yıldır 8 Mart'ta Taksim'de görev yapıyorum. Yılı karıştırmıyorsam basın açıklaması sonrası kalabalık dağıldı. Karaköy'e doğru dağılmakta olan grubu takip ettim. Sivildim ama elimdeki telsizden polis olduğum anlaşılırdı. Anons yapıldı mı bilmiyorum, takip ettiğim grubun dağıldığını amirlerime bildirdim” dedi. İfadelerin ardından mahkeme, olay tutanağında sicilleri yazılı polislerin açık kimlik bilgilerinin İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünden istenmesi ve dosyaya müşteki olarak eklenmelerine, yedi adet DVD'nin incelenmesi, rapor hazırlanması için bilirkişiye gönderilmesine karar vererek davayı 14 Ekim'e erteledi. *Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş,  MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.