Diyarbakır – Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 15 ay tutuklu kaldıktan sonra 8 Temmuz’da görülen ilk duruşmada tahliye edilen gazeteci Ferhat Parlak'ın “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davada dinlenen tanıklar, Parlak'ı gazeteci olarak tanıdıklarını belirterek, gizli ve açık tanıkların Parlak hakkındaki beyanlarının asılsız olduğunu vurguladı. Mahkeme, Parlak hakkında verilen yurt dışı yasağının devamına karar vererek, bir sonraki duruşmayı 17 Şubat 2020 tarihine erteledi. Silvan’da 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında yaptığı haberler, sosyal medya paylaşımları, tanık ifadeleri, yazdığı bir kitap ve Kandil’de KCK yöneticileri ile yaptığı röportaj gerekçe gösterilerek 10 Nisan 2018 tarihinde tutuklanıp 15 ay tutuklu kalan Silvan Mücadele gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Parlak hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması bugün Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşma salonunda gazeteci Ferhat Parlak ile avukatı Mehdi Özdemir hazır bulunurken, Parlak’ın arkadaşları ve meslektaşları da dayanışma için duruşmayı izledi. Dava dosyasına gelen evrakların okunup duruşma tutanağını geçirilmesiyle başlayan duruşmada tanıkların dinlendi
‘Üzerimde bulunan not Emniyet’te işkence sırasında konuldu’
Başka bir davadan tutuklu olan tanık Eyüp Yılmaz duruşma salonunda tercüman aracıyla Kürtçe savunma yaptı. Gazeteci Parlak’ı tanımadığını söyleyen Çelik, “Ben bahsedilen eylemleri gerçekleştirdiğinden haberdar değilim. Ben ilk yakalandığımda bana Emniyet’te işkence yapıldı. Üzerimde bulunan ‘Ferhat Parlak, basıncı’ yazılı notun bu esnada cebime konulduğunu düşünüyorum. Benim haberim yoktu bu nottan” dedi. Gizli tanık ifadesinde Silvan’daki molotof kokteyl kullanılan eylemlere katıldığı ileri sürülen tanık Abdulkadir Hıllez ise ilçede esnaflık yaptığını belirterek, “Örgüt üyesi olsaydım şu anda cezaevinde olurdum. Ferhat Parlak’ı Silvan'dan tanırım. Gazeteci ve matbaacı olarak bilirim. Bunun dışında bir eylemini görmedim” dedi. Tanık Selman Yıkılmaz, gazeteci Ferhat Parlak'ın kendisinin silahlı fotoğrafını çekip şantaj yaptığı yönündeki tanık ifadesinin asılsız olduğunu vurgulayarak, “Ben Ferhat Parlak’ı gazeteci olarak tanırım. Örgütsel bir faaliyetine şahit olmadım. Başka bir eylemini de görmedim. Kendisiyle çok samimiyetim de yoktur. Bilal Cesur’u tanırım. Beyanlarını kabul etmiyorum. Sanığın fotoğrafımı çekerek şantaj yaptığına dair iddialar doğru değildir” diye konuştu. Ardından mütalaa için söz verilen duruşma savcısı, dava dosyasındaki eksik hususların giderilmesini talep etti. Gazeteci Parlak ise daha önce verdiği savunmalarını tekrar ettiğini belirterek tanık ifadelerine karşı bir diyeceğinin olmadığını belirtti. Avukat Mehdi Özdemir ise, “Tanık Bilal Cesur’un beyanları soyut beyanlardır. Bu celsede dinlenen tanıklar da bu beyanları yalanlamıştır. Sanık hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi.Savunmaların ardından duruşmaya ara vermeksizin ara kararını açıklayan mahkeme, bir önceki duruşmada verilen ara kararda dinlenmesine karar verilen ancak ifadeleri alınmayan gizli ve açık tanıkların ifadelerinin alınmasının tamamlanmasına karar verdi. Mahkeme, henüz gizli ve açık tanık ifadelerinin alınmaması ve Parlak’ın üzerine atılı suçun alt ve üst sınırını gerekçe göstererek hakkında yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin kaldırılması yönündeki talebini reddetti. Mahkeme, dava dosyasındaki eksiklerin tamamlanması için bir sonraki duruşmayı 17 Şubat 2020 tarihine bıraktı.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.