20 Eylül haftası: Gazetecilik ve ifade özgürlüğü davaları

Bu hafta yine birçok gazetecilik ve ifade özgürlüğü duruşması görülecek. İşte haftanın duruşma takvimi:

20 Eylül Pazartesi

• Gazeteci Durket Süren’in “örgüte bilerek isteyerek yardım” ve “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davanın yedinci duruşması Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Gazeteci Süren Haber takibi için gittiği Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1 Mart 2019 tarihinde hakkında arama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. İddianamede Süren’e yöneltilen suçlamalara Twitter paylaşımları, tape kayıtları, Azadiya Welat ve Özgür Gündem isimli gazetelerin satışlarını gerçekleştirmesi, 11 Nisan 2017 tarihinde yapmış olduğu “Kadın Bakışı” programı delil olarak gösteriliyor.

21 Eylül Salı

• Kürt PEN üyesi, şair ve yazar Meral Şimşek’in “terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davanın yedinci duruşması Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. İddianamede, Şimşek’e yöneltilen suçlamalara gösterilen deliller arasında sosyal medya hesaplarında paylaştığı şiirleri ve üzerinde Kürtçe tebrik mesajı yazan ödül plaketleri de bulunuyor. Şimşek’in 22 yıla kadar hapsi isteniyor.
• KCK ana davada 18 yıl hapis cezasına çarptırılan ve cezası geçtiğimiz yıl Yargıtay tarafından bozulan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Van milletvekili Tayip Temel ve HDP Mardin  milletvekili Pero Dündar’ın da aralarında bulunduğu 38 sanığın “örgüt kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla yeniden yargılandığı davanın dördüncü duruşması Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.  Azadiya Welat gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Tayip Temel, 8 Ekim 2011’de tutuklanmış, 1 Temmuz 2014’te tahliye olmuştu. İddianamede, Temel’e yöneltilen suçlamalara Avrupa’da yayın yapan Roj TV yayına katılması, Azadiya Welat ve Dicle Haber Ajansına (DİHA) abone bulmaya çalışması, muhabirlerle gazetede çıkacak manşetlere ilgili yaptığı görüş alışverişleri, muhabirlerden haber ve görüntü istemesi ve Azadiya Welat gazetesinin Mecliste dağıtılmasını organize etmesi delil olarak gösteriliyor.
• Zaman ve Cihan Haber Ajansı muhabirleri Cihat Ünal, Kenan Baş; Zaman gazetesi muhabirleri Serhat Şeftali, Osman Yakut, Özkan Mayda ve Ömer Özdemir, Bizim Antalya haber sitesi sahibi Olgun Matur, Antalya gazetesi sahibi Ali Orhan ve Yazı İşleri Müdürü Hasan Yavaşlar’ın da aralarında bulunduğu 22 kişinin “örgüt üyeliği” ve “örgüte bilerek ve isteyerek yardım” suçlamasıyla yargılandığı davanın dokuzuncu duruşması Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.
• Gelî Kurdistan TV eski kameramanı Rojhat Doğru’nun “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla yargılandığı davanın 10. duruşması bu hafta Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Cezaevinde aynı odada kaldığı koğuş arkadaşına para gönderdiği için 23 Mayıs 2020 tarihinde “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan Doğru hakkında açılan ikinci dava da bu dosya ile birleştirilmişti.
• Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Rüstem Batum’un“cumhurbaşkanına hakaret” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamalarıyla yargılandığı davanın beşinci duruşması bu hafta İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek. İddianamede Batum’a yöneltilen suçlamalara  2016 ve 2018 yıllarında yaptığı 20 Twitter paylaşımı delil olarak gösteriliyor.
• Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Sadık Topaloğlu ve gazeteci Sadiye Eser’in “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı davanın beşinci duruşması İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. İddianamede Topaloğlu ve Eser’e yöneltilen suçlamalara Topaloğlu’nun yurt dışı seyahatleri ve bir ödül töreni için hazırlanmış davetli listesi delil olarak sunuluyor. Eser ve Topaloğlu, 29 Kasım 2019 tarihinde MA’nın İstanbul bürosundan çıktıktan sonra gözaltına alınmış, 3 Aralık tarihinde ise tutuklanmışlardı. Gazeteciler, 26 Mart 2020 tarihinde görülen ilk duruşmada tahliye edilmişti.
• Gazeteci Fatih Gönül’ün “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “terör örgütü propagandası yapma” suçlamaları ile yargılandığı davanın üçüncü duruşması Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. İddianamede Gönül’e yöneltilen suçlamalara halı saha maçları düzenlemesi ve terör örgütü güdümünde faaliyet gösterdiği iddia edilen Dicle Haber Ajansı (DİHA) için geçmişte çalışmış olması delil olarak sunuluyor.

22 Eylül Çarşamba

• Sanatçı Ferhat Tunç’un “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçlamasıyla yargılandığı davanın 10. duruşması Büyükçekmece 4. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek. İddianamede Tunç’a yöneltilen suçlamaya 2017 yılındaki referandumu eleştiren sosyal medya paylaşımı delil olarak gösteriliyor.

23 Eylül Perşembe

• Gazeteci Oktay Candemir’in “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. İddianamede Candemir’e yöneltilen suçlamalara gösterilen deliller arasında 16 yıl önce çekilen görüntülerde yer alan sloganlar, 5 Nisan 2019 tarihinde evine yapılan baskında el konulan dijital materyallerde bulunan video ve fotoğraflar, sosyal medya hesabındaki bazı paylaşımlar ve haber takibi sırasında çektiği görüntüler bulunuyor.
• Gazeteci Çiğdem Toker aleyhinde Sözcü gazetesinde yayımlanan “İBB’den Vakıflara Hizmet Raporu” başlıklı yazısı gerekçesiyle Türkiye Teknoloji Takımı (T3) Vakfı’nın açtığı 80 bin TL’lik manevi tazminat davasının altıncı duruşması bu hafta Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülecek. Vakıf avukatlarının “belgeye ve somut delile dayalı olmaksızın vakfın onur ve haysiyetini kırıcı ifadeler kullanıldığı” iddiasında bulunduğu şikayet dilekçesinde “Bu haberi yayınlayan gazete yöneticileri ve yazıyı yazanın vatan sevgisini sorgulamak gerekmektedir” ifadeleri de yer alıyor.
• Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Cengiz Çandar ile Kemal Işıktaş’ın “suçu ve suçluyu övmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek. İddianamede Çandar ve Işıktaş’a yöneltilen suçlamalara 30 Mayıs 2017 tarihinde kişisel hesaplarından yaptıkları birer Twitter paylaşımı delil olarak sunuluyor. Savcılık, suçlamalara delil olarak gösterilen paylaşımlarda anılan Ayşe Deniz Karacagil’in Rakka’da terör örgütü saflarında öldüğü, sosyal medya üzerinden gündeme getirilerek övülmesinin kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlike doğurabilecek nitelikte olduğunu iddia ediyor.