28 Şubat Salı
- Gazeteciler Taylan Özgür Öztaş, Tunahan Turhan ve savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Vedat Örüç’ün de aralarında bulunduğu 38 kişinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın yedinci duruşması Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 09.25’te görülecek. Öztaş, 22 Ağustos 2019 günü haber takibi sırasında, Turhan ise aynı günün akşam saatlerinde evine düzenlenen polis baskınıyla gözaltına alınmıştı. Gazeteciler, savcılıkta verdikleri ifadenin ardından adli kontrol tedbiri ile serbest bırakılmıştı.
- Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Rüstem Batum’un “cumhurbaşkanına hakaret” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamalarıyla yargılandığı davanın 10. duruşması İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 09.35’te görülecek. İddianamede Batum’a yöneltilen suçlamalara 2016 ve 2018 yıllarında yaptığı 20 Twitter paylaşımı delil olarak gösteriliyor.
- 3 Ağustos 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi Ankara Kampanya Grubu çağrısı üzerine Azra Gülendam Haytaoğlu ve Emine Gökkız'ın erkekler tarafından öldürülmesini protesto etmek amacıyla eylem yapmak isteyen fakat darp edilerek gözaltına alınan 15 kadının “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek”, “görevi yaptırmamak için direnmek” ve “basit yaralama” suçlamalarıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması Ankara 66. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 09.45’te görülecek. İddianamede kadınlara yöneltilen suçlamalara gösterilen deliller arasında “Kadın cinayetleri politiktir”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Kadınları değil, katilleri yargıla” sloganları, üzerinde “Erkek devletin faili meçhulleri olmayacağız” yazan ve savcının “LGBTİ renklerini temsil eden kahverengi renkli karton üzerine” yazıldığını belirttiği pankart da bulunuyor. Müşteki olarak iddianamede yer alan üç erkek polis, kadınların kendilerini darp ettiklerini ve kalkanlarını kırdıklarını iddia ediyor. Bazı kadınların polisler tarafından taciz ve darp edildiklerine de iddianamede yer veren savcı, kadınların “amacının kanunda sınırları belirtilen toplantı ve gösteri yürüyüşü veya basın açıklaması yapmak olmadığı, aksine Valilik Makamına herhangi bir bildirimde bulunmaksızın, insan haklarından olan örgütlenme, ifade hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü, protesto gibi hakları kullanma görüntüsü adı altında, toplumsal olaylarda kanuna aykırı eylemler gerçekleştirerek, burada cebir ve şiddet içeren yöntemleri araç olarak kullanarak organize ettikleri, bu amaçları gerçekleştirmek için görevi kamu düzenini ve asayişi sağlamak olan emniyet mensuplarına saldırarak darp ettiklerini” ve “insanları eyleme katılmaya davet ederek” diğer kişileri de “suç işlemeye tahrik ve teşvik ettiklerini” iddia ederek cezalandırılmalarını talep ediyor. Kadınlar hakkındaki iddianameyi hazırlayan savcı Ramazan Hançer, 2022 Ankara Onur Yürüyüşü’ne katılan 42 kişi hakkında da “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” ve “görevi yaptırmamak için direnmek” suçlamalarıyla iddianame hazırladı.
- Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi tarafından 3 Şubat 2022 tarihinde Yenibosna Adli Tıp Kurumu önünde gerçekleştirilmek istenen “Hasta Tutsaklara Özgürlük” nöbetine yapılan polis müdahalesinde gözaltına alınan 16 kişinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla yargılandıkları davanın üçüncü duruşması Bakırköy 51. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 10.25’te görülecek. İddianamede “kamuoyunda baskı oluşturmak için” Adli Tıp Kurumu önünde toplandığı belirtilen kişilere yöneltilen suçlamaya gösterilen deliller arasında Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nin sosyal medya hesabı üzerinden yapılan paylaşım da bulunuyor.
- Savunmasına MLSA’nın da destek vereceği Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül’ün “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (TCK 217/A)” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması Tatvan 1. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 11.45’te görülecek. İddianamede Aygül’e yöneltilen suçlamaya 13 Aralık 2022 tarihinde şahsi sosyal medya hesabından yaptığı ve Tatvan’da 14 yaşındaki bir çocuğa cinsel saldırıda bulunulduğu iddialarını içeren paylaşımı delil olarak gösteriliyor. Yapılan araştırmalar sonucunda o tarihte savcılığa “herhangi bir cinsel istismar olayı” intikal etmediğini iddia eden iddianame savcısı, Aygül hakkında hazırladığı tek sayfalık iddianamede “ülke gündemindeki hassas konulardan olan çocuk cinsel istismarı olaylarına ilişkin aslı olmayan bir haberi paylaşması üzerine” gazeteci hakkında soruşturma başlatıldığını belirtiyor. Aygül’ün emniyet ve savcılıktaki ifadelerine özet olarak yer veren savcı, Aygül’ün “Gazeteci olarak kaynaklarımdan almış olduğum bilgiyi kamuoyu ile paylaşıp olayın örtbas edilmesine engel olmak ve kamuoyunu bilgilendirerek kolluk ve adliye üzerindeki baskıları kaldırmak ve gerçeğin aydınlatılması amacıyla haber yaptım” şeklindeki ifadesiyle ve ilk paylaşımın ardından yaptığı paylaşım ile suçu işlediğini kabul ettiğini iddia ediyor. Aygül’ün bir çocuğun cinsel saldırıya uğradığı iddiasını kamuoyu ile paylaştığı tweet ile “Emniyet ve Jandarma teşkilatı mensuplarını şüpheli gibi göstermiş” olduğunu iddia eden savcı, bu hususun paylaşımın Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı sıfatıyla yapıldığı ve dolayısıyla etki kitlesinin genişlediği hususuyla birlikte değerlendirilerek Aygül’ün üst sınırdan cezalandırılmasını ve bazı haklardan mahrum bırakılmasını talep ediyor. Gazeteci Aygül, 13 Aralık 2022 tarihinde şahsi sosyal medya hesabından Tatvan’da 14 yaşındaki bir çocuğa cinsel saldırıda bulunulduğu iddialarını paylaştıktan birkaç saat sonra gözaltına alınmış ve 14 Aralık’ta Tatvan Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla tutuklanmıştı. Aygül 22 Aralık 2022 tarihinde tahliye edilmişti.
1 Mart Çarşamba
- Şarkıcı Gülşen’in “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek. Savcı Türkşad Kunthan Uçuk tarafından hazırlanan iddianamede Gülşen’e yöneltilen suçlamaya sanatçının 30 Nisan 2022 tarihinde İstanbul’da verdiği bir konserde grubundan bir arkadaşına yaptığı şakanın yer aldığı bir video kaydı delil olarak gösteriliyor. Suçlama konusu videoda Gülşen’in, sahne arkadaşına “İmam Hatip okumuş, sapıklığı oradan geliyor” dediği duyuluyor. İddianamede CİMER’den yapılan tüm şikayetlerle birlikte toplamda 702 müştekiye yer veren savcı Uçuk, TCK 216’da düzenlenen suç tanımında bahsi geçen “‘sosyal sınıf’ kavramının sadece iktisadi sınıflar olarak algılanmaması gerektiğini” belirterek orta öğretim sistemi içerisinde yeri olduğu için “İmam- Hatiplilerin de sosyal sınıf olduğu hususunda tereddüt bulunmadığını” iddia ediyor. Savcı Uçuk ayrıca 30 Nisan’daki konser görüntülerinin “birçok hesap ve grup tarafından olumsuz yorumlar ile birçok defa paylaşılarak sosyal medyada gündeme geldiği” vurgusu yaparak söz konusu video 25 Ağustos 2022 tarihinde dolaşıma sokulmasına rağmen TCK 216 ile düzenlenen suçun unsurlarından olan “kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin” çıktığını iddia ediyor. Şarkıcı Gülşen, 25 Ağustos 2022 tarihinde gözaltına alındıktan sonra aynı gün çıkarıldığı savcılıkta “adli kontrol tedbirleri yetersiz kalacağı” gerekçesiyle tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'ne götürülmüştü. Gülşen, üç gün sonra ev hapsi şartıyla tahliye edilmişti. Sanatçı hakkındaki ev hapsi şartı da 12 Eylül 2022 tarihinde kaldırılmıştı. Davanın 21 Ekim 2022 tarihinde görülen ilk duruşmasında mahkeme, derhal beraat talebini reddederek Gülşen hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının devamına ve Gülşen’in duruşmalardan vareste tutulmasına karar vermişti. Yurt dışına çıkış yasağının devamı kararına yapılan itirazı inceleyen İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi, CMK 109/3-f uyarınca Gülşen hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının 250 bin TL güvence yatırılması karşılığında kaldırılmasına karar vermişti. Davanın 21 Aralık 2022 tarihinde görülen ikinci duruşmasında mahkeme, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği’nin davada taraf olarak yer alma talebini kabul ederken, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun katılma talebini reddetmişti.Tanık dinlenmesi talebini de reddeden mahkeme, dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için iddia makamına gönderilmesine de karar vermişti.
- Turkuvaz Medya CEO’su Serhat Albayrak'ın Evrensel gazetesi yazarı ve akademisyen Ceren Sözeri’ye açtığı tazminat davasının sekizinci duruşması İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde, saat 09.50’de görülecek. Albayrak, Sözeri’nin “AKP’ye kim oy kaybettirdi?” başlıklı yazısını gerekçe göstererek “ticari itibarının zedelendiği” iddiasıyla açtığı davada Evrensel ve Sözeri’den 200.000 TL tazminat talep ediyor.
2 Mart Perşembe
- Taraf gazetesinin eski yöneticileri Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur, muhabir Mehmet Baransu ile eski Aktüel muhabiri Tuncay Opçin’in “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme amacı dışında kullanma, hile ile alma çalma”, “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme”, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeleri açıklama ve temin etme” suçlamalarıyla yeniden yargılandığı davanın birinci duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde, saat 09.30’da görülecek. 276 sayfalık iddianamede Taraf gazetesinde yayımlanan haberler nedeniyle “Balyoz Darbe Planı Davası” kapsamında yargılanan emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Koramiral Kadir Sağdıç, emekli Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu, Albay Nedim Ulusan ile emekli albaylar Ahmet Zeki Üçok ve Hakan Büyük ile Genelkurmay Başkanlığı kendilerine “kumpas kurulduğu” iddiasıyla “şikayetçi” olarak yer alıyorlar. İddianamede Baransu için 35 yıldan 75 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Davanın 4 Mart 2022 tarihinde görülen 39. duruşmasında mahkeme, Mehmet Baransu’yu “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek” suçundan 6 yıl; “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklamak” suçundan 7 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Mehmet Baransu’nun “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma” suçlamasından beraatine hükmeden mahkeme, “üyelik” suçlaması yönünden davanın reddine ve Baransu’nun tutukluluk halinin devamına hükmetmişti. Mahkeme ayrıca Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur’u “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek” suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırarak cezayı 3 yıl 4 aya indirmişti. Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur, kendilerine isnat edilen “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme amacı dışında kullanma, hile ile alma çalma” ve “devlet güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin belgeleri açıklamak” suçlamalarından ise beraat etmişti. Katılanlar ve sanıkların başvurusu üzerine kararı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi, 10 Ekim 2022 tarihinde Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 280 ve 289. maddeleri uyarınca hükmün bozulmasına, dosyanın yeniden incelenmek üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermişti.
- Aralarında Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü İsminaz Temel ve eski ETHA muhabiri Havva Cuştan ile Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) avukatlarının da bulunduğu 23 kişinin “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davanın 20. duruşması İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde, saat 10.00’da görülecek. İddianamede gazetecilere yöneltilen suçlamalara gösterilen deliller arasında haber takibi amacıyla katıldığı basın açıklamaları ve etkinlikler de bulunuyor. Gazeteci İsminaz Temel, 16 ay süren tutukluluğun ardından üçüncü duruşmada tahliye edilmişti.
- İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan’ın “Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak (TCK 301/1)” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 11.25’te görülecek. İddianamede Türkdoğan’a yöneltilen suçlamaya ihbar üzerine tespit edildiği iddia edilen ve 24 Nisan 2017 tarihinde derneğin internet sitesinde yayınlanan “Adalet ve Hakikat İçin Ermeni Soykırımı’nın İnkârına Son!” açıklama delil olarak gösteriliyor. 30 Aralık 2021 tarihli sekiz sayfalık iddianamenin dört sayfasında uluslararası sözleşmelerin ifade özgürlüğünü garanti altına alan ilgili maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü konusundaki yerleşik içtihadına yer veren iddianame savcısı, suçlama konusu açıklamanın bu bağlamda değerlendirilemeyeceğini iddia ediyor. AİHM Büyük Daire’nin Perinçek v. İsviçre kararına atıfta bulunan iddianame savcısı, “1948 yılından önceki herhangi bir tarihte yaşanmış hiçbir acı nedeniyle bir millete ve topluluğa karşı soykırım suçlaması yöneltilemez” iddiasıyla suçlama konusu açıklama için “sarf edilen sözler Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini tarih önünde zan altına bırakan açıklamalardır” ifadelerine iddianamede yer veriyor. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş bir sivil toplum örgütünün “Türk Milletinin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin menfaatlerinin aleyhine çalışmalar” yapmasının “düşünülemez” olduğunu belirten iddianame savcısı, “yer alan açıklama ve iddiaların Türk Milletini tarih önünde ve uluslararası toplumda küçük düşürmeye matuf bir nitelik arz ettiği, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini alenen aşağılayıcı mahiyette olduğu, ifade hürriyetinin sınırlarının aşıldığı” iddiasıyla Türkdoğan’ın cezalandırılmasını talep ediyor. Adalet Bakanlığına gönderilen soruşturma izni dilekçesinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Türkdoğan hakkında “Türk Milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama” iddiasıyla fezleke hazırladığı fakat suçlama konusu ifadelerin “Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek Türkdoğan hakkında bu eylemden soruşturma izni verilmesi talep edilmişti. Bakanlık, 10 Aralık 2021 tarihinde Türkdoğan hakkında soruşturma yapılmasına izin vermişti. İddianameyi hazırlayan savcı, daha önce Süleyman Soylu’nun şikayeti üzerine derneğin 29 Haziran 2018 tarihli bir açıklamasını gerekçe göstererek Türkdoğan hakkında “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla iddianame hazırlamıştı. Davayı gören Ankara 60. Asliye Ceza Mahkemesi, Türkdoğan’a isnat edilen suçun yasal unsurlarının oluşmadığına kanaat getirerek beraatine hükmetmişti. Aynı savcı, ihraç edilen sosyolog ve yazar Veli Saçılık hakkında da Saçılık’ın sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu’nun şikayeti üzerine “kamu görevlisine hakaret (iki kez)” suçlamasıyla iddianame hazırlamıştı.
- Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği yazar ve şair Gökhan Yavuzel’in “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlamasıyla yargılandığı davanın altıncı duruşması Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 11.55’te görülecek. İddianamede Yavuzel’e yöneltilen suçlamaya Anayasa Mahkemesinin hukuksuz olduğuna hükmettiği “sanal devriye faaliyeti” sırasında denk gelinen ve şahsi hesabından yaptığı sosyal medya paylaşımı delil olarak gösteriliyor.
- Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Mete Cem Bahtiyar’ın sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davanın yedinci duruşması Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde, saat 14.30’da görülecek. İddianamede Bahtiyar’a yöneltilen suçlamaya 2015-2018 yılları arasında Bahtiyar’ın sosyal medya hesabından yapıldığı iddia edilen paylaşımlar delil olarak gösteriliyor. Suçlamaya delil olarak gösterilen paylaşımlar arasında filozof Slavoj Žižek’in sendika.org için kaleme aldığı yazı dizisi içerisindeki bir makale için kullanılan kapak fotoğrafı da bulunuyor.
3 Mart Cuma
- Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği Danimarkalı gazeteci Madds Anneberg’in “askeri yasak bölgelere girmek” suçlamasıyla yargılandığı davanın altıncı duruşması Edirne 2. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 12.00’de görülecek. İddianamede gazeteciye yöneltilen suçlamaya 3 Mart 2020 tarihinde Yunanistan sınırına göçmenlerin geri itilmesini haberleştirmek için gelmesi ve burada jandarma tarafından gözaltına alınması delil olarak gösteriliyor. 13 Mart 2020 tarihinde hazırlanan iddianamede Anneberg ile birlikte gözaltına alınan iki Bulgaristanlı gazeteciye de aynı suçlama yöneltiliyor. Hakkında yakalama emri çıkarılan Anneberg’in dosyası 13 Ekim 2021 tarihinde diğer gazetecilerin dosyasından ayrılmıştı.