Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), savunmanlığını MLSA üstlendiği müzisyen Hozan Canê’nin Cumhurbaşkanına hakaret suçundan ceza verilmesini ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi ve Türkiye’ye tazminata mahkum etti. Kararı değerlendiren MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, kararın önemini vurguladı.
Hozan Canê adıyla bilinen Kürt müzisyen Saide İnaç hakkında Facebook sayfasında paylaştığı iddia edilen bir karikatürde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla 2019 yılında dava açıldı. Davaya bakan Edirne 6. Asliye Ceza Mahkemesi, “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan İnaç’a 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verdi. Hükmün açıklanmasının geriye bırakan Mahkeme, İnaç’ın 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına hükmetti.
MLSA Eş Direktörü Ok: Bu karar iki açıdan önemli
AİHM’in Hozan Canê başvurusuyla ilgili verdiği ihlal değerlendiren MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, kararın iki açıdan önemli olduğun belirterek şöyle devam etti: “Birincisi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sert ve provakatif eleştirilerin, eleştirilerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna karar verildi. Cumhurbaşkanlarına yönelik eleştiri sınırının yüksek olduğunun tespiti açısından önemli. İkincisi, kişiler hakkında hükmün açıklamasını geri bırakılması kararı verilerek beş yıl boyunca onların bir nevi sansüre itilmesinde Avrupa İnsan sözleşmesinin 10. maddesindeki ifade özgürlüğüne aykırı bulundu. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasının kendisini başlı başına bir sansür mekanizması olduğuna karar verdi. Bu açıdan kararı önemli buluyoruz” dedi.
İnaç’ın savunmanlığını üstlenen MLSA Hukuk Birimi, yerel mahkemenin verdiği karara karşı üst mahkemeye yaptığı itirazların reddedildi. Bunun üzerine davanın taşındığı Anayasa Mahkemesi ise İnanç’ın başvurusunu dayanaktan yoksun olduğunu gerekçesiyle kabul edilemezlik kararı verdi. MLSA İnaç’a verilen cezanın AİHS’te güvence altına alınan ifade özürlüğü hakkını engellediği gerekçesiyle AİHM’e başvurdu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İkinci Dairesi, aralarında Hozan Canê’nin bulunduğu 4 ayrı başvuruyu “Erdoğan ve Diğerleri v. Türkiye” kararında birleştirdi. AİHM, 7 Ekim 2024’te oybirliğiyle aldığı kararla başvurucularının ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi ve Türkiye’ye tazminata mahkum etti.
AİHM: HAGB, sözleşmede güvence altına alınan hakların ihlal edilmesine karşı gerekli korumayı sağlamıyor
AİHM kararda, Türkiye’de ceza davalarında sıklıkla uygulanan Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararına ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yaptı: “mahkûmiyet kararlarının açıklanmasının ertelenmesini öngören Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 231. maddesinin, Sözleşme ile güvence altına alınan hakların kamu makamları tarafından keyfi olarak ihlal edilmesine karşı gerekli korumayı sağlamadığı belirtilmiştir. Mevcut başvurular, bu sonuçtan ayrılmayı haklı çıkaracak herhangi bir özellik sunmamaktadır. Dolayısıyla, kararların açıklanmasının askıya alınması yoluyla başvuranların ifade özgürlüğü hakkına yapılan müdahale, Sözleşme'nin 10/ 2 maddesinin amaçları doğrultusunda ‘kanunla öngörülmüş’ değildir. Dolayısıyla, Sözleşme'nin 10. maddesi ihlal edilmiştir.”