HAYRİ DEMİR
Ankara’da Temmuz 2022’de yapılmak istenen 2. Ankara Onur Yürüyüşü’nde darp edilerek gözaltına alınan 42 kişinin yargılandığı davada, darp anlarıyla ilgili hazırlanmış bilirkişi raporunun objektif olmadığını dile getiren avukatların talebi üzerine yeni bilirkişi raporu hazırlanmasına karar verildi.
2. Ankara Onur Yürüyüşü’nün engellenmesiyle darp edilerek gözaltına alınan 42 kişi hakkında açılan davanın altıncı duruşması, Ankara 52. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki görüldü. Kaos GL, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi İHD Ankara LGBTİ+ Komisyonu ve ÜniKuir üyeleri de duruşmayı takip etti.
Duruşmada, 5 Temmuz 2022’de yapılmak istene yürüyüşün engellenmesi ve LGBTİ+ aktivistlerinin darp edilerek gözaltına alındığı anlara ilişkin bilirkişi raporunun hazırlandığı aktarıldı. Rapora ilişkin beyanlarda bulunan avukatlar, rapora itiraz etti.
‘Bilirkişi raporu, emniyetin fezlekesindeki tespitlerden öteye gitmemiştir’
Avukat İlayda Doğa Karaman, eylem anına ait görüntülerle ilgili hazırlanmış olan bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini ifade ederek, “Dosya üzerinden tarafımıza görülmüş olup, aleyhimize olan hususları kabul etmiyoruz. Fakat bilirkişi raporuna bakıldığında tarafsız bir inceleme yapılmadığı görülmektedir. Bilirkişi, adliye çalışanıdır. Raporda, polis fezlekesinde yapılan tespitlerden öteye gidilmemiştir. Bilirkişi raporunun 7’inci sayfasında polislerin gösteri yapan grubun ellerindeki pankartların alınmaya çalışıldığı an yazılmasına rağmen görüntülerde eylemciler polisler tarafından darp edilmişlerdir. Bu husus yazılmamıştır” diye konuştu.
‘Polisler değil, darp edilen müvekkillerimiz yargılanıyor’
Karaman, polislerin şiddete maruz kaldığı yönünde beyanların raporda yer aldığına işaret ederek, şunları söyledi: “Fakat gözaltına alınan kişilerin maruz kaldıkları darp ilişkin herhangi bir kaydın alınmadığı ve herhangi bir tespitin yapılmadığı görülmektedir. Dosyaya sunduğumuz kayıtlarda polis müdahalesinin ne denli sert olduğuna dair görüntüler yer almaktadır. Somut olayda zarara uğrayan, bu durumdan şikayetçi olan müvekillerimiz yargılanmaktadır. Ancak haklarında soruşturma açılması, kovuşturma yürütülmesi gereken emniyetin güvenlik şube personelleri ve çevik kuvvet polisleri iken herhangi bir somut delil olmadan sadece polis tarafından ayrımcı bir şekilde hazırlanan fezleke ile müvekkillerimizin yargılandığını görüyoruz.”
Polis işkencesi ifade alınıncaya kadar sürdü
Karaman, görüntülerin duruşma salonunda izlenilmesini talep ederek, “Öncelikli talebimiz görüntülerin burada izlenerek aslında Ankara Onur Yürüyüşü’nde yaşananların ortaya konulması yaşanan gerçeklerin görülmesi ve somut gerçeğe ulaşılmasıdır” dedi.
Karaman, polislerin sanıklara işkence uyguladığını ve bunun ifade alma işlemi başlayıncaya kadar sürdüğünü ifade etti.
Karaman, dün milletvekilliği düşürülen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın da durumuna dikkat çekerek, “Bugün meslektaşımız Can Atalay hakkında verilen ihlal kararlarını tanımayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, gücünü nereden alıyorsa, müvekkillerimize saldıran polislerde bu gücü aynı yerden almaktadır” dedi.
‘Bilirkişi raporu objektif değil’
Avukat Seher Duygu Çildoğan da dosyaya sunulan bilirkişi raporu objektif olmadığını belirterek, “Bilirkişinin kendi dünya görüşünü yansıtacak şekilde sübjektif ifadeler içermektedir. Bilirkişi kafasına göre; hiçbir hukuk dili olmayan, kahvede arkadaşı ile konuşuyormuş edasıyla bir rapor hazırlamıştır” şeklinde konuştu.
Duruşma, celse arasındaki hazırlanan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu gerekçesiyle yeni bir bilirkişi raporunun hazırlanması için 8 Mayıs'a ertelendi.
Duruşma sonrasında avukatlar, salon önünde gökkuşağı bayrağıyla fotoğraf çektirmek isterken sivil giyimli kişiler, polislerin engellemesiyle karşılaştı. Bu sırada bir polis, kişisel telefonuyla avukatların fotoğrafını çekti. Görüntünün silinmesini isteyen avukatlarla polisler arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Bu anları kayıt altına almak isteyen gazeteciler de engellendi. Avukatlar, polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
