13 Kasım tarihinde İstiklal Caddesi’nde meydana gelen bombalı terör saldırısının ardından Facebook, Instagram, Twitter ve YouTube’a jet hızıyla bant daraltma işlemi uygulandı. Bu sırada vatandaşların büyük bir bölümü bırakın ne olup bittiğini anlamayı, olaydan haberdar bile değildi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), bant daraltma uygulanması kararını, patlamanın ardından ortaya çıkan aykırı görüntüleri önlemek için aldığını duyurdu ama gerekçe hiçbirimizi tatmin etmedi. Çünkü uygulamanın aceleyle hayata geçirilmesi ve bilgi akışının tamamen kesilmesi akıllarda soru işaretleri bıraktı.
Peki bant daraltmanın yasal dayanağı neydi, kararı kim aldı?
İfade Özgürlüğü Derneği kurucusu ve hukukçu Prof. Dr. Yaman Akdeniz, düzenlemenin tarihçesinin, olağanüstü hal (OHAL) dönemindeki KHK’lere kadar uzandığını belirtiyor. Uygulamanın dayanağı olan kanun ise 671 sayılı KHK ile düzenlenen 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 60. Maddesinin 10. Fıkrası. Ne diyor bu 60. maddeye sonradan eklenen 10. paragrafta? "Anayasanın 22. maddesinde sayılan sebeplerden biri veya birkaçına bağlı olarak, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhurbaşkanlığı, alınması gereken tedbirleri belirler ve uygulanmak üzere Kuruma bildirir. Kurum Başkanı, Cumhurbaşkanlığının gerekli gördüğü tedbirlere ilişkin kararını derhal işletmecilere, erişim sağlayıcılara, veri merkezlerine ve ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirir. Bu kararın gereği, derhal ve kararın bildirilmesi anından itibaren en geç iki saat içinde yerine getirilir. Bu karar, yirmidört saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunulur. Hâkim kararını kırk sekiz saat içinde açıklar, aksi halde karar kendiliğinden kalkar."Yani maddeden de anlayacağımız gibi yine cumhurbaşkanına verilen geniş bir yetkiyle karşı karşıyayız. Kanun çerçevesinde BTK Başkanı, cumhurbaşkanının gerekli gördüğü tedbirleri alıp kendisine bildirmesinin ardından bu tedbirleri derhal işletmecilere ve erişim sağlayıcılara bildiriyor ve karar en geç iki saat içinde yerine getiriliyor. İşte, bant daraltma işlemi de Taksim saldırısının yaşandığı akşam bu jet hızıyla uygulandı.Yalnız o akşama dair kafaları kurcalayan bir başka soru daha vardı. Vatandaşların, Twitter’ın anasayfasını bile açamadığı saatlerde BTK Başkanı nasıl taziye tweet’i attı? Herhalde o da herkes gibi VPN kullanmıştır. Yetkilerini, babasının malı gibi kendi çıkarları için kullanacak değil ya! Ne kadar da fesatız…
OHAL kalktı ama düzenleme duruyor!
Dönelim OHAL meselesine… OHAL, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra uygulamaya konulmuş, 2018 yılında da kaldırılmıştı. Ancak bu düzenlemeyle gördük ki bazı hükümler hala uygulamada. Toplum, 13 Ekim akşamı neredeyse hiçbir şekilde bilgi alamadı. Sonraki günlerde yapılan açıklamalar ise çelişkilerle dolu. Saldırı ise hâlâ tam manasıyla aydınlatılmış değil.
Yayın yasağı kaldırılmadı
Bu arada saldırının olduğu gün, sadece bant daraltma işlemi uygulanmadı. Aynı zamanda RTÜK, saldırıya ilişkin haberlere Kültür ve Turizm Bakanlığının talebiyle geçici yayın yasağı getirildiğini de duyurdu ve bu yayın yasağı geçici olmasına rağmen hâlâ kaldırılmadı. Derken aynı gün bir yayın yasağı kararı da İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verildi ve bu yayın yasaklarıyla ilgili olarak henüz herhangi bir açıklama yapılmış da değil. Yani olayla hakkında yapılan haberler tam manasıyla sansür altında üretiliyor. Keza daha önceki gün, Konya Büyükşehir Belediyesine bağlı Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezinde bir köpeğe yapılan işkenceye ilişkin haberlere de hızlıca erişim engeli getirildi. Bu durum Türkiye için yeni bir durum da değil ne yazık ki. Uzun bir süredir kaza, terör saldırısı, cinayet, şiddet, soruşturma veya sarsıcı siyasi bir gelişme olduğunda iktidar jet hızıyla yayın yasağı veya erişim engeline sarılıyor. Ancak 13 Ekim günü uygulanan bant daraltma işlemi, sansürün artol başka bir boyuta geçtiğini gösteriyor.Hal böyle olunca da zihnimizde iki önemli soru beliriyor: OHAL sona ermiş olmasına rağmen uygulamada olan başka hangi süper yetkilerle karşılaşacağız? Seçim günü neler yaşanacak?
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.