“Barınamıyoruz” eylemlerine giderken Ankara girişinde darp edilerek gözaltına alınan gazeteciler Yağmur Kaya, Nebiye Arı ve Hilal Işık ile 46 aktivist hakkında açılan dava bugün başladı. Sanıklar arasındaki öğrenciler, açılan dava nedeniyle burslarının kesildiğini ve yurttan atıldıklarını aktardı.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 49 kişi için “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet etmek” suçundan yargılanmaları talep edildi. Ayrıca, iki polis memurunun şikayeti sonucu aktivistlerden Ecem Öksöz ve Hüseyin Arif Sarıyaşar’ın TCK 125 maddesi uyarınca “zincirleme şekilde kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlamasından da cezalandırılması istendi.
İki kez iddianame yazıldı, 47 talimat dosyası hazırlandı
20 Nisan 2022 tarihinde hazırlanan ilk iddianameyi inceleyen Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi, şikayetçi polislerin iddianame başlığı ile anlatım bölümünde gösterilmediğine ve iki şüphelinin bu suçu kimlere yönelik işlediğinin somut olarak belirtilmediğine kanaat getirdi. Mahkeme, eksik hususların giderilmesi için iddianameyi 9 Mayıs’ta savcılığa iade etti.27 Mayıs tarihinde hazırlanan ikinci iddianameyi kabul eden 15. Asliye Ceza Mahkemesi, şikayetçi iki polis ile Ankara’da ikamet eden iki sanığın duruşmaya çağrılmasına ve Ankara’da ikamet etmeyen 47 sanığın ise ifadelerinin alınması için ilgili mahkemelere talimat dosyası hazırlanmasına karar verdi.
Polisler salondan çıkarılmadı
Davanın ilk duruşması Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. “Yasadışı toplantı ve gösteri” düzenledikleri iddiasıyla yargılanan 49 sanıktan 26’sı, altı avukatla birlikte duruşmada hazır bulundu. Duruşma başladığında, öğrencilerin avukatları güvenlik tedbiri için salonda bulunan polislerin çıkarılmasını, aksi durumda silahlarını bırakıp salona girmelerini talep etti. Mahkeme, avukatların iki talebini de reddetti.Söz alan sanık müdafii Emre Erdal, Anayasaya göre herkesin izin almadan toplantı ve gösteri yapabilme hakkına sahip olduğunu, bu nedenle ortada bir suç oluşmadığı söyleyerek, derhal beraat verilmesini talep etti. Mahkeme, savunmalar alınmadan derhal beraat kararı verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle bu talebin de reddine karar verdi.
‘Dava açıldıktan sonra burslar kesildi, yurttan atıldık’
Barınma hakkının herkesi ilgilendirdiğini hatırlatarak savunmalarına başlayan sanıklar, yaşadıkları barınma sorunundan ötürü taleplerini dile getirmek için Ankara’ya yola çıktıklarını ancak henüz kente girmeden durdurulduklarını anlattı. Ankara’ya girişlerine izin verilmeden darp edilerek gözaltına alındıklarını belirten sanıklar, hukuka aykırı şekilde muamele gördüklerini söyledi.Yürüyüş veya gösteri yapılmamasına rağmen “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet etmek” suçundan gözaltı işlemi yapıldığını hatırlatan öğrenciler ise açılan dava nedeniyle burslarının kesildiğini ve kaldıkları yurtlardan atıldıklarını aktardı. Polislerin değil, kendilerinin mağdur olduğunu ifade eden sanıkların tamamı, “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ediyor musunuz?" sorusuna “Hayır” cevabı vererek, beraatlerini talep etti.
İddianame savcısına AYM kararları hatırlatıldı
Avukatlar ise savunmalarında, eylemleri yasaklayan valilik kararında suç unsurlarına ilişkin gerekli açıklamaların yapılmadığını ve bu nedenle kararın keyfi olarak nitelendirilmesi gerektiğini söyledi. İddianame savcısının “eylemin önceden bildirilmemesi” iddiasına da tepki gösteren avukatlar, söz konusu protesto hakkının anayasada güvence altında olduğunu söyledi. Bu husustaki AYM kararlarını hatırlatan avukatlar, kanuna uygun yapılacak eylemi bildirme zorunluluğu olmadığını belirtti.Avukatlar, iddianamenin kabulünün ve direkt beraat talebi reddinin de siyasi bir karar olduğunu söyleyerek, barınma hakkını savunanların gözaltı ve yargılamalarla korkutulmak istendiğini ifade etti.
Valilikten yasak kararı istenecek
Ortada kolluk kuvvetleri açısından da bir suç oluşmadığını söyleyen avukatlar, bu nedenle tüm sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğini vurguladı. Dava kapsamında hala gönderilmeyen talimat dosyaları bulunduğunu bildiren avukatlar, eksik hususların giderilmesini ve Ankara Valiliğine müzekkere yazılarak yasak kararının bir örneğinin istenmesini talep etti.Talebi kabul eden mahkeme, yasak kararının istenmesi için Ankara Valiliğine yazı yazılmasına karar vererek davayı 22 Mart 2023 tarihine erteledi.
Ne olmuştu?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, gazetecilere ve aktivistlere yöneltilen suçlamaya 12 Aralık 2021 tarihinde “Barınamıyoruz” eylemlerine destek olmak için gelirken Ankara’ya gelirken kent girişinde gözaltına alınmaları, gözaltı sırasında attıkları iddia edilen sloganlar ve Barınamıyoruz Hareketi’nin sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşım delil olarak gösterildi. İddianame savcısı, gazeteciler Kaya, Arı ve Işık ile 46 aktivist Ankara’ya giden otobüsün durdurulmasından sonra darp edilerek gözaltına alınmasına rağmen “şüphelilerin uyarılara rağmen eylemlerine devam ettiğini” iddia edildi. İddianamede iki aktiviste ayrıca, müşteki polis memurlarının beyanları doğrultusunda “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlaması da yöneltildi.*Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.