AZİZ ORUÇ
Batman’da kayyım atamaları sonrasında protestoları takip ederken polislerin çekim yapmalarını engellediklerini belirterek, uygulamaların 90’lı yılları aratmadığını söyledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) yönetimindeki Batman, Mardin ve Urfa’nın Halfeti belediyelerine 4 Kasım’da kayyım atanmasından sonra birçok yerde protesto olayları gerçekleştirildi. Protesto eylemlerini takip eden gazetecilere de polis baskısı ve saldırısı oldu.
5 Kasım’da Jinnews muhabiri Pelşin Çetinkaya ile Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Veysi Aküren kameralar öngünde polislerce darp edilip gözaltına aldı. İfadeleri dahi alınmadan gazeteciler, gece geç saatlerde serbest bırakıldı.
Kayyım protestolarını takip eden Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS muhabirlerini ile Yeni Yaşam Gazetesi çalışanları 8 Kasım’da kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından tehdit edildi. Haber dönüşü gazetecilerin önünü kesen kişiler Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Veysi Akören’i gözaltına almak istedi. Gazetecilerin kimlik sorduğu bu kişiler kimliklerini göstermeden Akören’i yaka paça gözaltına almaya çalıştı. Polisler, tepki gösteren gazeteci ve yurttaşlara da silahlarını çekerek “Sizi de alırız” diyerek tehdit etti.
Gazetecilerin darp edilmesi, engellenmesi ve polis şiddetine maruz kalmasına birçok basın meslek örgütü tepki gösterirken, olaylara ilişkin açıklama yapan Batman Valiliği, gazetecilerin silahlı tehdit edilmesini “yakalamaya yönelik müdahale” olarak savundu.
Kayyım atamaları sonrasında Batman’daki protestoları takip eden ve hak ihlallerine maruz kalan Mezopotamya Ajansı muhabirleri Fethi Balaman, Heval Önkol ve JINNEWS muhabiri Rojda Aydın Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’ne (MLSA) konuştu.
Aydın: Bu topraklarda gazeteci olmak zor
“Bu topraklarda gazeteci olarak çalışmak, başlı başına zorlu bir iş iken Kürt gazeteci olmak gerçekten tarifi güç zorlukları da beraberinde getiriyor” diyen Rojda Aydın, “90’lı yıllarda nasıl ki kaçırılma, katledilme ve büroların bombalanması gibi saldırılarla yüz yüze kaldık, günümüzde de saldırılar farklı şekilde devam ediyor. Ama bizler tüm engellemelere ve saldırılara rağmen hakikat deneyimlerimiz ve biriktirdiklerimizle kadınlara ve topluma doğru biçimde yansısın istiyoruz. Ne yazık ki bu çabayı sürdürürken polisin saldırılarına maruz kalıyoruz” diye konuştu.
Batman’da saldırıya maruz kaldık
Saldırılara maruz kaldıkları yerlerden birinin de Batman olduğunu belirten Aydın şunları söyledi:
“Batman Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından halk kendi iradesine sahip çıkmak için direnişe geçerken, bizler de özgür basın olarak halkın sesini duyurmak için kentte bulunuyorduk. Söz konusu olayları takip ederken birçok kez tazyikli su ve biber gazına maruz kaldık. Bu saldırılar nedeniyle de makinalarımız zarar gördü. Bir diğer konu ise haber takibi yapan arkadaşlarımız işkence ile gözaltına alındı. Yine Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı arkadaşımız Veysi Aküren de birkaç gün önce polis oldukları iddia edilen bir grup tarafından adeta kaçırılarak, gözaltına alınmaya çalışıldı. O gün orada biz meslektaşları ve halk tepki göstermemiş ve ellerinden almamış olsa idik belki de arkadaşımız kaybettirilecekti.
Ertesi gün de kayyım olarak atanan Vali bu durumu savunarak, o kişilerin polis olduğunu iddia etti. Ama olayın akşamında X platformunda Türk İntikam Tugayları adıyla açılmış olan bir hesap arkadaşımızı kendilerinin kaçırmaya çalıştıklarını ve gözdağı vermek istediklerini ayan beyan itiraf ettiler. Arkadaşımızın bu şekilde gözaltına alınması 90’lı dönemleri tekrardan hafızalara getirdi. Çünkü o süreçlerde de arkadaşlarımız işkence ile gözaltına alınıp katlediliyordu ya da kaybettiriliyordu. Özgür basına yönelik gerçekleştirilen bu saldırılarla gerçeklerin halka ulaşılması engellenmek isteniyor.”
Gazetecilik ateşten gömlek
Haber takibi sırasında birçok kez polis şiddetiyle karşı karşıya kaldıklarını belirten Aydın, “Türkiye’de toplumsal rol model çatışmaları giderek derinleşiyor, bu kötü durum yaşamın tüm alanlarına sirayet ediyor. Kürdistan ve Türkiye’de gazetecilik yapmak ateşten gömlek giymek gibi. Bizler zorluklara rağmen, tüm hukuksuzluklara rağmen alanlarda olmaya ve sözümüzü söyleyemeye devam edeceğiz. Kameralarımızla halkın sesi olmayı sürdüreceğiz. Tehditlere rağmen yazmaktan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Bu saldırılara karşı basın özgürlüğünün sağlanması için tüm basın kurum ve kuruluşların birlikte hareket etmesi ve tepki göstermesi gerekiyor. Ancak gazeteciler bir olursa basın üzerindeki saldırıları bertaraf edebiliriz. Sesimizi ve sözümüzü bir yapmak gerekiyor. Bundan kaynaklı tüm basın kuruluşlarını bu saldırılara karşı harekete geçmeleri gerektiği çağrısını yapıyorum” diye belirtti.
Balaman: Çekim yapmamız engelleniyor
Mezopotamya Ajansı muhabirleri Fethi Balaman da görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Belediyeler kayyım atandığı gün belediye önüne gittiğimizde orda tepki gösteren yurttaşlara sokak ortasında işkence yapıldığına şahit olduk. İşkence ile gözaltına alınan kişiler ardından darbe dönemlerini hatırlatan şekilde çok sayıda kişi belediye duvarına ters kelepçe ile dizilerek başları kaldırmalarına dahi izin verilmedi. Bu saldırıları çektiğimizde bizde hedef alındık. Çekim yaptığımızda kamera ve fotoğraf makinelerimize ve bize fizik müdahalede bulunuldu.”
Polislerin kimlik göstermeden gazeteci arkadaşlarını gözaltına almak istediğini ve buna tepki gösterdiklerinde silah çektiklerini belirten Balaman, “Gözaltı tehdidinde bulunuldu. Ancak kent halkının bizimle göstermiş olduğu dayanışma ile bir sonuç alamadılar. Kolluğu bir baskı aracı kullanan iktidarın bu baskıyı teşhir eden gazetecileri hedef alıyor. Batman’da günlerdir kent halkı 81 ilde en yüksek oyu alan belediyelerine sahip çıkıyor ve bu en doğal protesto hakkı. Protesto hakkını gösteren yurttaşları çekmeye devam edeceğiz. Düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik bu baskı ve saldırıları da asla kabul etmiyoruz. Sonuna kadar yazmaya ve halkın sesi olmaya devam edeceğiz” diye konuştu..
Heval Önkol ise şunları söyledi: “Çekim yaptığımızda biber gazı sıkıldı, TOMA’dan tazyikli su müdahalesine maruz kaldık. İşkence yapılan kişileri çekmek istediğimizde ise buna izin verilmiyor. Defalarca kez tehditlere maruz kaldık. Sürekli gerçeklerin yansıtılması engelleniyor. Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Veysi Aküren’in kaçırılma girişiminde de kendini polis diye tanıtan kişilerin tehditlerine maruz kaldık, silahlına sarılan bu kişiler gözaltı tehdidinde bulundu. Ancak halkın direnişi karşısında geri adım atmak zorunda kaldı.
Biz tüm baskı ve zulüm politikalarını teşhir etmeye devam edeceğiz. Kent halkının iradesine dönük protestoları çekmeye devam edeceğiz. Bu bir irade gaspı alandakiler ise direnişçiler, biz ise bunun haberini yapan Gülistan Tara, Gurbet Eli Ersözlerin ardıllarıyız.”