Duruşma Haberleri

Bir günde üç Saraçhane davası: Gözaltına alındıkları tarihle "suç" tarihi aynı

Bir günde üç Saraçhane davası: Gözaltına alındıkları tarihle "suç" tarihi aynı

 

EYLEM SONBAHAR

Üç ayrı mahkemede 99 kişinin yargılandığı davalarda öğrenciler, gazeteciler hakim karşısına çıktı. Avukatlar iddianamede yazılı suç tarihinde müvekkillerinin gözaltında olduğunu söyledi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan eylemler nedeniyle açılan davaların görülmesine bugün de devam edildi. Üç ayrı mahkemede açılan davalarda sanıklar ve avukatları hazır bulundu.

Protestoları takip eden Evrensel gazetesi muhabiri Nisa Sude Demirel ve ETHA muhabiri Elif Bayburt'un da aralarında olduğu 30 kişinin "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanık ve izleyici sayısının fazla olması nedeniyle duruşma İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonuna alındı.

'Dava dosyasındaki fotoğraf sosyal medya hesabımdan alınmış'

Avukat Özgür Urfa'nın sorgu yapılmadan derhal beraat karar verilmesi talebinin ardından ara karar kuran hakim, derhal beraat talebi ve bir avukatın kolluğun salondan çıkarılması talebinin reddine karar verdi. Savunmasına başlayan bir sanık, "Dava dosyasındaki fotoğraf sosyal medya hesabımdan alınmış. Demokratik hakkımı kullanarak Saraçhane eylemlerine katıldım. Yasaklama kararını bilmiyordum. Beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.

Avukat Jiyan Tosun iddianamenin özensiz şekilde hazırlandığını söyleyerek şöyle devam etti: "Mahkemenizce incelenmeksizin kabul edilen bir iddianame söz konusu. Ayrıca iddianamede suç tarihi olarak 28 Mart yazılı ancak müvekkil 28 Mart sabah 6'da gözaltına alınmıştır. Bu bile tek başına iddianamenin ciddiyetten ne kadar uzak olduğunu göstermektedir."

Dosyadaki fotoğraftaki kişinin kendisi olmadığını söyleyen Berçem Erçin, "Buna rağmen bana yurt dışı çıkış yasağı verildi" dedi. Erçin'in avukatı da "Savunma yapacağım ama müvekkilin hangi fiiline yönelik yapacağımı bilmiyorum. İddianame sanık isimleri ve bir sürü kanun yer alıyor. Dosyaya müvekkilin iki yıl önceki fotoğrafını da sunduk. Ama hiç kimse bunları araştırmadı. Bu durumda ivedilikle beraat kararı verilmesi gerekiyor. Müvekkil Erasmus'a başvurdu ve kabul aldı. Berçem'e ait olmayan bir fotoğraf için yurt dışı yasağı veriliyor" diye konuştu.

İfadelerin SEGBİS'le alınmasını isteyen avukatlarla hakim arasında yaşanan tartışmada hakim, "Duruşmayı ertelemek zorunda bırakmayın bizi. Reddettim artık zorlamayın" dedi ve duruşmaya beş dakika ara verdi.

'Boynumda basın kartı ve fotoğraf makinesi var'

Aranın ardından ise savunmalar SEGBİS kaydı ile alınmaya başlandı. Savunmasına başlayan Elif Bayburt, "Ben gazeteciyim, Etkin Haber Ajansı muhabiriyim. Gazeteciler olarak halkın, gençlerin, kadınların eylemlerini, meşru ve haklı tepkilerini kayıt altına almak gibi tarihsel bir sorumluluğumuz var. Bu bilinçle eylemleri takip ettim. Dosyada yer alan fotoğraf Maçka'dan Şişli'ye yürünen günden. Boynumda basın kartı ve fotoğraf makinesi olduğu anlaşılıyor. İnsanların tepkilerini kısmak ve gazetecilere gözdağı vermek amacıyla bu gözaltılar yapıldı. Suçlamayı kabul etmiyorum ve beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.

Bayburt'un avukatı Özge Büşra Boyoğlu, "Müvekkil gazetecidir. Basın özgürlüğünü kullanarak mesleğini icra etmek için oradaydı. Suçun unsurları oluşmamıştır. Kendisi gazeteci olduğu için dosyanın tefrik edilmesini talep ediyoruz" dedi.

'Gazetecilerin yakın çekim fotoğrafları dosyaya sunuldu'

Evrensel gazetesi muhabiri olduğunu söyleyerek savunmasına başlayan Nisa Sude Demirel de "Dosyaya sunulan fotoğraf Maçka parkından. Kim olduğunu bilmediğim sivil biri ağacın arkasında saklanarak fotoğrafımı çekti. O fotoğrafın bu dosyaya eklenmesini art niyet olarak değerlendiriyorum ve kabul etmiyorum. Başka dosyalarda da gazetecilerin yakın çekim fotoğrafları dosyaya sunuldu. Adeta bir cadı avı. Ortada ne kanuna aykırı eylem ne de benim dağılmadığımla ilgili bir delil var. Adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını ve hepimizin beraatini talep ediyorum" diye konuştu.

Demirel'in avukatı Devrim Avcı Özkurt da "Müvekkillin orada bulunması görev icabı. İddianamede yer alan suç tarihinde müvekkil zaten o tarihte gözaltında. Suçun unsurları oluşmamıştır. Dosyanın tefrik edilmesini talep ediyoruz" dedi.

Mahkeme, gazeteci Elif Bayburt ve Nisa Sude Demirel'in de aralarında bulunduğu 14 kişi hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamına ve gazetecilere ilgili belgeleri sunması için gelecek celseye kadar süre verdi.

İki kişi hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve her hafta cuma günü imza atma şeklinde adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına, kamera görüntülerinin incelenerek tespit yapılması için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine de karar veren mahkeme, iddianameye konu eylemlere ilişkin tüm kamera görüntülerinin temin edilerek gönderilmesi için ilgili birime müzekkere yazılmasını da isteyerek duruşmayı 10 Ekim saat 11.00'a erteledi.

'20 gün cezaevinde kaldım, işten atıldım'

Saraçhane protestoları gerekçesiyle haklarında dava açılan 33 kişinin "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması ise İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Dava kapsamındaki 9 kişiye ayrıca "toplantı ve yürüyüşlere silah ve benzeri aletler taşıyarak veya kendilerini tanınmayacak hâle getirerek katılma" suçu yöneltildi. Salonunun kapasitesinin yetersiz oluşu nedeniyle duruşma İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda görüldü. Sanık ve avukatların hazır bulunduğu duruşmayı yakınlarıyla beraber Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanyalar Sorumlusu Milena Buyum da takip etti.

Sanıklardan Kadir Özkan Keskin, "Çevik kuvvet yolu kapatmıştı. Bir amir 'Bunları da alın' dedi. Polis kafamı kepenge vurdu. Lise öğrencisiyim aynı zamanda çalışıyorum. 20 gün cezaevinde kaldım, işten atıldım. Şu an ev hapsinde olduğum için çalışamıyorum. Ev hapsinin kaldırılmasını talep ediyorum" diye konuştu.

Mahkeme, savunması alınan sanıkların adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına, 26 Mart 2025 tarihli yakalama tutanağında imzası olan üç polisin tanık olarak dinlenilmesi için görev yaptıkları emniyete müzekkere yazılmasına ve İstanbul Valiliği'ne de müzekkere yazılarak yasaklama kararının hangi vasıtalarla ilan edildiği konusunda mahkemeye bilgi verilmesinin istenilmesine karar verdi.

Dosyada yer alan kamera görüntülerine ilişkin CD'nin bilirkişiye gönderilerek görüntülerin detaylı analiz edilmesinin, polisin alanda bulunan kişilere dağılmaları yönünde ihtarda bulunup bulunmadığını ve dağılmaları için zor kullanıp kullanılmadığının analiz edilmesinin de istenilmesine karar veren mahkeme, duruşmayı 17 Ekim saat 09.30'a erteledi.

36 sanıklı dava da 15 Eylül'e ertelendi

sarachane medium ara

İstanbul 74. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davada ise 36 kişi 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda hakim karşısına çıktı. Sanıkların "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşmasında mahkeme, dağılın ihtarı sonrası kitlenin dağılıp dağılmadığıyla ilgili tutanak tutulduysa mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine karar verdi. Duruşma 15 Eylül'e ertelendi.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.