Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanmasını protesto eden ve 1 Şubat 2021 tarihinde gözaltına alınan 97 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla yargılandıkları davanın dokuzuncu duruşması İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.Duruşmada öğrencilerin avukatlarının yanı sıra yargılananlardan Zelal Baydemir, Ayşegül Korkutan hazır bulunurken başka bir dosyadan tutuklu Ömer Şengel SEGBİS ile duruşmaya bağlandı.Duruşmada konuşan Korkutan savunmasında, “Anayasal hakkımızı kullanmak için oradaydık ama daha otobüsten iner inmez herhangi bir ikaz olmaksızın darp edilerek gözaltına alındık” dedi. Beraatini isteyen Korkutan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) kabul etmedi.Baydemir ise polisin dağılma yönünde herhangi bir ihtarda bulunmadığını vurguladığı savunmasında “Otobüsten indiğimiz anda etrafımız polislerce sarıldı. Dağılacak ne alan ne de süre tanındı. Darp edilerek gözaltına alındık” diye konuştu. Baydemir de HAGB kabul etmedi.Şengel ise Bebek sahilinde gözaltına alındığını hatırlattığı beyanında “İhtar kesinlikle olmadığı gibi biz polis ile müzakere yaptık. Bize parkta basın açıklaması yapabileceğimizi söylediler. Biz parka giderken slogan attığımızda slogan atmamamızı istediler. Biz de bir daha slogan atmadık. Parkta basın açıklamasını yaptıktan sonra çıkarken işkenceyle gözaltına alındık. Yani ihtar olmadığı gibi yaptığımız basın açıklamasına polis izin de vermişti” diye konuştu.Duruşmada o günkü polis saldırısında görev yapan çok sayıda polis de tanık olarak dinlendi, ifadelerinde gözaltı tutanaklarındaki ifadelerini tekrar ettiklerini söylediler. Polislerden A. T., ifadesinde “olay yerine gittiğinde gözaltı işlemlerinin başlanmış olduğunu” ve “amirlerinin öğrencilere dağılmaları yönünde ihtarda bulunduğunu” söylemesi üzerine Baydemir’in avukatı Fadime Fulya Dağlı “Eğer gözaltı işlemi başladıysa nasıl ihtarda bulunduğunu duydunuz?” diye sordu. Tanık polis, kalabalık olduğunu, amirlerinin sözlü olarak ihtarda bulunmaya devam ettiğini, megafonunun olmadığını söyledi.Duruşmada söz alan avukatlardan Ayhan Baturdan ise tanık beyanlarına karşı aleyhe hususları kabul etmediklerini belirttiği beyanında polislerin olayın tarafı olmasına rağmen tanık sıfatıyla duruşmada bulunduklarına dikkat çekti. Baturdan “Megafonsuz uyarının duyulması beklenemez. Ayrıca tanıklar usulsüz toplanma dışında başka bir hukuksuz fiilden bahsetmiyor” diyerek beraat istedi. Avukat Damla Atalay ise tanık polislerden Taş’ın beyanında hem ihtar olduğunu hem de megafon olmadığını belirttiğini hatırlatarak “tanık beyanında ikrar vardır” dedi.Avukat Dağlı ise dosyada toplanacak delil kalmadığını belirterek derhal beraat kararı verilmesini talep etti.Kararını açıklayan mahkeme, yargılananlardan Enes Karakaş, Eren Kaya, Öyküm Bozbay ve Çiçek Yaman hakkında yakalama emri çıkarılmasına, Hamza Akın ile Erol Köker hakkında zorla getirme emri çıkarılmasına karar vererek duruşmayı 25 Mayıs 2023 tarihine bıraktı.
Ne olmuştu?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı ile Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanan Melih Bulu’ya yönelik protesto eylemlerinde 1 Şubat günü basın açıklaması yapmak isteyen öğrencilere yapılan polis müdahalesinde 108 kişi gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 10 kişi serbest bırakılmış, 98’i ise adliyeye sevk edilmişti. Gözaltına alınan bir kişinin 18 yaşından küçük olması nedeniyle dosyası ayrılmış, 97 kişi hakkında ise iddianame hazırlanmıştı. 75 sayfalık iddianamede öğrencilere yöneltilen suçlamalara gösterilen deliller arasında öğrencilerin protestolarda taşıdıkları bez bayrak, pankart ve broşürler ile birlikte #bundansonrasıbizde etiketi altında yapılan sosyal medya paylaşımları da bulunuyor.*Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.