EYLEM SONBAHAR
Neredeyse çeyrek asırdır cezaevinde tutulan Eylül dergisi editörü Erdal Süsem'in yeniden yargılandığı davada mahkeme, hükmün onaylanmasına ve infazın aynı şekilde devamına karar verdi.
Süsem hakkındaki dava sureci 21 Mart 2000 tarihinde gözaltına alınmasıyla başladı. Eylül dergisi editörü Erdal Süsem’e, "Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs" suçundan önce müebbet hapis cezası verildi. Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TİKKO) üyesi olmak iddiasıyla tutulduğu karakolda söylemediği ifadelerin yazılması, imzalamaya zorlanması, maruz bırakıldığı işkence ve gözaltı sürecinde avukatı olmadan ifadesinin alınması ile ilgili 2019 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) hak ihlali kararı verdi. Yeniden 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlayan davada yargılama dosya üzerinden yapıldı. Süsem'in ifadesi alınmadan mahkemenin karar vermesi üzerine Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuru yapıldı ve yine hak ihlali kararı verildi.
Yargılama süreci 23 Mart 2023 tarihinde yeniden başlayan davanın sekizinci duruşması bugün İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olarak bulunan gazeteci Erdal Süsem, duruşmaya Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmayı Süsem'in eşi Eylem Süsem ile Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye temsilcisi Özgür Öğret de izledi.
Savcı, 23 Haziran 2023 tarihinde sunduğu esas hakkındaki görüşünü tekrar ederek, Süsem'in TKP/ML TİKKO üyesi olduğunu iddia etti ve mahkumiyet hükmünde değişiklik yapılması gerekmediğini, hükmün onaylanmasına karar verilmesini talep etti.
'22 yıllık bu dosya yaşamımı derinden etkiledi’
Savcının görüşüne karşı savunma yapan Süsem, "Bu dosya 25 yıllık, çeyrek asıra denk gelen bir dosya. 22 yıldır hükümlüyüm. Haksız ve adil olmayacak şekilde yargılandım ve halen de yargılanıyorum. 22 yıl rakamla çok rahat ifade edilen bir sayı ancak, yaşarken çok uzun bir süre. Dosya yaşamımı derinden etkiledi. Bu süre boyunca ailem, işim, çevrem her şeyden uzak kaldım" dedi.
Süsem, Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararından sonraki sürece de değinerek şöyle konuştu: "Yeniden yargılama ilkeleri delillerin toplanması da dahil tüm sürecin baştan başlaması gerektiğini açıklıyor. Bu dosya DGM sürecinde açılan bir dosya ve o dönemin siyasal koşulları, polisin sorgulama tekniğinin etkisi var. DGM'lerin adil bir yargılama yapması zaten söz konusu değildi, çünkü bağımsız ve tarafsız değillerdi. Demokratik bir toplumda hak ve hukuka uygun bir mahkeme olmadığı için de kapatıldı. Kapatma gerekçesi zaten her şeyi anlatıyor. Daha sonrasındaki Özel Yetkili Mahkemeler de DGM'nin misyonunu aynı şekilde devam ettirdi."
"Deliller değişmediği halde neden iki iddianame hazırlandı?"
"İddianamede yer alan temel hukuk ihlallerinin mücadelesini veriyorum. Bu bir nevi yargısız infaz değil midir?" diye sorarak savunmasına devam eden Süsem, "AYM yeniden yargılama sürecinde müdafisiz alınan beyanların dosyadan çıkarılmasının da yetmeyeceğini anlatıyor. Yeniden yargılamada deliller değerlendirilmedi, keşifler yapılmadı, tanık varsa dinlenmedi. Mütalaayı hazırlayan savcı 4 no'lu DGM'nin kararını olduğu gibi koruyabildi. Ortada iki iddianame var, ilki üyelikten şu an olan ise anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüsten. Deliller değişmediği halde neden iki iddianame hazırlandı? Ben örgüt üyesiysem polis tarafından hazırlanmış teknik takip raporu, fotoğraflar, deliller sunulması gerekiyor. Ama savcı mütalaada örgüt üyesi isnadında bulunabiliyor." diye konuştu.
Mahkeme başkanının, "Kısaca toparlayın, bitirelim" demesinin ardından savunmasına kaldığı yerden devam eden Süsem, "Ali Söylemez'in silahını gasp eden kişilerle ilgili verdiği ifadesinde eşkâllerin benimle hiçbir alakası yok. Polis, Söylemez'e benim 13 yaşımda olduğum fotoğrafı gösteriyor ve o yaştaki fotoğrafım üzerinden teşhis yapıldı. Ali Söylemez’i tanımadığımı, silahını gasp etmediğimi her zaman söyledim. Hiçbir delil olmadan suçlanıyorum. Delilsiz suç olmaz, kanunsuz suç olmaz" dedi.
"Bugün beraat etmiş olsam bile maddi karşılığı yok"
"AİHM, AYM ihlal kararlarında delillerin tekrar değerlendirilmesi gerektiği isteniyor" diye belirterek konuşmasına başlayan Süsem'in avukatı Elçin Arı, "Dosyaya bakarsak deliller arasında ciddi çelişkiler var. Tutanaklar işkence altında hazırlanmış. İtirazımız bunların değerlendirilmemesinedir. Müvekkil 2000 yılından beri cezaevinde, atılı suçtan beraat kararı verilmesini ve infazın durdurulmasını talep ediyoruz" dedi.
SEGBİS'te yaşanan sorunun çözülmesinin ardından son sözleri sorulan Süsem, "Bugün beraat etmiş olsam bile maddi karşılığı yok, 20 yıldan beri verdiğim mücadelenin temeli adalet. İnfazın durdurulmasıyla ilgili emsal kararları da dosyaya sunmuştum. Lehe deliller eşliğinde beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.
Mahkeme, AİHM ve AYM'nin hak ihlali kararlarının öncesinde verilen hükmün onaylanmasına ve Süsem'in infazının aynı şekilde devamına karar verdi.