Haberler

Cezaevi idaresi, ‘Mem û Zîn’ tablosuna ‘örgüt propagandası’ gerekçesiyle el koydu

Cezaevi idaresi, ‘Mem û Zîn’ tablosuna ‘örgüt propagandası’ gerekçesiyle el koydu

 

Diyarbakır 1 Nolu Ceza İnfaz Kurumu İdaresi, Mem û Zin aşk öyküsünü resmeden hükümlü Mazlum Dağtekin’in yağlıboya tablosuna ‘örgüt propagandası’ gerekçesiyle 3 Mayıs’ta el koydu. Dağtekin’in avukatı Mehdi Özdemir, kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

DENİZ TEKİN

Cezaevi İdaresi'nin kararına itiraz eden Dağtekin'in itirazları reddedildi. İdare aldığı kararda, tabloda sarı, kırmızı ve yeşil renklerin bulunduğunu ve “el ele tutuşan kişinin örgütün bayrağını temsiline yakın” olduğunu savundu.

Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutulan Mazlum Dağtekin, 17. yüzyılın sonunda Kürt şair ve bilgini Ehmedê Xanî tarafından yazılan, birbirine âşık olup kavuşamayan Mem û Zîn'i (Mem ile Zin) resmeden yağlı boya bir tablo yaptı. Dağtekin, cezaevinde kendisini ziyaret eden anne ve babasına hediye etmek istediği tabloya Cezaevi İdaresi el koydu. 

El koyma gerekçesi: Sarı, kırmızı ve yeşil renklerini içeren resim yapmak

Dağtekin, el konulan tablonun ailesine verilmesi için yaptığı itiraz Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığına yaptığı reddedildi. Kurul, red kararını şu sözlerle savundu: “Yapılan incelemeler neticesinde; hükümlü her ne kadar talep dilekçesinde Mem ve Zin in destanını resmettiğini söylemiş ise de hükümlünün bulunduğu suç grubu itibarıyla Pkk nın simgesi olan kırmızı sarı ve yeşil renklerini içeren renklerde resim yaptığı, ortasında ateş yanan ve el ele tutuşan kişinin örgütün bayrağını temsiline yakın olduğu düşünüldüğünden talebinin reddine.”

‘Bu resim aşkı, sevgiyi ve birbirine kavuşamayan bir kadın ve erkeğin sevdasının resme dökülmüş halidir’

Dağtekin, Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun kararının kaldırılarak, tablonun ailesine verilmesi için Diyarbakır 1. İnfaz Hakimliğine başvurdu.  Dağtekin itiraz dilekçesinde, cezaevi idaresinin kendisine vermiş olduğu yağlı boya ve resim malzemeleriyle bu tabloyu yaptığını belirterek şunları söyledi :” Yapmış olduğum resim herkes tarafından bilinen Mem ile Zîn destanının resmidir. Bu resim aşkı, sevgiyi ve birbirini ölesiye sevip kavuşamayan bir kadın ve erkeğin sevdasının resme dökülmüş halidir… Benim babam da zamanında annemin kendisine âşık olur, fakat annemin ailesi onların evliliğine yine feodal anlayışlar yüzünden izin vermezler. Bunun üzerine babam da annemi kaçırır ve evlenirler. Annem ile babam yaşlıdırlar ve ayrıca ağır hastalıkları mevcuttur. Bende tüm bunları göz önünde bulundurarak; onlara azda olsa moral olsun diye, Mem ile Zîn’in destanının resmini yapıp onlara vermek istedim. Söz konusu resim küçük boy tablonun üzerine yapılıp; arka planı kırmızı ve yeşil olup; ortası da krem rengi, kahverengi, beyaz ve siyah renklerinden oluşmaktadır. Yine söz konusu renkler bunlardan ibarettir. Yine kadın ve erkeğin kendisi de Mem ile Zîn'i tasvir etmektedir” dedi. 

‘Renkler, doğanın insanlara sunduğu bir sanat eseridir, hiç devlet ve kuruluşu temsil etmez’

Dilekçenin devamında, cezaevi idaresinin resimden "örgüt mevzuatını" çıkarmasının trajikomik bir durum olduğunu ifade eden Dağtekin, “İnanın ne diyeceğimi şaşırmış durumdayım. Çünkü idarenin bahse konu ettiği renkler bugün başta trafik ışıkları, levhaları olmak üzere birçok kurum ve kuruluşun sembol ve flamalarında mevcuttur. Renkler, doğanın insanlara sunduğu bir sanat eseri olup; hiçbir örgüt, devlet, ırk ve kuruluşu temsil etmez. Renklere kafayı takmak ve yine renklerden absürt kanılara varmak; hepimizin bildiği gibi, 12 Eylül faşist Cunta rejiminin anlayışları olmaktadır. Yapmış olduğum tabloda söz konusu renkler mevcut olmayıp, bir örgütü de temsil etmemektedir. Öyle bir niyetimde olmamıştır. İnanın şayet bahse konu renkler mevcut olsaydı eğer, yine savunurdum, fakat öyle bir durum söz konusu değildir… İdarenin bu kararı hem doğru değildir ve hem de yanlıştır, keyfi bir tutumdur. Taleplerimi göz önünde bulundurarak bu duruma son vermenizi istiyorum.” 

İnfaz hakimliği ve ağır ceza mahkemesi itirazı reddetti, dava AYM’ye taşındı

Diyarbakır 1. İnfaz Hakimliği, idare ve gözlem kurulu kararında usul ve yasaya aykırılık olmadığını ileri sürerek, Dağtekin’in itirazını reddetti.

Dağtekin, İnfaz Hakimliğinin verdiği kararın yasaya ve usule aykırı olduğu gerekçesiyle bir üst mahkemeye itiraz etti.  İtirazı inceleyen Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi, infaz hakimliğinin verdiği kararda “herhangi herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı” gerekçesiyle reddetti. 

Tablosuna el konan Dağtekin’in avukatı Mehdi Özdemir, kararı ‘sanatsal ifade özgürlüğünün ihlal edildiği’ iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.




Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.