Haberler

Çıplak aramaya maruz kalan gazeteci Dal: ‘Takipsizlik’ kararı hukuksuzdur

Çıplak aramaya maruz kalan gazeteci Dal: ‘Takipsizlik’ kararı hukuksuzdur

AZİZ ORUÇ

İstanbul’da tutuklandıktan sonra Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde çıplak aramaya maruz kalan ve 24 gün tek kişilik hücrede tutulan Gazeteci Esra Solin Dal'ın yaptığı suç duyurusuna “Takipsizlik” kararı verildi. Dal, kararın hukuksuz olduğunu belirterek, itiraz edeceğini söyledi.

İstanbul merkezli soruşturma kapsamında 23 Nisan 2024’te ev baskınıyla gözaltına alındıktan sonra “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Esra Solin Dal, Mehmet Aslan ve gazeteci Erdoğan Alayumat, 24 gün sonra 21 Mayıs’ta tahliye edildi. Tutuklandıktan sonra Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde yaklaşık 1 ay hücrede tutulan Gazeteci Dal, cezaevinde 2 kere çıplak aramaya maruz bırakıldı. Bunun üzerine Dal’ın avukatı 14 Mayıs’ta Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na konuya dair suç duyurusunda bulundu. Başlatılan soruşturma kapsamında, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü, savunmasında çıplak aramanın yapılmadığı ve aramanın “kanuna uygun” yapıldığı iddia etti.

Çıplak aramaya takipsizlik

Suç duyurusunu ve Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’nü beyanlarını inceleyen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturacak suç ve suç unsuru olmadığını ileri sürerek, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Gözaltına alınıp, emniyette götürüldüğünde de hak ihlaline maruz kaldığını anlatan Dal, “Emniyette şifahi görüşme (sohbet) adı altında polislerin benimle yapmak istediği görüşmeye çıkmadığım için arkadaşlarımdan ayrı tek kişilik bir yerde tutuldum. Bu durum cezaevinde de devam etti. Cezaevine gittiğimde önce üst araması yapılacak denildi. Normal bir üst arama değildi. Bir kadın ve erkek polis beklerken üstüm arandı. Normal bir arama değildi. Sadece iç çamaşırlarım bırakılarak, üstüm arandı. Kıyafetlerimi tek tek bakıp, saydıktan sonra tüm elbiseleri zapta geçirip, imzaladıktan sonra eşyalarımı tam aldığım sırada 6 gardiyan gelip, bana ‘Ne iş yapıyorsun’ diye sordu. Gazeteci olduğumu söyledim. Onlar ise ısrarla ‘Senin detaylı aramanı yapalım, sonra revire götürürüz’ dedi. Detaylı arama dediği aslında çıplak aramayı kastediyordu. Ben de bunun suç olduğunu ve kabul etmek istemediğimi söyledim. Suç işlediklerini belirttim. Onlar da ısrarla ‘Hayır diyerek, arama yapacağız’ dedi. Üzerime siyah bir hastane elbisesi verildi ve kabine geçmem beklendi ve zorla çıplak aramaya maruz kaldım” dedi.

Dal: Karar hukuki değil

Çıplak aramanın kime yapılırsa yapısın ciddi bir hak ihlali olduğunu belirten Dal, psikolojik durumun ötesinde insanlık onurunu zedeleyen, insanı aşağılayan bir durum olduğunu ifade etti. Dal sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çıplak aramayı getirecek hiçbir durum yokken, çıplak arama yapmak suçtur. Avukatım aracılığıyla suç duyurusunda bulundum. Avukatlarımın yaptığı suç duyurusu ‘Kovuşturmaya yer yok’ diye karar verildi.

Cezaevinde çıplak aramaya maruz kalmanın dışında bir de hücreye kapatıldım. Hücrede tutulmamın hiçbir hukuku dayanağı yoktu. Haftanın iki gününde dilekçe yazıp, koğuşa alınmamı istiyordum. Gazeteci arkadaşlarımın yaşadığı hukuksuzlukların benzerini ben de cezaevinde yaşadım. Kürt basınında neredeyse tüm gazetecilerin davası var, haklarında soruşturmalar var. Davaya konu olan haberlere bakıldığında, Türkiye’nin temel sorunu olan Kürt sorunuyla, tecritle ilgili yapılan haberlerdir. Yakın zamanda da birçok gazeteci arkadaşımız cezaevinde kaldı. Türkiye’de gazetecilik yapmak gerçekten çok zordur. Takipsizlik kararı da tüm bunların özetidir. Her şeye rağmen bu hukuksuzluğu kabul etmeyeceğiz. Yaşanan hak ihlallerini yazmaya devam edeceğiz.”

 

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.