EYLEM SONBAHAR*
Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda basın açıklaması yapmak isterken gözaltına alınıp haklarında dava açılan Cumartesi Anneleri/İnsanları beraat etti.
Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü dolayısıyla 30 Ağustos 2022 tarihinde Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’ndaki mezarlara karanfil bırakıp basın açıklaması yapmak isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları dağılmalarına izin verilmeden gözaltına alınmıştı. 14 kişi hakkında "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşma Küçükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu, Filiz Kerestecioğlu, Oya Ersoy, İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Hafıza Merkezi ile izleyicilerin takip ettiği duruşmada sivil ve üniformalı polisler de yer aldı. Önceki duruşma sonrasında İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden istenen olay tarihinde Kaymakamlık tarafından verilen yasaklama kararı örneğinin mahkemeye gönderildiği söylendi. Gülseren Yoleri ve Maside Ocak'ın başvurularına ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararlar avukatları tarafından mahkemeye sunuldu. Görüntülerin çözümü için hazırlanan bilirkişi raporun da hazır olduğu belirtilen davada kamera görüntülerinin duruşma salonunda izlenilmesi için hazırlığın yapıldığı da ifade edildi.
'Hukuksuzluk gözaltı, hakkımızda açılan dava ile devam etti'
Savunmalarını yapmak üzere duruşmada hazır bulunan sanıklardan Hüsnü Alkan, "Kalabalığı gördüğümde bakmaya gittim, bir anda polis çemberi içinde kaldım. Derdimi anlatamadan gözaltı işlemi yapıldı. Suçlamaları kabul etmiyorum." dedi. İnsan Hakları Derneği üyesi olduğunu ve suçlamayı kabul etmediğini söyleyen Ferit Barut da "Olay günü tamamen toplanma ve ifade özgürlüğü çerçevesinde bir etkinliğe katılmak istemiştim. Hukuka aykırı bir şekilde etkinliğimiz engellendi. Ve bu hukuksuzluk gözaltı, hakkımızda açılan dava ile devam etti. Gözaltında kaybedilenler için mezarlara karanfil bırakmak ve basın açıklaması yapmak istemiştik. Kişilerin zorla kaybedilmesine karşı çıkmak suç değildir aksine engellenmek suçtur. İnsanların kaybedilmesine karşı çıkıyorum, onun için burada yargılanıyorum" diye konuştu.
Olay gününe ait kamera görüntülerinin duruşma salonunda izlenmesinin ardından hakim, görüntülerin kamera çözüm raporu ile uyumlu olduğunu sadece aynı anda birden fazla kişinin konuşması nedeniyle bazı kişilerin söylediklerinin anlaşılamadığını söyledi. Bilirkişinin düzenlediği çözüm raporunun da okunmasıyla tanık olarak avukat Ahmet Cihan dinlendi. Cihan, "Mezarlık ziyareti yapan insanlar bir yasaka karşılaştılar. Güvenlik güçleri son derede keyfi, hukukla hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak bir davranış sergilediler. 'Yapmayın, bırakın dağılacağız' dediler ancak dağılmalarına izin verilmedi" dedi.
Avukatın tanığa '14 kişiye karşı kaç polis vardı?' sorusunu Cihan, "Ben dahil 15 kişiydik. Mezarlığa doğru giden yolda olağanüstü güvenlik ile karşılaştım. Zırhlı araçlar, toma, kalkanlı polisler vardı. 3 yerden girmeye çalıştım, nereye gitsem kapatılmıştı" diye yanıtladı.
'Mahkumiyet için delil yok'
Avukatların savunmasına geçilen duruşmada Besna Tosun avukatı Metin İriz, "Müvekkiller açısından 2911 sayılı yasanın 32. maddesinin koşullarının oluşmadığı çok açık. Mahkumiyet için delil yok, beraaat talep ediyoruz" diye konuştu.
'Zırhlı araçlarla, tomalarla sanki bir savaşa gider gibi karşında da düşman varmış gibi bir ortam vardı' diye belirten Maside Ocak ve Ali Ocak avukatı Ahmet Cihan da, "Müvekkillerin fikirlerini açıklamaya çalışmasını engelleyen polisler suç istemişlerdir. AYM'nin verdiği hak ihlali kararlarına rağmen idare yasaklama kararı vermektedir" dedi.
'En temel insan haklarını kriminalize etmeye dönük bir tutum var'
Gülseren Yoleri'nin avukatı Nermin Kaplan, Hanife Yıldız’ın avukatı Ümmühün Kaya ile Hasan Karakoç’un avukatı Jiyan Kaya da müvekkillerinin beraatlerini talep etti. Kaya savunmasında, “Ortada bir suç varsa sanıkların anayasal haklarının ihlali suçu vardır. Gerek olay tarihinde gerekse duruşma günleri yoğun bir güvenlik önlemi alınmıştır. Duruşma salonun dışında inanılmaz bir polis yığınağı var. Amir Hanife Zengin yine ekibi ile adliye çevresinde bulunmaktadır. Müvekkillerin ifade özgürlüğünü kullanma hakları engellemiştir" diye konuştu.
Daha sonra söz alan avukat Davut Arslan da ve Several Ballıkaya da müvekkillerinin beraatini talep ederken Ömer Kavili de sanıklar araçısından suç sayılan bir fiilin olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Ancak kanuna bağlı kalacağına yemin eden üniformalı şahıslar suç işlemişlerdir. Müvekkiller kaybolan değil kaybettirilen insanların yaşam hakkını savunmak, insanlara işkence yapılmasını önlemek, insan onuruna sahip çıkmak davranışında bulunmuşlardır. Mezarlık ziyareti özel yaşam alanına dahildir. Karşılaştığımız bu olay Türkiye’nin yönetmelik devleti dahi olmadığının kanıtıdır. Yaptıkları kanunsuzlukların hukuken hesabının sorulmayacağını ve hatta disiplin soruşturması dahi geçirmeyeceklerinin rahatlığı ve inancı içindeler. Oysa bu yapılanlar hukuksuzluktur."
Savcı: 'Polis, dağılmaları için makul süre vermedi'
Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan iddia makamı da topluluğun dağılması için polisin makul süre vermediğini belirterek, sanıkların üzerine atılı suçun unsurlarının gerçekleşmediği bildirdi ve sanıkların beraatlerine karar verilmesini talep etti.
Son sözleri sorulan sanıklardan Ali Ocak, "Bırakılma kararı sonrası bizi tekrar gözaltına alan gece saat 23.00'e kadar tekrar gözaltında tutan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz." dedi. Hanife Yıldız da "Bu suçsa ben bu suçu işlemeye devam edeceğim. Oğlumu nasıl verdiysem öyle istiyorum." dedi.
Sanık ve avukatlarının mütalaa doğrultusunda karar verilmesini istediği duruşmada ara vermeden kararını açıklayan hakim, suçun yasal unsurları oluşmadığından tüm sanıkların beraatine karar verdi.+
*Bu işin hakları, Atıf-Gayriticari (CC BY-NC) Lisans ile kısmen saklıdır. Bu iş, MLSA’ya atıf ile ve ticari olmayan amaçlar ile kullanılıp dağıtılabilir.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.