Depremin ikinci haftasında gazetecilere yönelik engellemeler
6 - 20 Şubat tarihlerinde deprem bölgesinde haber takibi yapan 4 gazeteci gözaltına alınırken, en az 11 gazeteci fiziksel engellemeyle karşılaştı. 10 gazeteci deprem bölgesinde saldırıya uğrarken; 3 gazeteciye soruşturma açıldı; 2 gazeteci sosyal medyada hedef gösterildi
On binlerce kişinin yaşamını yitirdiği, 10 ilde büyük yıkıma neden olan depremlerin üzerinden iki hafta geçmesinin ardından 20 Şubat’ta Hatay'da 6.4 ve 5.8 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Birçok gazeteci bölgeden haber yapmaya devam ediyor.
Depremin 15. günü itibariyle bölgede çalışırken engellemeyle karşılaşan gazeteci sayısı 11, saldırıya uğrayan gazeteci sayısı ise en az 10 oldu. Bu süreçte 4 gazeteci gözaltına alındı, 3 gazeteciye ise soruşturma açıldı. En az iki gazeteci ise deprem haberleri nedeniyle sosyal medyada hedef gösterildi.
18 Şubat tarihinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilişkili olduğu düşünülen Ebabil Harekatı adlı bir internet hesabı Adıyaman’da kendilerine yardım geldiğini anlatan depremzedelerle yaptığı haberi yayınlanan DW Türkçe muhabiri Alican Uludağ’ı Twitter’da hedef göstererek, “Alman ajanı” olmak “Aleviler üzerinden manipülasyon yapmakla suçladı.
17 Şubat tarihinde Gazeteci Mir Ali Koçer Diyarbakır’da gerçekleştirilen arama kurtarma çalışmaları sırasında yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek, 'sansür yasası' kapsamında, Türk Ceza Kanunu’nun 217’nci maddesinde düzenlenen “halka yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla ifadeye çağrıldı. Koçer’in Twitter hesabının anayasaya aykırı şekilde savcılık talimatı olmadan “sanal devriye” çalışması sonucu ifadeye çağrıldığı ortaya çıktı.
16 Şubat tarihinde Kahramanmaraş'ta 250'den fazla kişinin öldürüldüğü Ebrar Sitesi önünde Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’e soru sormak isteyen Fox Haber muhabiri Gülşah İnce, Güngör'ün korumaları tarafından fiziksel olarak engellendi.
15 Şubat tarihinde Hatay Defne'de bulunan Tele1 muhabiri Hazal Güven ve Kameraman Umutcan Yitük seyir halindeyken yollarının yağmacılar tarafından kesildiğini ve silahlı kişilerden son anda kurtulduklarını bildirdi.
Ayrıca yetkililer hükümete yakın organlara depremle ilgili yayınlamaları azaltmasını söyledi. Diken’de yayınlanan iktidar ve RTÜK kaynaklarına dayanandırılan bilgilere göre 17 Şubat'ta iktidara yakın medyadan ‘rutine dönüş’ istendi. Haber kanallarından ise ‘yayınlara yurttaşların ani girişinin engellenmesi’ istedi.
Öncesi de var: İlk haftada yaşanan engellemeler
13 Şubat tarihinde ise Independent Türkçe muhabiri Gülbahar Altaş Diyarbakır Sümerpark’ta çekim yaparken elinde çakı bulunan kişilerin üzerine yürüdüğünü, olay yerinde bulunan polislerin ise geç müdahale ettiğini söyledi.
Deprem sonrasında Diyarbakır’da görev gazeteciler gazeteci Sema Çağlak; Vecdi Erbay, Sertaç Kayar ve Arif Bulut ise çekim yaparken basın kartı veya akreditasyon istenerek engellemelerle karşılaştıklarını anlattılar.
Gazeteci Anıl Olcan 11 Şubat’ta paylaştığı tweet’inde Hatay’da çekim yaparken bir polisin ve bazı vatandaşların saldırısına maruz kaldığını anlattı.
Diyarbakır’da haber takibi yapan Ahmet Kanbal ise 11 Şubat tarihinde bir korucu tarafından engellenmeye çalışıldığını belirtti.
11 Şubat günü gazeteci Rabia Çetin, Adıyaman’da bulunan Umut Sitesi enkazında gazeteci olduğunu fark eden korucular tarafından linç girişine uğradığını aktardı.
Yine Diyarbakır’da çalışan gazeteci Hatice Kamer 11 Şubat tarihinde basın kartı olmasına rağmen akreditasyon olmadığı gerekçe gösterilerek Diyarbakır’da bir enkaz noktasına izin verilmediğini bildirdi.
Depremden en kötü şekilde etkilenen illerden birisi olan Hatay’da bulunan gazeteci Zübeyde Sarı, 11 Şubat’ta arama kurtarma çalışmalarının sonlandırıldığı noktalarda enkaz kaldırma çalışmalarını takip etmesinin engellendiğini bildirdi.
Halk TV muhabiri Şirin Payzın da 10 Şubat tarihinde bağlandığı programda Antakya’da saldırıya uğradığını söyleyerek, enkaz yakınlarındaki yayınları sırasında “normal vatandaş görüntüsünde” insanların kendilerini engellemeye çalıştığını anlattı.
Fox TV muhabiri Sevgi Şahin ve Haber Kameramanı Ömür Dikme, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 10 Şubat tarihinde yayın sırasında çevrede bulunan kişilerin saldırısına uğradıklarını anlattı.
11 Şubat’ta Artı Gerçek Muhabiri Yağmur Kaya yayın sırasında Malatya’da Yeniköy Garajında bölgedekiler tarafından linç girişimine maruz kaldığını anlatırken freelance yapımcı Arzu Efeoğlu, Gaziantep’te Şehitkamil 8 Şubat Parkında kendi imkanlarıyla çadır kuran halka röportaj yaparken kimliği ve depremden etkilenme durumu belirsiz üç kişinin sözlü saldırısına uğradığını söyledi. Efeoğlu ayrıca bölgede sıradan yurttaşların kendilerinden kimlik ve akreditasyon göstermelerini istediklerini söyledi.
Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabiri Elif Bayburt ise deprem bölgesinde çalıştığı 9 Şubat tarihinde Yeni Şafak muhabiri Taha Hüseyin Karagöz tarafından sosyal medyada hedef gösterildi.
Sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” şüphesiyle soruşturma açılan gazetecilerden Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, 10 Şubat sabahı Adliyede ifade verdiğini ve yurt dışı çıkış yasağı ile serbest bırakıldığını söyledi. Deprem sonrası paylaşımları nedeniyle Gazeteci Enver Aysever hakkında da aynı konulu soruşturma başlatılmıştı.
Gazeteci İrem Afşin ise Urfa’ya vardığı 7 Şubat’ta kendilerine çekimler sırasında önce yardımcı olan kolluk görevlilerinin 8 Şubat’ta gelen Olağanüstü Hal ilanı ile birlikte çekim yapmalarını engellemeye başladığını bildirdi.
Gazeteci Mir Ali Koçer, Kahramanmaraş’ta arama-kurtarma çalışmalarındaki koordinasyon eksikliğini eleştiren bir depremzede ile yaptığı röportajın, “devlet burada” diyen bir polis memuru tarafından engellendiği bir video paylaştı.
Malatya’da bulunan Halk TV muhabiri Ferit Demir ise bir polis memuru tarafından hedef gözetilerek engellendiğini ve akabinde tekmeli saldırıya uğradığını canlı yayında aktardı.
Hatay’da bulunan Halk TV muhabiri Fırat Fıstık ise yalnızca bir saat içerisinde birçok kez hiçbir belge gösterilmeden “çekim yasak” diyen jandarma tarafından engellendiğini bildirdi. Gazetecinin engellenme anları canlı yayına da yansıdı.
Maraş’ta bulunan Kazım Kızıl ise basın kartını göstermesine rağmen çekim yapmasının çevik kuvvet tarafından sözlü ve fiziksel olarak engellendiğini ve çevik kuvvetin kendisini çevredeki kişilere hedef gösterdiğini yazdı.
7 Şubat günü Evrensel gazetesi Adana muhabiri Volkan Pekal, Adana Şehir Hastanesi’nde görüntü almaya çalışırken “izinsiz çekim yaptığı” gerekçesiyle gözaltına alındı.
8 Şubat’ta Urfa’nın Birecik İlçesi’nde yıkılan bir binayı çekmeye çalışan MA muhabiri Mahmut Altıntaş ve JIN NEWS muhabiri Sema Çağlak gözaltına alındı. Polis gazetecileri turkuaz kartları olmadığı gerekçesiyle gözaltına aldı. İki gazetecinin gözaltına alınıp serbest bırakılmasından kısa süre sonra Mezopotamya Ajansı (MA) Muhabiri Mehmet Güleş de röportaj yaptığı kişiyle birlikte Diyarbakır’da “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” şüphesiyle gözaltına alındı.
8 Şubat’ta deprem bölgesinde Olağanüstü Hal ilan edilmiş, aynı gün başta Twitter olmak üzere birçok sosyal medya platformuna erişim hukuksuz bant daraltma uygulamasıyla engellenmişti.