Haberler

Dink ailesinden sorumlu kamu görevlileri hakkında suç duyurusu

Dink ailesinden sorumlu kamu görevlileri hakkında suç duyurusu

 

RABİA ÇETİN

Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin anayasayı ihlal” ve “tasarlayarak öldürme” suçlarından yargılandığı davada Dink ailesi avukatları eski İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, eski İstanbul İstihbarat Şubesi Müdürü Ahmet İlhan Güler ve eski İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in de aralarında bulunduğu isimler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Dink cinayetine ilişkin 7’si tutuklu 15 kamu görevlisinin yeniden yargılandığı davanın altıncı duruşmasının ilk celsesi İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.  Duruşmada tutuklu sanıklar Veysal Şahin, Gazi Günay, Okan Şimşek ve Muharrem Demirkale ile ev hapsinde olan Ali Öz salonda hazır bulunurken, diğer tutuklu sanıklar Hasan Durmuşoğlu, Osman Gülbel ve Yavuz Karakaya tutuklu bulundukları cezaevinden; tutuksuz sanıklar Mehmet Ayhan, Bekir Yokuş, Mehmet Ali Özkılınç, Onur Karakaya ve Volkan Şahin ise ikamet ettikleri illerden SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Duruşmayı Hrant Dink ailesinin avukatları, Hrant’ın arkadaşları, gazeteciler ve sanık yakınları takip etti.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin önceki hükmü bozuma kararının ardından, Hrant Dink cinayetinden sorumlu tutulan yedisi tutuklu, 15 kamu görevlisinin tekrar yargılanmaya başlandığı davanın önceki duruşmasında esas hakkında mütalaasını sunan savcılık, sanıkların “anayasayı ihlal” ve “tasarlayarak öldürme” suçundan cezalandırılmasını istemişti. Bu duruşmada da savcılık esas hakkındaki görüşünü tekrarladı. Bu duruşmada da savcılık esas hakkındaki görüşünü tekrarladı.

Dink ailesinin avukatından bazı isimler için suç duyurusu

Duruşmada Dink ailesinin avukatlarından Hülya Deveci, soruşturma safhasındaki eksiklere dikkat çekerek, cinayete giden yolun gereğince soruşturulmadığını, Dink için İstanbul'da koruma önlemlerinin alınmadığını söyledi. Deveci, eski İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, eski İstanbul İstihbarat Şubesi Müdürü Ahmet İlhan Güler ve eski İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, eski Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Ercan Demir, polis memuru Muhittin Zenit, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ile Jandarma görevlisi Uzman Çavuş Hacı Ömer Ünalır hakkında, “cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek” suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 309. Madedesi kapsamında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Avukat DeveciVolkan Şahin'in de TCK'nın 83. maddesinden düzenlenen “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan cezalandırılmasına karar verilmesini talep etti.

‘Devlet hiyerarşisi içinde kalarak görev yaptım’

Dönemin Trabzon İstihbarat Şube R bürosuda sorumlu amir ve Şube Müdür Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu SEGBİS ile katıldığı duruşmada esasa karşı savunmasında, “Devlet hiyerarşisi içinde kalarak görev yaptım. Suç işlemedim. Trabzon emniyetinde mafya, organize suçlara karşı görev yaptım. Cinayet sürecinden, faillerinden, Ogün Samast’tan haberim yoktu. Ogün Samast’ın adını cinayetten önce hiç duymadım. Cinayete ilişkin herhangi bir sorumluluğum yoktur, talimat ve yönlendirmem söz konusu değildir. Mütalaada Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ndeki görevim rütbem dikkate alınmamıştır. Emniyet müdür yardımcısı değil emniyet amiriydim. Haberim olmayan olayla ilgili mülkü amirlerime bilgi vermem, cinayeti önlemem mümkün değildir. Suçsuzum, kaçmadım, saklanmadım. Beraatimi talep ediyorum” dedi.

Tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile bağlanan Dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür yardımcılarından Osman Gülbel ise şunları söyledi: “Ben sadece 09 NO’lu ham istihbarı bilgilerin bulunduğu F4 raporundan haberdardım. Bu raporda tetikçinin ve azmettiricilerin bilgisi bulunmamaktaydı. Erhan Tuncel, tetikçinin Ogün Samast olacağını Kasım 2006’da öğreniyor ve bu bilgiyi Trabzon Emniyet’ten saklıyor. Benim Trabzon C Şube ile ilişiğim ise 2006 Eylül ayında kesilmiştir. Koruma tedbiri aldırmamakla, gruba operasyon yaptırmamakla suçlanıyorum böyle bir görev tanımım yoktu. Ercan Demir ve Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç hakkında beraat kararı verilirken benim cezalandırılmam talep ediliyor. Beraatımı talep ediyorum.”

‘Beni günah keçisi ilan ettiler, gerçekler ters yüz edildi bu davada’

Duruşmada hazır bulunan tutuklulardan dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlisi Veysal Şahin de savunmasında şunları söyledi: “Trabzon jandarmasında uzman çavuştum yetkim sınırlı. Biz aldığımız bilgiyi üstümüze anlattık. Yetki ve sorumluluk sahibi amirlerim görevini yerine getirmedi. Emniyetin zaten haberi varmış. Cinayeti engellemediler. Ceremesini ben çekiyorum. Yetki ve sorumluluk sahibi amirlerim görevini yerine getirmedikleri gibi beni günah keçisi ilan ettiler. Bütün amirlerime bildirdiğim olaya dahil olmam mümkün değil.

Cinayeti planlayan, azmettiren, işleyen isimlerin hiçbirini tanımıyorum. Bir uzman çavuş olarak tanımadığım bu şahıslarla hareket etmem, onları yönlendirmem söz konusu olamaz. Öldürme eylemine katıldığıma dair tek bir delil dahi bulunmuyor.  İstanbul jandarmasını tanımıyorum. İstanbul’a görevli giden jandarma ekibiyle ilgim yok. Kimseyle ortak hareket etmedim. Cinayet sonrası düzenlenen sahte haber raporlarını yapanlar belli. Altında amirlerimin imzası var.

‘Albay Ali Öz ve Yüzbaşı Metin Yıldız’ın baskısıyla Yalan ifade verdim’

Bizim altı ay önce aldığımız ve ilettiğimiz bilgileri sanki cinayetten bir gün sonra öğrenilmiş gibi gösterdiler. Komutanlarımız Albay Ali Öz ve Yüzbaşı Metin Yıldız’ın baskısıyla ve talimatıyla müfettişlere ben de diğer arkadaşlar gibi yalan ifade verdim. 2007’de hakkında sadece görevi ihmal suçundan cezalandırılmam talebiyle başlayan süreçte anayasayı ihlal, tasarlayarak adam öldürmek suçlamasıyla karşı karşıyayım. Ben aldığım bilgiyi vakit geçirmeden üstlerime bildirdim. Keşke hiç öğrenmeseydim, diyorum. Gerçekler ters yüz edildi bu davada. 2008’den beri anlatıyorum bunları. Benim cinayeti engellemeye imkânım yoktu. Benim Ali Öz ile bir diyalogum yok. Okan Şimşek ve Gazi Günay ile göreve çıkardık. İstanbul’da keşif faaliyetine katılmadım. Ogün Samast’ı hiç tanımam. Metin Yıldız beraat etti. Oysa biz onun emri altındaydık. Trabzon jandarması istihbarat toplantısında aldığımız ve üstümüze ilettiğimiz istihbari  bilgi dile getirilmiştir. Benim toplantıya katılma yetkim yoktu. Başka yapabileceğim yoktu. Anayasal düzeni ortadan kaldırmayla ilgim yok. Hayatımı kararttılar.”

Veysal Şahin, cinayetten sonra Yasin Hayal’in eniştesi Coikun İğci ile de görüştüğünü belirterek, “Cinayetten sonra Coşkun İğci ile konuştuk ama bize söylediklerini başkasına anlatmış mı onu öğrenmek amacıyla… amirlerim Ali öz ve metin yıldız yolladı bizi” dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, “Bunu kanunsuz emir olarak değerlendirmeniz gerekmez miydi” diye sordu. Şahin, “Bir uzman çavuş olarak amirlerime nasıl karşı çıkacaktım” yanıtı verdi.

Duruşmada hazır bulunan tutuklulardan dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat görevlilerinden Gazi Günay da 4,5 yıldır tutuklu olduğunu, meslekten ihraç edilmediğini sadece açığa alındığını söyledi. Günay, “Okan Şimşek ve Ergün Yorulmaz ile Trabzon’dan gelerek, İstanbul ve Bakırköy’de görev yaptık ama Hrant Dink ile ilgili keşif yapmadık. Benim bu cinayeti işleyenlerle ve suç ortaklarıyla bir bağlantım yoktur. Örgüt üyesi de değilim. Beraatımı talep ediyorum” dedi.

Tutuksuz yargılanan ve yaşadığı şehirde SEGBİS ile duruşmaya katılan dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Onur Karakaya da mütalaaya katılmadığını belirterek beraatını istedi.

Salonda hazır bulunan tutuklulardan dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli astsubayları Muharrem Demirkale ve tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile bağlanan Yavuz Karakaya’nın avukatları hazır bulunmadığı için esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmaları alınmadı.

Duruşmaya ertesi gün saat 10.00’a kadar ara verildi.

Dava hakkında

Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin yargılanmasına Nisan 2016’da başlandı.

Sanıkların Dink’in öldürüleceği bilgisine cinayetin işlenmesinden önce sahip oldukları halde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin koruma tedbirleri almadıkları, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin cinayeti planlayan örgüte operasyon yapmadıkları, EGM İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerinin ise koruma tedbirlerinin alınması ve operasyon yapılması sürecini organize etmedikleri, cinayetin işlenmesinden sonra gerçeğe aykırı belge düzenledikleri gerekçesiyle cezalandırılmaları istendi.

Dava kapsamında tetikçi ve azmettiricilerin dosyası Temmuz 2019’da ayrıldı ve Erhan Tuncel 99 yıl altı ay, Yasin Hayal yedi yıl altı ay, Ogün Samast ise iki yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı. Kamu görevlilerinin yargılanması ise devam etti.

Davadan sonra Adalet Bakan Yardımcısı olan Akın Gürlek’in başkanlığını yaptığı heyet, 26 Mart 2021’de, 76 sanıklı dosyayı hükme bağladı. Mart 2021’deki kararda 37 kamu görevlisi beraat ederken, dördü müebbet, ikisi de ağırlaştırılmış müebbet olmak üzere 26 sanığa çeşitli sürelerde hapis cezaları verildi. On üç sanığın dosyasıysa ayrıldı.

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, 21 Haziran 2023’te mahkemenin beraat kararlarını onarken, Gazi Günay, Osman Gülbel, Muharrem Demirkale, Yavuz Karakaya, Bekir Yokuş, Hasan Durmuşoğlu, Faruk Sarı, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya, Ali Öz, Okan Şimşek, Gazi Günay, Veysal Şahin, Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç hakkındaki hükümleri bozdu. Sanıkların “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçunu oluşturduğunu ve “Anayasayı ihlal” suçundan cezalandırılabileceklerini belirtti.

Davanın 5. Celsesinde esas hakkında mütalaasını açıklayan Savcı Süleyman Erturan,

12 sanığın “tasarlayarak öldürme” (TCK 82/1) cezalandırılmasını, ayrıca 10 sanığın “Anayasayı ihlale teşebbüs” (TCK 309/1) suçundan cezalandırılması istedi.

Hakkında TCK 309’dan cezalandırılma istenmeyen cinayet döneminde İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli olan Astsubay Muharrem Demirkale ve Astsubay Yavuz Karakaya hakkında başka bir dava kapsamında Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde TCK 309’dan yargılandıkları belirtildi.

Ayrıca tüm sanıklar için Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 5/1’e göre cezada yarı oranda artırım istendi. Firari sanık Faruk Sarı hakkında istenen ceza ise mütalaada yer almadı.

Anayasayı ihlale teşebbüs suçundan cezalandırılması istenen sanıklar ise dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı olan Albay Ali Öz, dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür Yardımcılarından Osman Gülbel, dönemin Trabzon İstihbarat Şube'de R bürosuda sorumlu amir ve Şube Müdür Yardımcısı olan Hasan Durmuşoğlu, cinayet döneminde İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli Bekir Yokuş, dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Mehmet Ayhan, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlileri Okan Şimşek, Gazi Günay, Veysal Şahin ve dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Onur Karakaya.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.