Duruşma Haberleri

Dink cinayeti davasında savcıya mütalaa için ikinci kez süre verildi 

Dink cinayeti davasında savcıya mütalaa için ikinci kez süre verildi 

CANAN COŞKUN

Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada sona yaklaşıldı. Mahkeme heyeti, soruşturmanın genişletilmesi talepleriyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verirken, esas hakkındaki mütalaa için savcıya ikinci kez süre tanındı.

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin önceki hükmü bozmasından sonra Hrant Dink cinayetinden sorumlu tutulan yedisi tutuklu, 15 kamu görevlisinin tekrar yargılanmaya başlandığı davaya bugün (27 Mart 2024) İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

Yeniden yargılamanın üçüncü duruşmasında tutuklu Trabzon jandarma istihbarat görevlisi sanıklar Veysal Şahin, Okan Şimşek, Gazi Günay hazır bulundu. Sanıklar Hasan Durmuşoğlu, Muharrem Demirkale, Osman Gülbel, Yavuz Karakaya, Şükrü Yıldız, Onur Karakaya, Mehmet Ayhan, Ali Öz, Mehmet Ali Özkılınç, Bekir Yokuş ve Volkan Şahin de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. 

MLSA’nın takip ettiği duruşmada ilk olarak mahkeme başkanı Ferhat Şahin açıklama yaptı. Şahin, esas hakkındaki mütalaanın açıklanmasının beklendiğini ancak, yetişmediği için tutuklu sanıklardan bu halleriyle ilgili beyanların alınacağını duyurdu. Savcı Süleyman Özturan tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı yönünde karar verilmesini talep ettikten sonra sanıklara söz hakkı verildi. 

Trabzon İstihbarat Şube'de R bürosunda sorumlu amir ve Şube Müdür Yardımcısı olan tutuklu sanık Hasan Durmuşoğlu, üzerine atılı suçu reddederek kaçmadığını ve saklanmadığını söyledi. Tahliyesini talep eden Durmuşoğlu, ailesinin yanında olmak istediğini kaydetti. 

Daha sonra İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli Astsubay Muharrem Demirkale’ye söz hakkı verildi. Demirkale, daha önceki taleplerini yenilediğini belirterek, savcının tutukluluğun devamı yönündeki mütalaasına itiraz ettiğini söyledi. 

Demirkale’den sonra dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür Yardımcılarından Osman Gülbel’e söz verildi. Gülbel, üzerine atılı suçu kabul etmeyerek tutuksuz yargılanmayı istedi.

Gülbel’den sonra İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli Astsubay Yavuz Karakaya söz aldı. Karakaya, hakkındaki iddiaların çarpıtıldığını, lehine olan delillerin görmezden gelindiğini savundu. Cinayetle ilgisi olmadığını aktaran Karakaya tahliyesini talep etti. 

‘Toz zerresi kadar ilgim yok’

Karakaya’dan sonra salonda bulunan dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlisi tutuklu sanık Veysal Şahin söz aldı. Şahin, şunları söyledi:

“Bu elim cinayetten altı ay önce Yasin Hayal’in akrabası Coşkun İğci’nin ilettiği istihbari bilgiyi üslerimize aktardık. Okan Şimşek, İğci’nin verdiği bilgileri Metin Yıldız’a aktardı. Yıldız, Hayal’in 2004 yılında yaptığı eylemi hatırlatarak aşırı sağ masasına iletmemizi istedi. Biz kaçakçılık suçlarına bakıyorduk. Sabah göreve başladığımızda Okan Şimşek aşırı sağ masasından Hüseyin Yılmaz’ı odamıza çağırdı. Bu bilgileri aktardıktan sonra toplantıya geçildi. İstihbarat değerlendirme merkezinde günlük yapılan toplantıya ben katılamıyordum. Metin Yıldız bu bilgileri toplantıda Ali Öz’e aktarmış. Bundan sonra bana bu olayı araştırmam için hiçbir talimat verilmedi. Görevim elde ettiğim bilgileri amirime iletmektir. Bir toz zerresi kadar bu cinayetle ilgim yok. Bu toplantılarda bilgiler değerlendirilir, görevlendirmeler yapılırdı.

Oradan tayinim çıktıktan sonra Bolu’da ifadeye çağrıldım. Bolu cumhuriyet savcısına her şeyi anlattım. Bir gün önce alınmış bilgiyi bize bir gün sonra gibi yansıttılar. Bunun haricinde ne Ogün Samast’ı ne Erhan Tuncel’i ne Yasin Hayal’i ne de sanıkların adını duydum. Bu şahıslarla irtibatlı gösteriliyorum, keşif yapmış gibi gösteriliyorum. Ben bu cinayetin hiçbir safhasında bulunmadım. İstihbari bilgiyi saklamadım. Bilgiyi aldığımız anda aktardık. Bu cinayeti planlayanları, azmettirenleri ve İstanbul jandarmadaki sanıkları tanımıyorum. Ali Öz beni dışarıda görse tanımaz. Hayatımızı kararttılar.”

Şahin’den sonra salonda hazır bulunan tutuklu sanıklardan dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlisi Gazi Günay söz aldı. Günay, sözlerine anayasal suç işlemediğini belirterek başladı. Günay, “Üç yıl önce bu salona gelmeye başladım. Mahkeme salonunda tutuklandım. Kaçma şüphem yok. Hiçbir örgütle bağlantım yok. Takdir mahkemenindir” diyerek tahliyesini talep etti. 

‘Başka bir cinayeti araştırmak için İstanbul’a geldim’

Günay’dan sonra salondaki diğer tutuklu sanık dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlisi Okan Şimşek söz aldı. Şimşek şöyle konuştu:

“Bilgileri öğrendikten sonra akşam saatlerinde Veysal Şahin’le birlikte Metin Yıldız’a bilgileri aktardık. Bilgileri aşırı sağ unsur komutanı Hüseyin Yılmaz’a vermemiz gerektiğini söyledi. Ben de değerlendirme toplantı öncesinde Hüseyin Yılmaz’a bilgileri verdim. Toplantıdan sonra şube müdürü Metin Yıldız odasına çağırıp bu bilgileri not aldı. Hüseyin Yılmaz’ı odama çağırıp aynı bilgileri ona da verdim. Bana verilen diğer cinayet olayıyla ilgili göreve devam ettim. Bu görevle ilgili İstanbul’a geldik. Trabzon’dan gelmişiz ya emniyete ya jandarmaya gideceğiz. Ben de Şeref Ateş’le görüştüm. Bakırköy’de olduğumuzu gösteren HTS raporu yanlıştır. Benim yedi sülalemi araştırsanız FETÖ’yle bağımız yoktur. Beş yıla yakındır tutukluyuz. Kimseye derdimizi anlatamıyoruz. Tahliyemi talep ediyorum.”

‘Tuncel’in beyanıyla suçlanıyoruz’

Şimşek’ten sonra SEGBİS kaydıyla duruşmaya katılan dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Mehmet Ayhan söz aldı. Ayhan, “Olayın akabindeki gelişmeler, telefon tapeleri ve suçsuzluğumuzu gösteren belgelere rağmen sanığım. Erhan Tuncel’in beyanıyla suçlanıyoruz. Kendi isteğiyle emekli olmuş bir polisim. Örgütle herhangi bir bağım yok, yargılama sonunda beraatimi talep ediyorum” dedi. 

Duruşmaya SEGBİS’le katılan Mülkiye Başmüfettişi sanık Şükrü Yıldız da yurtdışı çıkış yasağının kaldırılmasını istedi. 

Yıldız’dan sonra söz alan dönemin Trabzon alay komutanı sanık Ali Öz ise ev hapsinde tutulduğunu hatırlatarak adli kontrol şartının kaldırılmasını talep etti. 

Duruşmaya SEGBİS’le katılan sanık Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç, cinayet döneminde İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli Astsubay Bekir Yokuş, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlisi Volkan Şahin ve dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Onur Karakaya da mahkemeden bu aşamada bir taleplerinin olmadığını söyledi.

Sanıkların tutuklulukla ilgili beyanlarının tamamlanmasından sonra avukatlarına söz hakkı verildi. Okan Şimşek’in avukatı müvekkilinin tahliyesini talep ederek, “Bu ülkede Çetin Emeç ve Uğur Mumcu öldürüldü. Hiçbirisinin ölümünün ardından anayasayı ortadan kaldırma suçlaması yöneltilmedi. Dışarıya çıkıp ‘Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeni’yiz’ diye bağırınca bu nasıl anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüs oluyor” diye sordu. Avukatların beyanından sonra ara karar için ara verildi.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Gazi Günay, Hasan Durmuşoğlu, Muharrem Demirkale, Okan Şimşek, Osman Gülbel, Veysal Şahin, Yavuz Karakaya'nın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Sanık Ali Öz hakkındaki ev hapsi kararının devamına ve bazı sanıklar hakkındaki adli kontrollerin devamına karar verdi. Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı hakkındaki yakalama emrinin infazının beklenmesine hükmeden heyet, dosyanın mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderilmesine karar verdi. Duruşma 31 Mayıs'a ertelendi.

Ne olmuştu?

Hrant Dink cinayetinde kamu görevlilerinin yargılanmasına Nisan 2016’da başlandı. Dava kapsamında tetikçi ve azmettiricilerin dosyası Temmuz 2019’da ayrıldı ve Erhan Tuncel 99 yıl altı ay, Yasin Hayal yedi yıl altı ay, Ogün Samast ise iki yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı. Kamu görevlilerinin yargılanması ise devam etti.

Davadan sonra Adalet Bakan Yardımcısı olan Akın Gürlek’in başkanlığını yaptığı heyet, 26 Mart 2021’de, 76 sanıklı dosyayı hükme bağladı. Mart 2021’deki kararda 37 kamu görevlisi beraat ederken, dördü müebbet, ikisi de ağırlaştırılmış müebbet olmak üzere 26 sanığa çeşitli sürelerde hapis cezaları verildi. On üç sanığın dosyasıysa ayrıldı.

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, 21 Haziran 2023’te mahkemenin beraat kararlarını onarken, Gazi Günay, Osman Gülbel, Muharrem Demirkale, Yavuz Karakaya, Bekir Yokuş, Hasan Durmuşoğlu, Faruk Sarı, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya, Ali Öz, Okan Şimşek, Gazi Günay, Veysal Şahin, Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç hakkındaki hükümleri bozdu.

Image

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.