DENİZ TEKİN
Diyarbakır, Batman ve Şırnak’ta son 24 gün içinde sahada haber takibi yapan 10 gazeteci kolluk kuvvetlerince engellendi, sözlü ve fiziksel saldırıya maruz kaldı. Batman’da kayyum protestolarını takip ettiği sırada gözaltına alınarak yerlerde sürüklendiği anlara ait görüntüleri ortaya çıkan Jinnews muhabiri Pelşin Çetinkaya, “Çektiğimiz görüntüler ve yaptığımız haberlerle işkenceyi, hak ihlallerini gözler önüne serdiğimiz için sürekli hedefteyiz” dedi.
Bölgede yapılan protesto eylemleri, yürüyüş ve basın açıklamalarının haber takibini yapan gazeteciler sistematik olarak engellendi ve baskıya maruz kaldı. Son bir ay içinde en az 10 gazeteci haber takibi sırasında engellendi, polisin fiziksel şiddeti ve tehditleriyle karşı karşıya kaldı. Bu gazetecilerden 6’sı gözaltına alındı. Darp raporu alan bazı gazeteciler ise polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Son bir ayda gazetecilerin yaşadığı hak ihlalleri ise şöyle:
Diyarbakır’da 13 Ekim’de yapılmak istenen ve Valilik tarafından yasaklanan “özgürlük” yürüyüşünü takip eden gazeteciler Heval Önkol, Ceylan Şahinli, Hevidar Önver ve Sonay Ödengit haber takibi yapmaları engellendi, polisin fiziksel şiddetine maruz kaldı.
Şırnak’ın Silopi ilçesinde “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” eylemini takip eden Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Zeynep Durgut, Mahmut Altıntaş ve JINNEWS muhabiri Derya Ren 15 Ekim’de darp edilerek gözaltına alındı ve ifadeleri alındıktan sonra aynı gün serbest bırakıldı.
Batman Belediyesi'ne kayyım atanmasına karşı yapılan protestolarında Batman Sonsöz gazetesinin ofisi 4 Kasım’da polislerce basılarak, gazeteci Serhat Aslan gözaltına alındı ve aynı gün serbest bırakıldı.
Batman’daki kayyum protestolarını haber takibi yapan Jinnews muhabiri Pelşin Çetinkaya ve Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Veysi Akören 5 Kasım’da polislerce darp edilerek gözaltına alındı. Gazeteciler aynı gün serbest bırakıldı.
Batman Valiliği, protesto eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan kişilere şiddet uygulayan polisler hakkında idari soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Batman’da haber takibi yaptığı sırada polislerce gözaltına alınıp yerlerde sürüklendiği anlarla hafızalara kazınan gazeteci Pelşin Çetinkaya, olay günü maruz kaldığı polis şiddetini, neden hedef alındığını ve sahada yaşadığı zorlukları anlattı.
‘Elimde kamerayı gördükleri için her defasında engellemeye çalıştılar’
Çetkinkaya, Batman belediyesine kayyum atanmasını protesto eden yurttaşlara biber gazı, tazyikli su ve polis kalkanlarıyla sert bir şekilde müdahale edildiğini, birçok protestocunun fiziksel şiddete maruz söyledi. Polisin protesto eylemine katılanlara yönelik sert müdahalesini görüntülediği sırada birçok engellendiğini ifade eden Çetinkaya “Elimde kamerayı telefonu gördükleri için her defasında beni engellemeye çalıştılar. Hatta ben defalarca basınım dememe rağmen bana her defasında beni duymamazlıktan geldiler. Defalarca montumun yakasından tutup beni sert bir şekilde iterek alandan uzaklaştırmak istediler. Bu sırada sadece elimde ekipmanlarım vardı. O sırada yaptığım tek şey olayları an be an görüntülemekti. Protestoya katılanlara yaptıkları işkenceyi benim görüntülediğimi fark eden polisler ya önüme geçtiler ya kalkanlarıyla ya tazyikli sularla bana saldırdılar. Defalarca küfür ve hakaretlere maruz kaldım.”
‘Gazeteci olduğumu söylememe rağmen polisler saçımdan tutup yerlerde sürükledi’
Gözaltına alındığı gün Gülistan Caddesindeki protestoları takip ettiğini hatırlatan Çetinkaya, “Polisler de araçlarıyla işte tazyikli sularla yurttaşlara saldırdı. Bu sırada bazı göstericilerin gözaltını alındı. İşim gereği dışarı çıkıp telefonumla kayıt almaya başladığım sırada gazeteci arkadaşım Veysi Akören’in gözaltına alındığını gördüm. Boynunda basın kartı asılı olmasına rağmen onu yaka paça yerden sürükleyerek işkence ederek sürüklemeye çalıştılar. Polislerin yanına giderek gazeteci olduğumu ve gözaltına aldıkları kişinin meslektaşım olduğunu söyleyip, onu serbest bırakmalarını istedim. Ama beni hiç dinlemediler, görüntülere bakıldığında beni birkaç defa ittiler. Defalarca gazeteci olduğumu söylememe rağmen polisler saçımdan tutup beni yerlerde sürüklediler. Gözaltı aracında ellerimi ters kelepçelediler. Canımın acıdığını söylememe rağmen bunu umursamadılar. Bizimle birlikte gözaltına alınanlarının çoğunun burnundan kan akıyordu. Hatta polis araca getirdiği bir kişinin kafasına ayağıyla bastı. Bir kadın polis yanıma gelip durduk yere çeneme sert bir şekilde tokat attı. Bu nedenle yüzümde morluk oluştu. Araçta kaldığımı süre boyunca kötü muamele ve sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldık. Maruz kaldığım polis şiddeti nedeniyle vücudumun birçok yerinde morluklar oluştu. Hala ellerimde plastik kelepçenin izleri var” diye belirtti.
‘Gerçekleri kamuoyuna aktardığımız için sürekli hedefteyiz’
Çetinkaya, serbest bırakıldıktan sonra hastaneye gidip darp raporu aldığını, kendisine kötü muamelede bulunan ve haber yapmasını engelleyen polisler hakkında polisler hakkında suç duyurusunda bulunacağını vurguladı. Çetinkaya, bu karşılaştığı ilk şey olmadığını sahada sürekli saldırı ve engellemelerle karşılaştıklarını ifade eden Çetinkaya, “ Birçok medya kuruluşu, haber ajansı burada yaşananları haberleştirmiyor. Bu nedenle bizler burada rahatlıkla polisin hedefi haline geliyoruz. Özgür basın çalışanları olarak, onların uyguladığı işkenceyi, hak ihlallerini çektiğimiz görüntüler ve yaptığımız haberlerle gözler önüne serdiğimiz için sürekli hedefteyiz. Biz görevimizi hakkıyla yapmaya devam edeceğiz. Hiçbir baskı hiçbir şiddet buna engel olmayacak” dedi.
Metîna: bir yerde gazetecilere yönelik şiddet varsa orada hak ve hukuktan söz edemeyiz
Son dönemde bölgede çalışan gazetecilere yönelik baskı, darp ve engellemeleri değerlendiren Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) Başkanı Roza Metîna, medyaya dayatılan tek tip habercilik anlayışına karşı gerçekleri kamuoyuyla paylaşan gazetecilerin sürekli engellendiğini söyledi. Son dönemde gazetecilere yönelik baskıların bu durumun en açık örneğini oluşturduğuna işaret eden Metîna, “kayyumların atanması ile birlikte özgür basın çalışanları hem Kürdistan hem Türkiye kentlerinde şiddete bulaşan bir devlet gerçeğini de yansıttılar. Bu nedenle gazeteci meslektaşlarımız darp edildi tehdit edildi, gözaltına alındı. Çektiği görüntüler silinmek istendi. Gazeteci olduklarını bilmelerine rağmen meslektaşlarımıza bu şiddeti uyguladılar. Bir yerde gazetecilere yönelik şiddet varsa orada hak ve hukuktan söz edemeyiz. Bu baskıların karşısında olacağız, mesleğimizi sürdürmeye devam edeceğiz” diye belirtti.