Burcu Özkaya Günaydın
Çağın bir getirisi olan dijitalleşme, hayatın her alanına hâkim. Bu hakimiyet, kendini en çok medya alanında hissettiriyor; okuyucular, sayısı her gün artan internet siteleri ve bu sitelerden yayılan binlerce içeriğin yarattığı kargaşa içinde kayboluyor. Bu keşmekeş içinde doğru bilgiye ulaşmak da gittikçe zorlaşıyor. Bu sorunu tespit eden gazeteciler, okuyucuya e-bültenlerle nefes aldırmaya çalışıyor.
Nisan ayında yayın hayatına başlayan
Kapsül adlı bülten okuyucuya, haber kalabalığında kaybolmadan gündem takip etme vaat ederken, yine bu süreçte kurulan
Monokrom ise, okuyucusuna uzun okumalar, podcast'ler ve içerik sunuyor.
“Benim sorunum, okurun sorunuydu”
Türkiye’de haber içerikli yayın yapan e-bülten olmadığını, bu anlamda
Kapsül’ün alanında Türkiye’de ilk olduğunu söylüyor
Tunca Öğreten. Gündem takibi yaparken medyadaki keşmekeşlikte doğru habere sağlıklı ulaşılamadığını, önemli haberlerin gözden kaçtığını fark edip, “Kendi sorununun okurun sorunu olacağını” da düşünüp, Kapsül için yola çıkmış.
Kapsül gibi bültenlerin yurt dışında çok yaygın olduğunu, Türkiye’de ise yeni yeni başlandığını belirterek, “Gündemi takip edip 25 haber seçiyoruz. İnsanları haber kalabalığı ve keşmekeşlikten kurtarmak gibi bir amacımız var. Podcast yayınımız da var. Editör ve teknik ekiple beraber 5 kişi var çalışmalarda. Gündemde öne çıkanları değil, önemli olup da karmaşanın içinde gözden kaçmış ya da gündem olmamış haberleri tercih ediyoruz” diyor.
Gazetecilerin bağımsızlığı için okur desteği şart
Kapsül şu an haftanın 5 günü çıkıyor. Ama ilerleme hedeflerinde hafta sonuna özel kapsül çıkarmak da var. Okuyucudan olumlu, güzel geri dönüşler aldıklarını belirten Öğreten, şu anki çalışmalarında haberleri mail ortamında ulaştırmaktan çıkarıp, okuyucuya mobil uygulamayla ulaşmayı istediklerini vurguluyor. Türkiye’de nitelik ve yoğun emek gerektiren gazeteciliğin emeğinin karşılığını alamadığını söyleyen Tunca Öğreten, şunlara dikkat çekiyor: “Son süreçte kurulan haber mecralarının neredeyse hepsi Avrupa fonlu. Biz böyle bir şey istemiyoruz. Bu kadar emek verilen bir meslek emeğinin karşılığını okuyucudan almalıdır. Biz, okuyucu elini taşın altına koysun istiyoruz. Avrupa’da bu iş böyle dönüyor. Mobil uygulamaya geçtiğimizde, uygulamayı indirerek, abonelik ücretini vererek ya da reklam vererek takip ettiği yayına sahip çıksın istiyoruz. Bir gelir modeli olup, istihdam yaratmak gibi bir düşüncemiz var.”
Tunca Öğreten
Okuyucunun haberciye emeğinin karşılığını vermesiyle, basın özgürlüğünün de genişleyeceğinin altını çizen Öğreten, “Para kazanamadığı için mesleğini yapamayan çok fazla gazeteci var. Birçoğu kurumların yayın organlarında çalışıyor. Gazetecilerin bağımsız kalması için okurun desteğiyle mesleğini yapmalı. Kapsül çıktığından beri birkaç bülten daha yayın hayatına başladı. Bu minvalde ön açıcı oluyoruz,” diyor.
Cesaretlendirici güzellikte eleştiri alıyoruz
Emrah Temizkan da Kapsül emekçilerinden… Fikir Tunca Öğreten’den çıksa da, Temizkan’ın kendisi de Türkiye’de dinmeyen sıcak gündemde yeni bir modele ihtiyaç olduğunu düşünmüş ve Kapsül ekibinde yer almış. Pandemi sürecinden dolayı hiçbir araya gelememişler. Herkes gündemi tarıyor ve gün içinde aktif bir şekilde yazışarak, gündemi tamamlıyorlar. Amaçlarının okuyucunun bir gün boyunca başka hiçbir yere bakmadan gündeme hâkim olması olduğunu belirten Temizkan, gazetecilik deneyimi olan bir ekip olarak buna alışık olduklarından dolayı bunu okuyucuya yansıtmak da çok zorlanmamışlar.
Cesaretlendirici güzellikte eleştiriler aldıklarının vurgulayan Temizkan, “Burada esas olan geri dönüş olması. Hatalarımızı ve eksiklerimizi duymak bizim için kıymetli. Gazeteci olan ya da olmayan yakın çevremin neyi beğenmediğini öğrenerek bir değerlendirme yapmaya çalışıyorum. Bunları duymak mühim çünkü okuyucunun yayını sahiplendiğini görüyoruz” diyor.
Okuyucu bu formatı benimseyecek
Temizkan da bülten formatının Türkiye’de yeni yeni oturduğuna ama Türkiye dışında oldukça yaygın olduğunu vurgulayarak, şöyle aktardı: “Gazeteciliğin dönüşümü Türkiye'ye gecikmeli geliyor. Okuyucuda bu formatın karşılığının olacağını düşünüyorum çünkü gazetecilik şekil değiştirse de, okurun aidiyet bağı değişmiyor. Bir yayına destek vererek o yayının daha iyi olmasını isteyen bir okur var, her zaman da olacak. Ayrıca destek olma hâli, okurun yayınla olan sahiplik bağını artırıyor. Bir yayın, okuyucu ve gazetecilerin ortaklığıyla var olabiliyor.”
Kapsül’ün okuyucuya başlangıç olarak derli toplu bir gündem özeti sunduğunu söyleyen Temizkan, ilerleyen zaman içinse daha iyi bir tasarım, iyi bir içerik, editörlükle beraber biraz da muhabirlik gibi fikirleri olduğunu belirtti. Temizkan, önümüzdeki süreçte Türkiye’de medya alanında bültenlerin hayli yaygınlaşacağına da dikkat çekti.
Uzun okumalar, podcast’ler, videolar…
Can Semercioğlu
10 yıldır basın sektörünün içinde yer alan
Can Semercioğlu, farklı içerik kullanımlarını deneyimleme şansı bulmuş. Semercioğlu, kısa bir süre önce
Monokrom adında bir bültenin kuruculuğunu üstlenmiş. Monokrom, Kapsül gibi bir haber bülteni değil. Her hafta sonu çıkan Monokrom, okuyucuya Türkçe ve İngilizce uzun okumalar, podcast'ler, videolar ve görseller sunuyor.
Monokrom'u oluşturmasında iki temel faktörün olduğunu belirten Semercioğlu, bültenin yaratılma amacını şötle açıklıyor: “Birbirinin kopyası çok fazla haber yazılması ve gündem bombardımanına maruz kalmak, Türkiye'de nitelikli içeriğe erişimde sorun yaratıyor. Dolayısıyla Monokrom, nitelikli içeriklerin iyi bir kreasyonunu vaat ediyor. Bu da hafta boyu nitelikli içeriğin peşinde koşmayı, farklı kaynakları ve konuları takip edip okumayı gerekli kılıyor. Şimdiye kadar sadece iki bülten göndermeme rağmen Monokrom’un 15 gün içinde yaklaşık 700 abonesi oldu. Bu sayının artacağını öngörüyorum. İçerik anlamında yenilikçi formatlar üzerinde çalışıyorum.”
Semercioğlu, finansmanı şu an özkaynak kullanımıyla sağlayan Monokrom’un, ileride nasıl bir gelir modeliyle devam edeceğini ise e-bültenlerin Türkiye'deki okur kitlesi tarafından karşılanma şeklinin göstereceğini belirtiyor.
