EYLEM SONBAHAR
Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasını protesto eden Bursa Emek ve Demokrasi Güçleri’nin eyleminde gözaltına alınanlara açılan davanın üçüncü duruşması görüldü. Aralarında Bursa Muhalif gazetesinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ozan Kaplanoğlu, Bursa Muhalif gazetesi editörü Hatice Nur Derya ve gazeteci Burhan Gökay Küpeli'nin de olduğu 16 kişinin "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçlamasıyla yargılandığı davada bir kısım sanıklar ve avukatları hazır bulundu.
Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanıklardan Meliha Yüksel, "OHAL sürecinden itibaren vali ve kaymakam öğrencilerin, kadınların her eylemini keyfi bir şekilde engelliyor. Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararlarına rağmen buna devam ediyorlar. Eyleme katılmak için gelenler ve basın emekçileriyle işkence uygulanarak gözaltına alındık. Uyarı ve anons gözaltı başlangıcından sonra yapıldı. Çevik kuvvet polisleri gazeteci Burhan Gökay Küpeli'yi yere yatırıp boynuna ve ayağına bastırdı. Emniyete girerken de basın açıklamasından geldiğimizi bilmelerine rağmen çıplak arama dayattılar. Kanuni olmadığını söyledikten sonra çıplak arama yapmadılar" diye konuştu.
Hakim, Yüksel'in çıplak aramaya ilişkin beyanına "Bu durum yargılamanın konusu değil, bu konu için şikayet gerekiyor" dedi. Beyanının tutanağa geçirilmesini isteyen Yüksel'in ardından hakim, tutanağa geçirilmesinin lehe ve aleyhte bir etkisi olmayacağını söyledi. Avukatların da talebiyle Yüksel'in beyanı tutanağa geçirildi.
Haber takip ederken gözaltına alınan gazetecilerden Ozan Kaplanoğlu, "OHAL koşullarında bile o günkü eylem alanında yürüyüş yapıldı. Polisin doğrudan keyfi bir uygulaması söz konusuydu. İnsanlara karşı olan tavırları 'Biz sizi yürütmeyeceğiz, hatta burada toplanmanıza bile izin veremeyeceğiz' şeklindeydi" dedi.
Gözaltına alınırken kolunun çıktığını ve hastaneye götürülene kadar kelepçe ile bekletildiğini söyleyen Kaplanoğlu, "Suçlama konusu 2911 iken emniyete getirildikten sonra keyfi bir savcı tutumuyla terör soruşturmasına dahil edildik. Güvenlik şube polisi olması gerekirken terörle mücadele polisleri ile muhatap olmak zorunda kaldık Elektronik cihazlarımıza el konuldu, aylarca mağdur edildik. Bursa Muhalif gazetesinin kurucusu ve sahibiyim. O gün gazeteden iki çalışanım ile gözaltına alındık. Beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Yargıtay içtihatlarına değinen gazetecilerin avukatı Aslı Evke Yetki, "Basın açıklaması yapmayacağını beyan eden kişilere polis orantısız şekilde gözaltı işlemi yapmıştır. İzinsiz açıklama olsa dahi ifade özgürlüğü kapsamındadır. Müvekkillerim o gün orada gazeteci kimliği ile bulunuyordu. Ancak işlerini yapamaz duruma getirildiler. Suçun unsurları oluşmamış, usulüne uygun anons da yok" diyerek derhal beraat kararı verilmesini talep etti.
Bir sanık yönünden savunmasının alınması için talimat yazılmasına karar veren mahkeme, davayı 24 Kasım'a erteledi.