ELİF AKGÜL
Kamuoyunda “FETÖ medya yapılanması” olarak bilinen davada, önceki ifadesinde sanıklardan Yakup Çetin’in, “yanında örgüt evinde kaldığını” öne süren tanık, bu kez duruşma salonundaki sanıklardan hiçbirini tanımadığını söyledi. Çetin, duruşma salonundaydı.
Gazeteciler Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız’ın yeniden yargılandığı davanın dokuzuncu duruşması bugün İstanbul. 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Memiş, Akkuş, Kalyoncu, Çulhaoğlu, Tanık, Çetin ve Yıldız ile avukatları duruşmada hazır bulundu.
Tanık sıfatıyla ifade veren Fatih Şener Kurnaz, duruşma salonundaki sanıkların hiçbirini tanımadığını ifade etti. Mahkeme Başkanı Yavuz Özcan, önceki ifadesindeki, “Yakup Çetinkaya (Çetin) yanımda örgüt evinde kaldı” beyanını hatırlatması üzerine Kurnaz, “O beyanı polis baskısıyla verdim” cevabını verdi.
Sanık ve avukatlar şu aşamada ekleyecekleri olmadığını, savcının esas hakkında görüşünü açıklanmasını beklediklerini ifade etti. Mahkeme, daha önce usulüne uygun olarak çağrıldığı halde duruşmaya gelmeyen tanık Muhammet Sivri hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine karar verdi ve bir sonraki celseyi, 11 Ocak 2024, saat 09.55’e bıraktı.
Ne olmuştu?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Ağustos 2016 tarihinde, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Fethullah Gülen cemaatine yönelik soruşturma kapsamında, aralarında gazeteciler ve akademisyenlerin bulunduğu 35 kişi hakkında gözaltı kararı vermiş, bunların 27’si tutuklanmıştı. Farklı zamanlarda tutuklanan gazeteci ve yazarlar 8 ay davanın başlamasını bekledi. Anadolu Ajansı (AA), gözaltı kararını “FETÖ’nün medya yapılanmasına operasyon” başlığıyla duyurmuştu.
Yargılananlar Millet, Zaman, Meydan, Yeni Hayat, Bugün gazeteleri, Rotahaber ve Samanyolu haber siteleri ve Cihan Haber Ajansı çalışanları, sahipleri ve yazarlarından oluşuyordu.
Davanın, 31 Mart 2017 tarihinde görülen duruşmasında Atilla Taş ve Murat Aksoy’un da aralarında bulunduğu 21 kişi tahliye edilmiş, duruşma savcısı sanıklardan sekizinin tahliyesine itiraz etmişti. Duruşma savcısının itirazını aynı gün işleme koyan 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Hanım Büşra Erdal, Ahmet Memiş, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Habib Güler, Halil İbrahim Balta ve Muhammet Said Kuloğlu hakkında yeniden yakalama kararı çıkarmıştı; sekiz kişi tahliye olamadan cezaevinde kalmıştı.
Savcının tahliye talebinde bulunduğu ve mahkemenin de tahliye ettiği aralarında Atilla Taş ve Murat Aksoy’un da bulunduğu 13 kişi hakkında ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün darbe soruşturması kapsamında gözaltı kararı vermiş, bu kişiler de cezaevinden çıktıktan sonra gözaltına alınarak, emniyet müdürlüğüne götürülmüştü. Burada sorgulanan şüpheliler çıkarıldıkları sulh ceza hakimliği tarafından tutuklanarak, yeniden cezaevine gönderilmişti.
Duruşmada 21 kişi hakkında tahliye kararı veren 25. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İbrahim Lorasdağı, hâkimler Barış Cömert ve Necla Yeşilyurt Gülbiçim, 3 Nisan 2017’de açığa alınmıştı.
Dava, 8 Mart 2018’de karara bağlandı. Bir sanık beraat ederken, diğer sanıklara çeşitli sürelerde hapis cezası verildi.
Yargıtay 16. Ağır Ceza Dairesi, 5 Mayıs 2020’de, temyiz incelemesini tamamlayarak Hanım Büşra Erdal, Cuma Ulus, Mutlu Çölgeçen, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Abdullah Kılıç, Cihan Acar, Davut Aydın, Habip Güler, Halil İbrahim Balta, Hüseyin Aydın, Muhammet Sait Kuloğlu, Mustafa Erkan Acar, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Murat Aksoy ve Ufuk Şanlı’ya verilen 6 yıl 3 ay hapis cezalarını onadı.
Yargıtay Atilla Taş’a “örgüte yardım” suçundan verilen 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasını ise bozdu. Atilla Taş’ın eylemlerinin, “Cumhurbaşkanına hakaret” (TCK 299) ve “Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama” (TCK 301) suçunu oluşturduğunu belirtti. 16. Ceza Dairesi, sanıklar Ahmet Memiş, Cemal Azmi Kalyoncu, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız’a “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla verilen hapis cezalarını, daha fazla araştırma yapılmasını isteyerek, bozdu.
Yeniden başlayan yargılamada mahkeme, 17 Şubat 2022’deki duruşmada, Atilla Taş’ın dosyasının ayrılmasına karar verdi.