NALİN ÖZTEKİN
Kimyasal silah kullanımına dair değerlendirmeleri nedeniyle Milli Savunma Bakanlığı tarafından açılan manevi tazminat davasında yargılanan Şebnem Korur Fincancı, duruşmada "Türkiye Cumhuriyetinin ve MSB’nin alınganlık gösterip onları aşağıladığım duygusuna kapılması ilginç" dedi.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu üyesi ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi eski başkanı Fincancı’nın katıldığı bir canlı yayındaki sözleri gerekçesi ile Milli Savunma Bakanlığı'nın (MSB) ‘kişilik haklarına zarar verdiği ve küçük düşürdüğü’ gerekçesiyle hakkında açılan 100 bin TL'lik manevi tazminat davasının beşinci duruşması, Ankara Dışkapı Adliyesi 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldü.
‘MSB’nin alınganlık göstermesi ilginç’
Duruşmada Fincancı ve avukatları hazır bulundu. Türk Tabipleri Birliği (TTB) yöneticileri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve milletvekilerinin yanı sıra Alman Büyükelçiliği yetkilileri de duruşmayı takip etti.
Duruşmada ilk olarak sözü Fincancı aldı. ‘Uluslararası Bağımsız Adli Uzmanlar’ grubu üyesi olduğuna ve grubun dünyanın her yerinde hak ihlallerini belgeleyen bir kurum olduğuna dikkat çeken Fincancı savunmasına şöyle devam etti:
“Söz konusu yayında MSB veya Türk ordusu hakkında açıklama yapmadım. Bizler bu tarz olaylarda uzman olarak görüş bildiriyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin ve MSB’nin alınganlık gösterip onları aşağıladığım duygusuna kapılması ilginç. İnsan hakları savunucusu görüş verdiği basın grubuna kimlik sormaz 40 yıldır bu işi yapıyorum insan hakları savunucusunun ilkeleri bellidir. Basın’a verdiğim görüşte de sadece durumun araştırılması gerektiğini belirttim. Ön tanı kısmına dikkat çektim. Ne kadar kötüleseler de dünyanın en önemli adli tıp uzmanlarından biriyim. Davanın reddini talep ediyorum.’’
‘İddialar somut maddi delile dayanmıyor’
Fincancı’nın ardından söz alan Avukatı Meriç Eyüboğlu, “davanın dayandığı maddi olguların somutlaştırılması gerektiğini ancak davacının iddialarının somut maddi delile dayanmadığını” söyledi. Eyüboğlu, usul hatası nedeniyle davanın reddedilmesini istedi.
TTB avukatı Hülya Yıldırım da Milli Savunma Bakanlığı’nın tüzel bir kişiliğe sahip olduğuna işaret ederek ve “Borçlar Kanunu gereği tüzel kişiler bakımından manevi tazminat istenmesinin mümkün olmadığını” belirtti.
Mahkeme ise dava şartlarının bulunduğunu belirterek, itirazları reddetti. Esas hakkındaki son savunmaların alınması için dava 17 Ekim 2024 tarihine ertelendi.
Duruşma sonunda Fincancı ve avukatları kurum temsilcileri eşliğinde adliye önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, yargılama sürecinin hak ihlalleri içerdiğine ve yeni mağduriyetler doğurduğuna dikkat çekildi. Fincancı açıklamada şunları söyledi:
"Bu davanın bana özgü olmadığı muhakkak. Artık işkenceye uğrayanlar işkenceye uğradıklarını, hak ihlaline uğrayanlar hak ihlaline uğradığını söylemekten, dile getirmekten kaçınıyor. Korkuyorlar çünkü. Meslektaşlarım bu işi yapmaktan çekiniyor. Artık bu alandan çalışmaktan vazgeçiyorlar. Özellikle devletin sorumlu olduğu bir takım eylemlerle ilgili, bunun sorumlusu devlettir, diyecek kimse kalmıyor. 1990'lardan beri bana devlet düşmanı diyorlar. Bunun devlet düşmanlığıyla ne ilgisi var. Bu sadece hakikak arayışı."
