Ağrı - Gazeteci Aziz Oruç’un Türkiye’ye yasa dışı yollarla girdiği gerekçesiyle “örgüt üyesi olmak” ve eski haberleri ile sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle “örgüt propagandası” suçlamalarıyla tutuklu yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme, Oruç’un adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.Savunmanlığını MLSA’nın üstlendiği gazeteci Oruç, Ermenistan üzerinden Avrupa’ya geçmek istediği sırada pasaportunun sahte olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı olmadan İran’a iade edilmiş, bu ülke yetkililerinden kötü muamele gördükten sonra Türkiye-İran sınırına bırakılmıştı. Bugün Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesinde üçüncü duruşması görülen dava kapsamında Oruç’un yanı sıra Oruç’a yardım ettikleri gerekçesiyle haklarında “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamasıyla dava açılan Muhammet İkram Müftüoğlu, HDP Doğubayazıt İlçe Eş Başkanı Abdullah Ekelik, Mezopotamya Ajansı editörü Dicle Müftüoğlu, Turgay İlboğa ve Yücel İlhan tutuksuz yargılanıyor.Duruşmaya tutuklu bulunduğu Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS aracılığı ile bağlanan Oruç savunmasında örgüt üyeliği suçlaması için yeterli delil olmadığının altını çizdi.
“Gazeteciyim ve Kürdüm; ikisi de suç değil”
Yalnızca gazetecilik yaptığını belirten Oruç, ülkeye yasa dışı yoldan girmesinin örgüt üyeliği ile ilişkilendirilemeyeceğini vurguladı: “Yıllardır gazetecilik yapıyorum. Diyarbakır’da, Van’da, Bingöl’de ve Ankara’da çalıştım. Son olarak da Hewlêr’de gazetecilik yaptım. İran’da sahte pasaport kullanmaktan hakkımda dava açıldı ve idari para cezasıyla cezalandırıldım. İran’daki yetkililere beni Türkiye’ye göndermelerini talep ettim ama talebimi yerine getirmediler. Bunun üzerine kendi imkanlarımla Türkiye’ye geldim. Ülkeye yasa dışı yollarla girdiğim için örgüt üyeliğinden yargılanıyorum. Yasa dışı yollarla ülkeye girmenin üyelikle ne alakası var? Nasıl oluyor da delil olarak bu sunulabiliyor. Ben gazeteciyim ve Kürdüm. Bunların ikisi de suç değil. Bunca zamandır haksız yere tutuklu bulunuyorum. Tahliyemi talep ediyorum.” Savcı Oruç’un tutukluluğunun devamını talep etti. Kısa bir aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 18 Aralık 2019 tarihinden beri tutuklu olan Oruç’un adli kontrol şartı ile tahliyesine hükmetti. Bir sonraki duruşma 16 Nisan 2021 tarihinde görülecek.
“İçişleri Bakanlığı açıklaması tahliyeyi geciktirdi”
Oruç’un avukatlarından Erselan Aktan mahkemenin ne örgüt üyeliği ne de propaganda için dosyaya delil sunamadığını, kendi taleplerinin ise mahkemece nazara alınmadığını savundu. Aktan şöyle devam etti:“Soruşturma makamları sınırın yasa dışı yollarla geçildiğini, bunun da atfedilen suç için yeterli olduğu kanaatindeydi. Mahkeme de bir süre bu gerekçeyle tutukluluğu devam ettirdi. Nihayet bugün tahliye kararı verildi. Ancak bu süreç Aziz Oruç’un da ailesinin de büyük mağduriyetler yaşamalarına neden oldu.” Mahkemenin tahliye kararının gecikmesinin İçişleri Bakanlığı’nın gazeteci Oruç hakkında yayımladığı duyuruya bağlayan avukat Aktan: “İçişleri Bakanlığı hiçbir veriye dayanmadan Oruç hakkında ‘bir terörist yakalandığını’ duyurmuştu. Sonrasındaki süreçte soruşturma ve kovuşturma makamlarının bu açıklamanın gerisinde durmamaya çalıştıklarını düşünüyoruz. Bunun verdiği stres ve baskı yüzünden de dosyada bir türlü ilerleme kaydedilemedi. Bugün verilen tahliye kararı çok gecikmiş bir karar. Oruç’un uzun tutukluluk nedeniyle uğradığı hak ihlallerinin tamamını yargıya taşıyacağız. Geçtiğimiz hafta Oruç’un uzun ve haksız tutukluluğunu Anayasa Mahkemesi’ne de taşımıştık.”
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.
