Gazeteci Deniz Yücel davasında gerekçeli kararda AYM kararına atıf yapılmadı
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi, Almanya merkezli Die Welt Gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in yargılandığı davada 16 Temmuz 2020 tarihinde vermiş olduğu “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan beraat ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan verilen 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına dair gerekçeli kararını tamamladı.
Die Welt gazetesinde Almanca yayınlanan bazı yazıları nedeniyle yargılanan Alman ve Türk vatandaşı Yücel, Türkiye'de bir yıl boyunca tutuklu kaldıktan sonra 2018 Şubat ayında tahliye edilmiş, Anayasa Mahkemesi (AYM) 2019 yılının Haziran ayında, Yücel’in yargılama sürecinde gazetecinin tutuklanmasının hukuksuz olduğunu tespit etmiş, Yücel’in Anayasanın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine hükmetmişti. AYM kararı ayrıca gazetecinin ifade ve basın özgürlüklerinin de ihlal edildiğine karar vermişti.
Ekim ayı başında gazetecinin avukatlarına tebliğ edilen gerekçeli kararda AYM’nin kararına atıf yapılmazken, Mahkeme Başkanı Ömer Günaydın ve üye hakimler Aykut Özkara ile Ahmet Selçuk Özkan’ın hazırladığı kararda, Yücel’in yazılarında örgüt liderleri hakkında “övücü mahiyette ibareler kullanarak bu örgütleri “yüceltme maksadıyla” söylemlerde bulunduğu” ve bu suretle “PKK/KCK silahlı terör örgütünün ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün propagandası suçlarını zincirleme ika ettiği” belirtildi.
Yücel’in avukatı Avukat Veysel OK, “Karada Yücel davasıyla ilgili olarak AYM’nin tespit ettiği haksız tutuklama ile basın ve ifade özgürlüklerinin ihlal edilmesine yer verilmemesi, mahkemenin AYM’yi ne kadar güçlü bir şekilde görmezden geldiğini ortaya koyuyor. Gerekçeli kararda AYM’nin vermiş olduğu ihlal kararı adeta yokluğuyla dikkat çekiyor” diyerek, 32. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını 6 Ekim 2020 tarihinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine götürerek temyiz ettiklerini bildirdi. Ok, “Bu kadar güçlü bir AYM kararının varlığı ortadayken, mahkumiyet kararının hukuksuzluğu bu kadar aleniyken, gerekçeli kararda böyle bir durum yokmuş gibi davranılması düşündürücü. Ancak biz temyiz başvurumuzu tamamladık ve bu kararın istinaf incelemesi sonucunda bozulacağına inanıyoruz” dedi.