DENİZ TEKİN
DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hakkında açılan ve 306 gündür tutuklu bulunmasına neden olan davanın üçüncü celsesinde tahliye edildi.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı ve Mezopotamya Haber Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu hakkında açılan davanın üçüncü duruşması bugün (29 Şubat 2024) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Haber için seyahat etmek, meslektaşlarıyla görüşmek, haber merkezi editörü olarak muhabirlerden özel haber istemek gibi gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek, “örgüt kurmak ve yönetmek” ile “örgüt üyeliği” iddialarıyla yargılanan Müftüoğlu, tutuklu bulunduğu Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan getirilmediği için duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Müftüoğlu’nun avukatları Resul Temur, Veysel Ok, Şule Recepoğlu ve Mehmet Emin Aktar ise salonda hazır bulundu.
Salonda polis bekledi, kurumlar Müftüoğlu’na destek verdi
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi salonu önünde ve salonun içinde çok sayıda polis bekletildi. Diğer yandan farklı kurumlardan çok sayıda gözlemci duruşmayı izlemek için adliye geldi.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eş Başkanı Serdar Altan, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş ile sendikanın Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, DİSK Basın-İş Başkanı Turgut Dedeoğlu, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nden Deniz Tekin, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği temsilcileri, (Diyarbakır Barosu yöneticileri, İsveç, Norveç, İtalya, İspanya, ve Güney Afrika barolarına kayıtlı avukatlardan oluşan Tecride Karşı Uluslararası Hukukçular Delegasyonu ile gazetecilerin de aralarında olduğu gözlemciler izledi.
Gizli tanık “görmemiş”, “düşüncesini” anlatmış
Duruşmada dinlenen gizli tanık, Müftüoğlu'nun Mezopotamya Haber Ajansı'nda çalıştığını, burada kadın çalışanlardan sorumlu olduğunu, kadın örgütleriyle yapılan toplantılara da temsilen katıldığını anlattı.
Gizli tanık, Müftüoğlu için "Dicle Fırat Gazeteciler Derneği adı altında düzenlenen eğitimlere katılır ve eğitimler sonunda görevlendirmelerin nereye yapılacağına karar verenlerden birisidir. MA'da çalışan kadınlardan sorumludur. Aynı zamanda kadınlardan örgütün önemli günlerinde yazı ve haber ister" dedi.
Tanığın bu beyanı üzerine hâkim, "Bunlar gazetecilik mi örgütsel faaliyet mi?" diye sordu. Tanık, Müftüoğlu'nun önemli günlerde, yıldönümlerinde kadınlar hakkında özel haberler istediğini anlattı. Hakim gizli tanığa, "Müftüoğlu'nun örgüt mensupluğuna dair görgün bilgin var mı?" diye sordu. Gizli tanık, "Yoktur. Bu faaliyetlerinden yola çıkarak örgüt adına faaliyet yürüttüğünü düşünüyorum" diye cevap verdi.
Gazeteci Müftüoğlu'nun avukatı Resul Temur, gizli tanığa doğrudan soru yönelterek, "Daha önce Dicle'nin Diyarbakır'da yapılan kadın kurumlarıyla toplantılara katıldığınızı söylediniz. Hangi tarihte, hangi kurum, nerede katıldı?" dedi. Gizli tanık, "Tarih ve yeri hatırlamıyorum" dedi. Gizli tanık örgüt isimlerinin de "şu anda aklına gelmediğini" beyan etti.
‘Somut delil yok, sadece iddialar ve iftira var’
Duruşmaya SEGBİS'le bağlanan Dicle Müftüoğlu savunmasında gizli tanık beyanına karşı savunmasına, 15 yıldır gazetecilik yaptığını, Mezopotamya Haber Ajansı'ndan önce Etkin Haber Ajansı ve Dicle Haber Ajansı'nda çalıştığını, yanı sıra DFG yöneticisi ve kurucu üyesi olduğunu anlatarak başladı. “Tanığın haberciliğe dair bir bilgisi olmadığını varsayıyorum" diyen Müftüoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Somut delillere dayanmayan, sadece iddialar ve iftira var. Haber merkezinde bir mesleki hiyerarşi vardır. Yayın programınızı düzenlemek için toplantı yapmak zorundasınız."
Müftüoğlu, savunmasında haber merkezinin günlük işleyişini, "Muhabirler önerilerini sunar, bununla birlikte haber merkezinde çalışan editörler de gündemdeki konulara dair önerilerde bulunur. Bu talimat değildir. Bu tamamen mesleki bir olaydır" sözleriyle heyete anlattı. Müftüoğlu savunmasına şöyle devam etti: "Her ajansın her gazetenin bir yayın çizgisi vardır ve bu doğrultuda haberler yapar. İliç'teki maden faciası gibi bir gündem olduğunda bütün muhabirler oraya gider ve haber merkezi tarafından öneriler yapılır. Dün 8 kadın öldürüldü erkekler tarafından. Böyle bir ülkede elbette haber merkezi de bunu tartışacak, kadın örgütleriyle görüşecek, buna karşın verilen mücadeleyi göstermek adına onlarla görüşecektir.”
"Haber merkezi bunu gündeme alır önerilerde bulunur" diyerek savunmasına devam eden Müftüoğlu, "O kentte yer alan bütün kadın kurumların açıklamalarına katılırım. Gazeteci olarak görevim budur. MA'nın merkezi İstanbul'dur ve dolayısıyla tanığın iddiası yalandır. Gerçeği yansıtan tek bir iddiası yok. Mesleki faaliyeti kriminalize eden bir hava içerisindedir" dedi.
Avukat Temur: Tanık bizi yokluğa hapsediyor ve bizim yokluğu ispatlamamızı istiyor
Daha sonra Müftüoğlu’nun avukatları gizli tanık beyanına karşı savunma yaptı. Avukat Resul Temur, "Tanığa sorduğumuz sorunun temel amacı, bilgisi olup olmadığını görmekti. Verdiği cevapla herhangi bilgi ve görgüsü olmadığı açığa çıktı. Gizli tanık cezalandırma motivasyonu ile hareket ediyor" dedi. Temur, "Gizli tanık, tanıklığı aşıp iddia makamının yerine oturuyor" diyerek savunmasına devam etti: "Gizli tanık, kollektif bir suçlamaya yönleniyor ve gazetecileri kollektif olarak cezalandırmayı hedefliyor. Bu ifadeler hükme esas alınmamalı. Bizi yokluğa hapsediyor ve bizim yokluğu ispatlamamızı istiyor. Aramızdaki sıkışma noktası da burada başlıyor biz yokluğu ispatlayamayız. Bu nedenle gizli tanığın beyanları hükme esas alınmamalıdır."
Avukat Temur, Müftüoğlu’nun daha önce 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığını buradaki yargılama ile oradaki yargılama birebir aynı olduğunu, bu duruma dair Dr. Timuçin Köprülü’den uzman görüşü aldıklarını söyledi. Atılım Üniversitesi'nden Timuçin Köprülü bu davanın mükerrer olduğuna ilişkin hazırladığı uzman görüşünü mahkemeye sundu ve "Bu dava mükerrerdir. Davanın reddedilmesi gerekiyor" dedi.
Avukat Ok: ‘Dicle'nin beraatını istiyoruz, yoksa mesleği terörize etmiş olursunuz’
Dicle Müftüoğlu'nun avukatlarından Veysel Ok, gizli tanık beyanına karşı savunmasında savunmasına başladı. Ok, "Bir kez daha anlatmaktan utanç duyuyorum. Gizli tanığın kullandığı her cümle, bu salonda bulunan her gazeteciyi ilgilendiriyor. Üç celsedir size gazeteciliği anlatıyoruz. Bu dava Dicle'yi aşmıştır; tanık ifadesi üzerinden bütün gazetecileri kriminalize ediyorsunuz” dedi.
Avukat Veysel Ok mahkeme heyetine şu soruyu yöneltti: "Herkes talimat alır. Muhabirler de talimat veriyor. Öcalan'ın yakalanmasının haber değeri yok mudur? Haber değeri olan şeyin, illa sizin hoşunuza mı gitmesi lazım, haber olabilmesi için."
Ok savunmasına şöyle devam etti:, "MA yasal bir ajanstır. Bu ajansa çalışıyor diye bir gazeteciyi kriminalize edemezsiniz. AYM, 'Cemil Uğur kararı'nda bunu diyor. Müftülüoğlu, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününden beri tutuklu. Siz ikna olmuyorsunuz ama 20 tane uluslararası örgüt Müftüoğlu'nun gazeteciliğine kefiliz, diye bildiri yayınladı. 10 ay bir gazeteci açısından uzun bir süre. Tahliye çıkmazsa, ceza çıkarsa siz tüm gazetecileri cezalandırmış olursunuz."
Ok, sözlerini “Dicle'nin beraatını istiyoruz, yoksa siz mesleği terörize etmiş olursunuz bu da tarihe geçer” diyerek bitirdi.
’10 tanık daha olsa beraat çıkması gerekir’
Avukat Şule Recepoğlu ise yaptığı savunmada, "2016'dan bu yana binlerce gazeteci yargılandı ve şöyle bir sonuç çıktı: Suçlamalar zayıf ve toplanan veriler delil değil. Bugün yine bu celsede denetimden yoksun, güvenilir olmayan bir tanık ifadesiyle karşılaştık" dedi.
Recepoğlu, "Bu davada 10 tane daha tanık olsa yine bu celseden beraat çıkması gerektir" diyerek, Dicle Müftüoğlu'nun beraatını talep etti.
‘Gerçeği yansıtmayan iddialarla tutuklu yargılanmak benim için züldür’
Savcı esas hakkındaki görüşünde, "Tanık beyanları, telefon kayıtları ve kuvvetli suç şüphesini" gerekçe göstererek, Dicle Müftüoğlu'nun tutukluluğunun devamını istedi. Dicle Müftüoğlu, savcının esas hakkındaki görüşüne karşı söz aldı ve şunları söyledi:
"10 aydır bir gazeteci olarak tutuklu yargılanıyorum. Bu başlı başına basın ve ifade özgürlüğüne bir engeldir. Tanık ifadesiyle başlatılan bir soruşturma var. Yargılama sürecinde de bu ifadeler çürütüldü, somut deliller sunuldu. Gerçeği yansıtmayan iddialara karşı tutuklu yargılanmam bir züldür benim için. Mesleğimi yapmama da engeldir. Bu hukuksuzluğun ve mağduriyetimin giderilmesini ve tahliyemi talep ediyorum."
Savcının görüşüne karşı savunma yapan avukat Veysel Ok, Aynı suçlamalarla yargılanan gazeteci Sedat Yılmaz’ın sabah saatlerinde beraat ettiğini belirterek, “Mahkemeler arası bu kadar çelişkili olmaması lazım. Beraat istiyoruz" dedi.
Mahkeme Dicle Müftüoğlu'nun tahliyesine karar verdi. Yurt dışı çıkış yasağı getiren heyet, Dicle Müftüoğlu hakkında başka bir soruşturma dosyasının olup olmadığını Emniyet’e sormaya karar verdi. Dosyayı esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için savcıya gönderen mahkeme, bir sonraki duruşmayı 13 Haziran 2024 tarihine erteledi.