İstanbul - Gazeteci Faruk Arhan’ın Twitter paylaşımları nedeniyle “cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargılanıp beraat ettiği dosyanın ilk istinaf duruşması İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nde görüldü.Saat 10:30’da başlayan duruşmaya Arhan, Manavgat’tan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Arhan’ın avukatı Bülent Aşa duruşma salonunda hazır bulunurken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı mazeret bildirip katılmadı.Duruşmada beyanda bulunan Arhan, Twitter paylaşımlarının ifade ve eleştiri özgürlüğü kapsamında olduğunu söyledi. “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatlarının ısrarla bana dava açması ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkına yönelik bir tehdittir” diyen Arhan, eski Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mücahit Küçükyıldız’ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “gerizekalı” ifadesini kullandığını ve beraat ettiğini, Erdoğan’ın ise HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a “terörist” dediğini ama tazminat davasının reddedildiğini hatırlattı.Arhan, paylaşımlarının AİHM’in ifade özgürlüğü içtihatları ve Anayasa’nın 26. maddesi çerçevesinde olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın avukatı bir duruşmaya bile gelmedi
Arhan’ın avukatı Aşa ise AİHM’in ifade özgürlüğüne yönelik kararlarını hatırlattı. Şikayete konu paylaşımlardaki “dansöz” ifadesinin eleştiri sınırlarında olduğunu belirten avukat Aşa, dava açıldığında katılma talebinde bulunan ve davaya katılan Erdoğan’ın avukatının “tek bir duruşmaya dahi gelmediğini” belirterek, mazeret dilekçesinin kabul edilmemesini talep etti. Aşa, ilk derece mahkemesinin beraat kararının usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek, Erdoğan’ın avukatlarının istinaf başvurusunun esastan reddini istedi.Mütalaasını açıklayan savcı da CMK 280/2 uyarınca istinaf başvurusunun reddini talep etti. Bir sonraki duruşma 26 Şubat’ta saat 11.30’da devam edilecek.
Arhan: ‘Terörist gazeteci’ diyerek linç edildim
Konuya ilişkin MLSA’ya konuşan Arhan hakkında üst üste açılan davalarla ilgili süreci şöyle anlattı:“Her şey, Ağustos 2016'da, Türk Silahlı Kuvvetlerin in Cerablus operasyonunu eleştirdiğim bir tweet ile başladı. Tweet’ten hemen sonra önce Fatih Tezcan, sonra Erem Şentürk, Melih Altınok ve Duygu Laloğlu gibi isimlerin tweet’imi alıntılayıp, “terörist gazeteci” demeleriyle sosyal medyada yaklaşık 10 gün süren bir linç süreci yaşadım. Polise, bakanlığa ve Beştepe'ye binlerce kez Twitter üzerinden ihbar edildim. Bu linç ve ihbarlardan yaklaşık 5 ay sonra kapıma gelen bir tebligatla da yargı süreci başlamış oldu.“Hakkımda önce FETÖ üyeliğinden soruşturma açılıyor. Soruşturmanın başında benim FETÖ'den değil, PKK'den yargılanmam gerektiğine kanaat ediliyor. Bu sırada hakkımda geriye dönük delil toplanıyor ve sosyal medya hesaplarımdan yaptığım politik paylaşımlarım tümü toplanıyor. Toplanan sözümona delillerden KCK üyeliği, KCK propagandası, devlet kurumlarına ve büyüklerine hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, hükümeti yıkmaya teşebbüs ve Cumhurbaşkanına hakaret suçlamalarından ayrı ayrı soruşturma dosyaları hazırlanıyor. Bu dosyalar için önce Anadolu yakası Basın savcısına, sonra Çağlayan Adliyesinde terör dosyalarına bakan savcıya, tümü için de ayrıca Bitlis Adilcevaz savcısına ifade verdim.”Arhan hakkında “devlet kurumlarına ve büyüklerine hakaret,” “halkı kin ve düşmanlığa tahrik,” “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “KCK propagandası” dışındaki dosyalar için takipsizlik kararı verildi. Biri Bitlis'te, ikisi ise İstanbul'da görülen bu üç dosya için iddianame hazırlandı. Devlet büyüklerine hakaretten 6 ay 7 gün hapis cezası alan Arhan hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. KCK propagandası yaptığı iddia edilen dosya ise Bitlis’teki mahkeme tarafından mükerrer yargılama gerekçesiyle kapandı.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.