İstanbul - Fox TV eski haber sunucusu gazeteci Fatih Portakal, sosyal medyada bankacılık sektörüne olan güveni sarsabilecek paylaşımda bulunduğu gerekçesiyle hakkında 3 yıla kadar hapis istemiyle açılan dava kapsamında hâkim karşısına çıktı. Gazeteci Portakal hakkında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) şikayeti üzerine bir tweet gerekçesiyle Bankacılık Kanunu kapsamında düzenlenen “itibarı zedeleme” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün İstanbul 46. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla ikinci iddianame
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 6 Nisan 2020 tarihinde yaptığı açıklamanın ardından “Tekalif-i Milliye hatırlatılıp ‘zor günlerden geçiyoruz’ denilerek mevduatı ve tasarrufu olanlardan para istenmesin bir de! Korona sonrası ödeyelim derlermiş bir de! Olmaz olmaz diyemiyorum maalesef!” ifadelerini kullanan Portakal hakkında aynı paylaşım nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla ikinci bir iddianame hazırlandığı ortaya çıktı.
[embed]https://twitter.com/fatihportakal/status/1247237245033230337[/embed]
İstanbul 46. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşma saat 14.00’de başladı. COVID-19 tedbirleri kapsamında duruşma salonuna sadece dört izleyici alındı. Duruşmada Portakal’ın yanı sıra avukatları Ece Güner Toprak ile Can Güner, BDDK avukatları Deniz Kubat, Ayşegül Demirbaş ve Kaan Karamanlı hazır bulundu.
“Gazeteci ve yurttaş kimliğimle sordum”
Duruşmada savunmasını yapan Portakal, “Gazeteci olmasına gerek yok. Bir insanın sorgulaması gereken bir soru” diyerek şöyle devam etti:“Mustafa Kemal Atatürk 1921’li yıllarda Tekalif-i Milliye kararlarını hayatımıza geçirmişken, milli yükümlülükleri sonradan ödenmek kaydıyla insanlardan istemişken, Sayın Cumhurbaşkanı’nın 2020 yılında bunları söylemesi şu soruyu getirdi: 'Acaba bir şeyler mi istenecek'. Bu, bir gazeteci değil sadece dışarıdan bir insanın soracağı basit bir soru. Cumhurbaşkanı’nı karşımda görsem 'böyle böyle dediniz, böyle bir uygulama mı olacak?' diye gazeteci kimliğimle sorarım, sadece yurttaş kimliğimle değil.Yaptığım meslekten ötürü her cümlemin her sözcüğünü seçerek kullanırım. O iletiyi yazarken de her sözcüğü düşündüm. Orada ‘el koyma’ denmiyor. Cümlede ‘istenir mi’ diye soruyorum. Bir art niyetim ya da bir bankanın itibarını zedeleyecek bir söz yok.”“Ben gazeteciyim. Yurttaşım. Anayasa’dan gelen haklarım var. İfade özgürlüğüm, düşünce özgürlüğüm var” ifadelerini kullanan Portakal, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmedi, beraatini istedi. Portakal’ın ardından avukatı Ece Güner Toprak konuştu. Müvekkilinin bir gazeteci ve yurttaş olarak ifade özgürlüğünü kullandığını hatırlatan Güner-Toprak, ilgili Anayasa Mahkemesi kararlarını mahkemeye sundu.
“Müvekkilim ya da herhangi bir yurttaş Cumhurbaşkanı’nı ya da herhangi bir yöneticiyi sorgulayamayacaksa, yorum yapamayacaksa Anayasa’daki ifade özgürlüğü kalmamış demektir. Hâlâ Anayasa’daki basın ve ifade özgürlüğü maddeleri, demokratik cumhuriyet ifadesi geçerli mi? İfade özgürlüğü aykırı, sorgulayan düşünceleri koruyorsa vardır” diyerek beraat talep etti.Müşteki BDDK avukatları ise davaya katılma talebinde bulundu. Ardından hâkim, aynı paylaşımdan ötürü Portakal hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla bir iddianame hazırlandığını ama mahkemenin henüz bunu kabul etmediğini, bu dosyayla birleştirme talebi olduğunu söyledi.Duruşma savcısı BDDK’nın katılma talebinin ve ikinci iddianamenin birleştirilmesi talebinin kabul edilmesini istedi.Ara kararını açıklayan hâkim, BDDK’nın katılma talebini kabul etti, ikinci iddianameyi incelenmek üzere dosyaya ekledi. Sonraki duruşmayı 5 Kasım 2020 tarihinde görülecek.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyet yürüten bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz başta gazeteciler olmak üzere mesleki faaliyetleri sebebiyle yargılanan kişilere hukuki destek vermektedir.