AZİZ ORUÇ
Tutuklu bulunduğu dönemde “Kamu malına zarar vermek” iddiasıyla açılan davada 1 yıl hapis ve 17 bin TL para cezası alan gazeteci Hakan Yalçın, kararın hukuksuz olduğunu belirterek, gazetecilere her şeyin mubah görüldüğünü söyledi.
Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu sırada hücrenin fens tellerine zarar verdiği gerekçesiyle Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Hakan Yalçın hakkında, “Kamu malına zarar vermek” iddiasıyla dava açıldı.
Batı Ankara Adliyesi 11’inci Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2’nci duruşmada Yalçın’a, 1 yıl hapis ve 17 bin TL para cezası verdi. Mahkeme gerekçesinde, “Sanığın olay tarihinde Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunduğu olay günü; sanığın kalmış olduğu B-15 hücresinde cezaevi görevlilerince yapılan kontrollerde koğuşun oda penceresinin tellerini keserek, kullanılamaz hale getirdiğini ve bu şekilde kamu malına zarar verdiğinin tespit edildiği…” iddiasına yer verdi.
Mahkemenin verdiği cezaya tepki gösteren Yalçın, yaşananları Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’ne (MLSA) anlattı.
Sorun yok dediler, ceza verdiler
25 Eylül 2022’de gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanıp Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne götürüldüğünü anlatan Yalçın, cezaevinin mimari yapısının tekli hücre tarzında olduğunu söyledi. Tutuklu olduğu için tekli hücre tipini kabul etmediği belirten Yalçın, şunları söyledi:
“Tutuklu birinin tekli hücreye atıldığı dünyanın neresinde görülmüş. Kaldığım hücre 13 metrekare ve havasız bir yerdi. Ayrıca hücrenin penceresinin önündeki demirlerin önüne sineklik tarzından tel örmüşlerdir. Bu durumu hem Sağlık Bakanlığı’na hem de Adalet Bakanlığı’na bildirdim. Fakat bir sonuç almadım. Bir gece astım hastası olduğumdan dolayı nefes almadım. Gardiyanları çağırdım gelmediler ve bende pencere sinekliğini yerinden çıkardım hava aldım. Bu durumu idareye illetim. Bir sorunun olmadığını söylediler. Ama daha sonra hakkımda ‘Kamu malına zarardan’ vermekten dava açıldı.
Sistem kendi hatalarını toplumun duymasında rahatsız olduğu için bunları topluma duyuran gazetecileri cezalandırmak istiyor. Bu tür hukuksuzlara artık şaşırmıyoruz. Bugün bizi gazeteci olarak bile görmüyorlar. Bu sadece iktidar alakalı bir durum değil. Mahkemeler bu ülkede yargı dağıtan en üst hukuk kurumdur. İddianame hakkımızda hazırlanırken bile sözde gazeteci kelimesi kullanılıyor. Yargının iktidarın tekelinde olduğunu bir ülkede gazeteciye her şey yapabilirim düşüncesi mubah görülüyor.”
Gazetecilik yapmak çok zor
İktidarın kendi yanında olmayan gazetecileri hedef aldığını savunan Yalçın sözlerini şöyle sürdüdü:
"Bunun nedeni ise sindirmek ve bitirmek. Biz özgür basın gazetecileri olarak özellikle Kürt halkı başta olmak üzere, kadınların, doğanın, ezilenlerin ve sömürenlerin sesi olmaya devam edeceğiz. Türkiye’de gazetecilik yapmak zor ama özgür basın çalışanı olmak daha da zordur. Bu durumlara artık şaşırmıyoruz. Bugün dünyanın neresinde bu kadar gazeteci cezaevlerindedir? Ne kadar ceza verseler bile biz işimiz ve doğru ve hakikat gazeteciliğini yapmaya devam edeceğiz. Yaşadığım şey çok tuhaf bir durum. Bu cezalar gazetecilerin gözünde yok hükmündedir. Biz bu saldırılara karşı daha çok haber yapıp kirliliği dah çok teşhir edeceğiz. Özgür basın olarak susmuyoruz. Her alanda gazetecilik faaliyetlerimiz yapmaya devam edeceğiz.”
Mahkemenin verdiği kararı avukatlarının aracılığıyla üst mahkemeye götüreceğini de ekleyen Yalçın, “Umut ediyorum ki üst mahkeme bu hukuksuzluğa son verir” dedi.