ŞENOL BALI
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında “örgüt üyesi olmakla suçlanan” ve 25 Nisan’dan bu yana tutuklu gazeteci Mehmet Şah Oruç’un tahliyesine karar verildi.
Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Mehmet Şah Oruç ve avukatı Resul Temur Diyarbakır Kapalı Cezaevi’nden, Sesli ve Görüntülü Bilişim Aracı (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği , ailesi ve birçok gazeteci duruşma salonunda hazır bulundu.
Yapılan kimlik tespitlerinin ardından esas hakkındaki mütalaasını veren savcılık Oruç'un tutukluluk halinin devamını talep etti.
‘Önceki savunmalarım eksik girilmiş’
Mütalaanın ardından Mehmet Şah Oruç, mütalaaya karşı savunma yaptı. Kürtçe konuşan Oruç, tercüman aracılığıyla tahliyesini istediğini belirterek şunları söyledi:
"İddianamede yer alan etkinlikleri gazeteci olarak takip ettim. Ben gazeteciyim. Başka bir amacım yok. Bahse konu kitaplarda üzerinde parmak izimin çıkmasını ben de bilmiyorum. Merak etmiş de olabilirim. Kimseye kitap göndermedim. Önceki savunmamı yapmıştım ama eksik geçmiş kayıtlara. "
Oruç, hakkında ifade veren Ümit Akbıyık isimli tanık hakkında ise "Üzerime ifade veren kişiyi tanımıyorum. Birçok kişi ile gün içinde konuşuyorum ve kim olduklarını da bilmiyorum. Bu kişi beni gazeteci kimliğimle tanıyor olabilir ama benim kendisiyle bir bağlantım yok " diye konuştu.
"Çalışma arkadaşlarımla telefon görüşmelerim
Gazeteciliğin halkın sesini duyurmak olduğunu söyleyen Oruç, birçok kentte çalıştığını ve yüzlerce habere imza attığını ifade etti. "Yaptığım haberler ekoloji, kadın, hayvan hakları gibi birçok alanı kapsıyor. Ancak iddianamede sadece 20 haberim yer alıyor. Hiçbir örgütle bağlantım yok. Yine milletvekili ile yaptığım röportajlar dosyada yer alıyor. Yine çalışma arkadaşlarımla günlük telefon konuşmalarım da iddianamede yer almış. Çalışma arkadaşımla konuşmam kadar doğal birşey olamaz. Bu konuşmalarım suçmuş gibi lanse ediliyor. "
Sağlık sorunlarının olduğunu söyleyen Oruç, tahliyesini talep ederek savunmasını sonlandırdı.
Ardından söz alan avukat Resul Temur , önceki beyanlarını takrar ettiğini söyledi ve şu sözleri ekledi ; " İddianamede yer olan kitaplar , dolaşımda olan kitaplar. Dolasıyla müvekkil de herhangi bir yerde dokunmuş veya okumuş olabilir.Bu hayatın akışına uygundur. Katıldığı eylemlerin tamamında müvekkilimin elinde kamera var ve haber takibi yapmak için orada. Geçen çicelse de Ümit Akbıyık dinlenmedi. Diyarbakır'da tüm duruşmalara katılıyor ama buraya gelemiyor. Bu ilginç. Tanığın dinlenmemiş olması müvekkilin tutukluluk haline etki etmemesi lazım. Gazeteciliği manipüle etmeye çalışan bir ifade tarzı var.Kolluk ise tanıdığın ifadelerini güçlendirmek için açık kaynak taraması yapıyor ve müvekkilin haberlerini dosyaya koyuyor.Bu haberlerle ilgili herhangi bir hukuki süreç yok. Müvekkilin haberlerini toplayıp suç unsuru oluşturmaya çalışmak hukuka uygun değil. Mezopotamya Ajansı'nda çalışıyor ve basın kanunu çerçevesinde yayınlarını yapıyor. Sosyal medya paylaşımları da var dosyada. Bunlar haber paylaşımı kapsamında yapılmış. sözlerini kullandı.
Savunmalardan sonra yargılamaya kısa bir ara verildi. Ardından kararını açıklayan heyet Oruç'un adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.”