MLSA Hukuk Birimi ile Kaos GL avukatları18 Şubat Salı günü düzenlenen Halkların Demokratik Kongresi (HDK) operasyonunda ev baskınlarında gözaltına alındıktan sonra “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanan gazeteci Yıldız Tar’ın tutukluluğuna itiraz etti.
Tutuklanma kararına yönelik itiraz dilekçesinde, Tar’ın gazetecilik faaliyetleri kapsamında takip ettiği toplantıların ve telefon görüşmelerinin suç unsuru olarak değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek, serbest bırakılması talep edildi.
"Haksız ve hukuka aykırı bir tutuklama"
İtiraz dilekçesinde, Yıldız Tar’ın uzun yıllardır gazetecilik yaptığı, KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni olduğu ve çeşitli basın kuruluşlarında çalıştığı ifade edildi. Tar’ın mesleki faaliyetlerinin yanı sıra insan hakları alanında bilinen bir isim olduğu ve LGBTİ+ hakları konusunda çalışmalar yürüttüğü vurgulandı.
Dilekçede, Tar hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma" iddiasıyla soruşturma başlatıldığı ve bu kapsamda hukuka aykırı delillerin dosyaya eklendiği ifade edildi. 2012-2013 yıllarına ait telefon görüşmelerinin, herhangi bir suç unsuru içermediği ve bu kayıtların hukuka uygun şekilde elde edilmediği belirtildi. Ayrıca, Tar’ın toplantılara katılımının gazetecilik faaliyeti çerçevesinde olduğu, ancak bunun örgüt üyeliği ile ilişkilendirilmeye çalışıldığı dile getirildi.
"Toplantılara gazeteci olarak katıldı"
İtiraz dilekçesinde, Tar’ın HDK toplantılarına katıldığı, ancak bunların kamuya açık etkinlikler olduğu ve gazetecilik faaliyeti kapsamında takip edildiği vurgulandı. HDK'nın resmi olarak terör örgütü ilan edilmediği, internet sitesinin hâlâ erişime açık olduğu ve HDK üyesi olmanın terör örgütü üyeliği olarak değerlendirilemeyeceği hatırlatıldı.
"Telefon kayıtları delil niteliği taşımıyor"
Dilekçede, Tar’a yöneltilen suçlamaların büyük ölçüde 12-13 yıl öncesine ait telefon görüşmeleri ve ortam dinlemelerine dayandığı ifade edildi. Bu kayıtların, hukuka aykırı şekilde elde edildiği ve iletişim özgürlüğünü ihlal ettiği vurgulandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi kararlarında, bu tür kayıtların tek başına suçlama konusu yapılamayacağına dair içtihatlar bulunduğu belirtildi.
"Kaçma şüphesi yok, adli kontrol yeterli"
Tar’ın sabit bir ikametgâhı ve sürekli bir işi olduğu, dolayısıyla kaçma şüphesi bulunmadığı dilekçede ifade edildi. Delillerin toplanmış olması nedeniyle delil karartma ihtimalinin de söz konusu olmadığı vurgulandı. Daha hafif tedbirlerin değerlendirilmeden doğrudan tutuklama kararı verilmesinin ölçüsüz bir müdahale olduğu belirtilerek, tutuklama yerine adli kontrol tedbirlerinin yeterli olacağı ifade edildi.
"Basın ve ifade özgürlüğü ihlal ediliyor"
Dilekçede, Tar’ın gazeteci olarak mesleki faaliyetlerini yürütmesinin suç olarak değerlendirilmesinin basın ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğu vurgulandı. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına atıfta bulunularak, gazetecilerin kamu yararını ilgilendiren olayları takip etme hakkının korunması gerektiği belirtildi. Tar’ın gazetecilik faaliyetleri nedeniyle cezalandırılmasının demokratik bir toplumda kabul edilemeyeceği ifade edildi.
İtiraz dilekçesinde, tüm bu gerekçeler ışığında Yıldız Tar hakkında verilen tutuklama kararının kaldırılması ve serbest bırakılması talep edildi.
(BA)