Gazeteci Yılmaz’a ‘sanal devriye’ yöntemiyle elde edilen delillerden verilen ceza AYM’ye taşındı
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Hukuk Birimi, gazeteci Çetin Yılmaz’a “terör örgütü propagandası yapmak” suçlaması ile verilen hapis cezasını Anayasa Mahkemesine taşıdı. AYM’ye yapılan başvuruda gazeteci Yılmaz’a verilen ceza ile Anayasa’nın temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasını düzenleyen 13. maddesi ve yurttaşların özel hayatının gizliliğini garanti altına alan 20. maddesinin ihlal edildiği vurgulandı.
Gazeteci Çetin Yılmaz’ın sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın 30 Mart 2022 tarihinde görülen karar duruşmasında hükmünü açıklayan Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Yılmaz’ı 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırdı. Kararın ardından MLSA Hukuk Birimi, AYM’ye başvurarak Yılmaz’a verilen ceza ile Anayasa’nın 25, 26, 28. maddeleri ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10. maddesi kapsamında korunan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini belirtti. Başvuruda mahkumiyete gerekçe gösterilen paylaşımlardan delil üretildiği ve verilen ceza ile Yılmaz’ın gazetecilik faaliyetlerinin hedef alındığı vurgulandı.
AYM’nin kolluğun sanal devriye çalışması ile delil toplamasının hukuki olmadığı yönündeki kararının hatırlatıldığı başvuruda, gazetecinin ifade özgürlüğü hakkına yapılan müdahalenin demokratik toplumlarda yeri olmadığı belirtildi. Başvuruda “sanal devriye” yönteminin iptaline ilişkin şu ifadelere yer verildi: “Anayasa Mahkemesi, 19.02.2020 tarihli bir iptal kararı ile kolluğun sosyal medya hesapları üzerinde sanal devriye çalışması ile delil toplamasına olanak sağlayan PVSK Ek. 6. maddenin 18. fıkrasını iptal etmiştir. Mahkumiyete esas yargılamada soruşturma işlemi de sanal devriye çalışması ile başlatılmıştır. Bu yönüyle esasen soruşturma daha baştan itibaren hukuka aykırı bir şekilde yürütülmüş ve neticede başvurucunun yapılan yargılama sonucunda mahkum edilmesi ile Anayasa 13 ve 20. maddeleri ihlal edilmiştir.”
Yılmaz’ın avukatları AYM’ye yaptıkları başvuruda aynı zamanda Anayasa’nın 36. maddesi ve AİHS’in 6. maddesi ile korunan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini de savundu. Mahkemenin soruşturma ve kovuşturma aşamalarında yargılamaya konu edilen sosyal medya paylaşımlarının gazeteciye ait olmadığını dikkate almadan ve yeterli araştırma yapılmasına müsaade etmeden ceza verdiği Yüksek Mahkeme ile paylaşıldı.