DENİZ TEKİN
Diyarbakır’da 20 gazetecinin yargılandığı davada yurtdışına çıkış yasaklarını kaldırmayan mahkeme, gazetecilerin suç delili olarak teşhir edilen haber ekipmanlarının iadesine karar verdi. Mahkeme, Ari Yapım şirketinde bir ay süren polis aramasında hazırlanan ve dava dosyasında asılları bulunmayan arama ve el koyma tutanaklarının Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ve Terörle Mücadele Şubesi’nden ivedi olarak istenmesine karar verdi.
Yurtdışında yayın yapan televizyon kanalları için haber takip ettikleri, tartışma ve kültür programı hazırlayıp sundukları gerekçesiyle, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 20 gazetecinin 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın dördüncü duruşması, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün (9 Mayıs 2024) görüldü. Duruşmaya tutuksuz yargılanan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan ile gazeteciler Ömer Çelik, Elif Öngür, Rohat (Zeynel) Bulut, Berivan Karatorak, Esmer Tünç, Servet Yiğen, Kadir Bayram ve Mehmet Şahin katıldı.
Duruşmaya, avukatlar Resul Temur, MLSA Hukuk Birimi Koordinatörü avukat Emine Özhasar, Bahar Oktay, Canan Atabay ve Serdar Çelebi’nin yanı birçok avukatı katıldı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Diyarbakır temsilcisi ile Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Amsterdam Hukuk Kliniği ve MLSA Dava Takip Birimi’nden gelen gözlemciler ve gazeteciler duruşmayı izledi.
Başsavcılık, mahkeme müzekkeresine cevap vermedi
Mahkeme Başkanı, Ari Prodüksiyon sahibi Berivan Karatorak ve kameraman Servet Yiğen hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla hazırlanan iddianamelerin bu dava dosyasıyla birleştirildiğine dair kararı tutanağa geçirdi. Ayrıca itirafçı tanık Ümit Akbıyık’ın beyanları üzerinden Kadir Bayram ve Esmer Tünç hakkında hazırlanan ek iddianameler, yargılandıkları dava dosyasıyla birleştirildi. Mahkeme Başkanı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Ari Yapım şirketinde bir ay süren polis aramasına tutulan arama ve el koyma tutanaklarını mahkemeye gönderilmesi konusunda yazılan müzekkereye cevap vermediğini söyledi.
Birleşen dosyaya ilişkin savunma yapan Berivan Karatorak Ari Yapım Şirketi’nin sahibi olduğunu belirterek, “Herhangi bir yer ile bağlantım yok. Bütün faaliyetler bilgim dâhilinde yapıldı. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
Ari Yapım şirketinde kameraman olarak çalıştığını söyleyen Servet Yiğen savunmasında, “PEL ve PİA yapım ile bir ilgim yok. Medya Haber ve Stêrk TV icerik göndermedim. Suçlamaları kabul etmiyorum” diyerek savunma yaptı.
Esmer Tünç ise birleşen dosyasının soruşturma aşamasında verdiği ifadesini tekrar ettiğini ifade ederek, meslektaşı Kadir Bayram’ı tanıdığını, hakkında beyanda bulunan itirafçı tanık Ümit Akbıyık’ı tanımadığını, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini dile getirdi.
Kadir Bayram ise savunmasında, “PEL prodüksiyonda çalışıyorum. Ümit Akbıyık'ı tanımıyorum. Akbıyık'ın beyanlarını hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Herhangi bir eyleme katılmadım. Gizli tanık beyanları gerçek dışıdır” diye belirtti.
Tanık: Polis ifademi okumadan bana imzalattırdı
PİA ve PEL yapım şirketinin bulunduğu binanın güvenlik görevlisi olan Hamit Akbal tanık olarak dinlendi. Akbal, “Gazetecilerin yapım şirketlerinde ne yaptıklarını bilmiyorum. Polisteki ifademde PİA ve PEL yapımın Stêrk Tv'ye program yaptıklarını söylemedim. Polis ifademi okumadan bana imzalattırıldı. Bende onlara güvenerek ifadeyi imzaladım” dedi.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden ifade veren tanık Ümit Akbıyık ise duruşmaya katılan gazetecileri SEGBİS üzerinden teşhis etti. Akbıyık, gazetecileri suçlayan bir ifade verdi.
‘Yurtdışı yasağı nedeniyle gazeteciler faaliyetleri engelleniyor’
Savcı esas hakkındaki görüşünde dava dosyasındaki eksikliklerin giderilmesini talep etti.
Kadir Bayram’ın avukatı Salih Tekin, etkin pişmanlıktan yararlanan Ümit Akbıyık’ın ifadelerine itibar edilmemesi gerektiğini, beyanlarının asılsız olduğunu söyledi.
Avukat Resul ise Akbıyık’ın gazetecilerin yasal olan faaliyetlerini manipüle ettiğini ve bu yöntemle gazeteciliği yasa dışı gibi gösterdiğini ifade ederek, Kürt basınında çalışan gazetecilerin yargılandığı davalarda tanıkların aynı şablon ifadeler kullandığını, bu nedenle beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini söyledi.
Berivan Karatorak ve Servet Yiğen dosyasındaki arama ve el koyma tutanaklarının asıllarının bulunmadığının bilgisini verdi. Temur, gazetecilerin el konulan haber ekipmanları nedeniyle mesleki faaliyetlerinin engellendiğini ifade ederek, bunların iade edilmesini istedi. Temur, gazeteciler hakkında yurtdışı yasağının da kaldırılmasını talep etti.
MLSA Hukuk Birimi Koordinatörü ve Aziz Oruç’un Avukatı Emine Özhasar ise esas hakkındaki görüş verildikten sonra ayrıntılı beyanda bulunacaklarını belirtti.
Avukat Canan Atabay, gazetecilerin faaliyetlerinin yurtdışı yasağı nedeniyle engellediğini, adli kontrolün cezaya dönüştüğünü ifade ederek, kaldırılmasını talep etti.
Mahkeme dosyada olmayan arama ve el koyma tutanaklarını bir kez daha istedi
Savunmaların ardından mahkeme ara karar için duruşmaya kısa bir ara verdi. Berivan Karatorak hakkındaki verilen karakola imza verme kararını kaldıran mahkeme, gazeteciler hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması talebini ise reddetti.
Mahkeme, gazetecilerin el konulan dijital materyalleri ve haber ekipmanlarının iadesine karar verdi. Mahkeme, Ari Yapım şirketinde bir ay süren polis aramasında hazırlanan arama ve el koyma tutanaklarının Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ve Terörle Mücadele Şubesi’nden ivedi olarak istenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 19 Kasım 2024 tarihinde görülecek.
Ne olmuştu?
Belçika’da yayın yapan Sterk TV ve İngiltere’de yayın yapan Medya Haber TV kanalları için program çekimi yaptıkları iddiasıyla Diyarbakır’da faaliyet yürüten Pel Yapım, Piya Yapım ve Ari Yapım isimli prodüksiyon şirketlerine, 8 Haziran 2022’de baskın yapıldı. Soruşturma kapsamında birçok gazeteci ve basın çalışanın ev ve iş yerleri de polisler tarafından arandı. Polisin prodüksiyon şirketlerindeki aramaları bir ay sürdü. Polis, aramalarda el koyduğu haber materyallerini “örgütsel delil” gösterip görüntülerini basına servis etti.
Gözaltına alınan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, Jınnews Müdürü Sofya Alağaş, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, gazeteciler Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Mehmet Şahin, Lezgin Akdeniz, Suat Doğuhan, Ramazan Geciken ve basın çalışanı Remziye Temel, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 16 Haziran 2022’de tutuklandı. Gazeteci Esmer Tunç, Mehmet Yalçın, Gülşen Koçuk, Kadir Bayram ile Feynaz Koçuk ve bir sokak röportajında yer alan İhsan Ergülen ise adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 18 gazeteci ve basın çalışanı hakkında, “örgüt üyeliği” iddiasıyla 728 sayfalık iddianame hazırladı. Gazeteci Sofya Alağaş, Gülşen Koçuk, Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen haklarındaki dosyalar ise ayrıldı.
Gazetecilerin yaptığı haber programı, SGK kayıtları, meslektaşlarıyla telefon görüşmeleri, gizli tanık ifadesi, haber arşivleri, okudukları kitaplar, yurtdışına giriş-çıkış kayıtları, sosyal medya paylaşımları, katıldıkları basın açıklamaları, yazdıkları haberler, basına verdikleri röportajlar iddianamede “suç delili” olarak yer aldı.
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 11 ve 12 Temmuz 2023’de görülen davanın ilk duruşmasında, 15 gazeteci ve basın çalışanı 13 aylık tutukluluğun ardından tahliye edildi. Mahkeme, serbest bırakılan gazeteciler hakkında yurtdışı yasağı kararı verdi.
Aynı soruşturma kapsamında Ari Prodüksiyon sahibi Berivan Karatorak ve kameraman Servet Yiğen hakkında, “örgüt üyesi olma” iddiasıyla hazırlanan iddianameler, 18 gazetecinin yargılandığı dava dosyasıyla birleştirildi. Bu kararla birlikte bu dosyada yargılanan gazeteci sayısı 20'ye yükseldi. Birleşen iddianamelerde, Karatorak ve Yiğen, Avrupa’da yayın yapan Medya TV ve STERK TV isimli kanallarda yayınlanan haber programları nedeniyle suçlanıyor.