AZİZ ORUÇ
Hukuksuz bir şekilde gözaltına alındığını ve polisler tarafından darp edildiğini anlatan gazeteci Mahmut Altıntaş, “Hem şiddete maruz kaldım hem de az kalsın tutuklanıyordum” diyerek, yaşananlara tepki gösterdi.
Adıyaman merkez Yeni Mahalle’de 27 Ocak’ta habere gittiği esnada gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Mahmut Altıntaş, X (twitter) sanal medya hesabından paylaştığı kendi ve çalıştığı MA’nın haberleri gerekçe gösterilerek “Örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla işlem yapıldı. 24 sayfadan oluşan emniyet ifadesinden Altıntaş’ın yaptığı 19 paylaşımın suç olduğu iddia edildi. İfadesi alındıktan sonra adli kontrol talebiyle serbest bırakılan Altıntaş, kendisini darp eden polisler hakkında şikayet için gittiği emniyette bir kez daha gözaltına alındı.
İki kez gözaltına alınıp, bırakılan ve polisler tarafından darp edilen Altıntaş, yaşananları Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’ne (MLSA) anlattı.
Mezopotamya Ajansı’na yaptığı haberler gerekçe gösterilerek hakkında gözaltı kararı verildiğini ve sonrasında habere gittiği sırada gözaltına alındığını belirten Altıntaş, yaptığı ve paylaştığı haberlerin suç gösterilmesini eleştirirken "Hiçbir dayanak olmadan gözaltına alındığını, telefon, bilgisayar ve fotoğraf makinesine de el konulduğunu" söyledi.
Haberler de yanlış çevirildi
Altıntaş, “Kürtçe yaptığım ve paylaştığım haberler Google çeviri tarafından Türkçeye yanlış çevrildi. Yanlış çevirilerle suçlandım. Ama ben doğrusunu söyleyerek, paylaşımların ve haberlerin ifade özgürlüğü olduğunu belirttim” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye ve tecride ilişkin yaptığı haberlerin kendisine sorulduğunu anlatan Altıntaş, “Haberlerim tek tek bana soruldu. ‘PKK hakkında ne düşünüyorsun’ diye alakasız sorular da soruldu bana. Yaptığım ve paylaştığım haberler kriminalize edilerek, suç oluşturmaya çalışıldı, bunlar gazetecilik faaliyeti değilmiş gibi davranıyorlardı” dedi.
Polisler gazetecinin dudağını patlattı
Polisler tarafından darp edilme anına ilişkin konuşan Altıntaş şunları söyledi:
“Emniyetteki ifademin ardından hastaneye götürüldüm. Hastanedeki işlemlerin tamamlanmasıyla birlikte savcılığa çıkarılmak üzere Adıyaman Adliyesi’ne götürüldüm. Adliye kapısına vardığımızda polisler ellerim kelepçeli olmasına rağmen zorla başımı eğmeye çalıştı. Başımı zorla eğmeye kalkışmalarıyla etrafımıza birçok polis geldi. Polisler beni darp ederek, tutuyordu. Duruma tepki gösterince yüzüme darbe yedim. Polislerden biri boynumu tutuyordu bir diğeri ise parmağını ağzıma soktu. Diğerlerinde kollarımda tutuyordu. Daha sonra boynumdan ve kollarımdan tutarak beni adliyenin arka kısmında içeri aldılar. Merdivenlerden savcılığa çıkarana kadar boynumu bastırarak hakaret ediyorlardı. Yüzüme aldığım darbe nedeniyle dudağım kanadı ve vücudumun birçok yerinden darbe aldım.
Gazeteciyi darp eden polisler, şikayetçi oldu
Savcılıkta ifade verirken kendisini darp eden polislerden şikayetçi olduğunu da anlatan Altıntaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“İlk gözaltının ardından adli kontrol şartı ile serbest bırakıldım. Ancak henüz adliyeden çıkmadan beni darp eden polisler adliyenin girişinde ‘ifaden var’ diyerek, beni yine karakola götürdüler. Orada beni darp eden polisler hakkımda şikayeti olduğu için ifade vermem gerektiğini söylediler. Karakola gittiğimizde yaklaşık iki saat ifade vermeyi bekledik ancak ifade bir türlü alınmadı. Daha sonra savcılık kararıyla gözaltında olduğum ve sabah savcılığa çıkarılacağım söylendi. ‘Polise mukavemetten’ gözaltına alınarak, o geceyi nezarethanede geçirdim. Daha sonra bir kez daha ifadem alındı ve serbest bırakıldı. Hem polisler tarafından darp edildim, hem de ben hukuksuz bir şekilde gözaltına alındım.
Gazeteciler üzerinde baskılar hep vardı. Ancak bu son yıllarda baskılar daha da arttı. AKP-MHP iktidarı, kendisi dışında farklı seslerin çıkmasına tahammül edemiyor. Tabi gazeteciler üzerindeki baskı bir artıyorsa, Kürt gazetecileri üzerindeki baskı 10 artıyor. Kürt gazetecileri üzerindeki baskı yıllardır var. Katledilen gazeteciler, tutuklamalar ve kapatılan gazete ve ajanslar daha birçok şey söylenebilir. Kürt gazeteciler yıllardır bu katledilme ve tutuklamalara karşı yok sayılan bir halkın hikayesini yazmaya devam ediyor. Görünmek istenmeyeni görünür kılmak iktidar ve devlet erkinin koyduğu sınırları da aştığı için baskılarla bunun önünü almaya çalışıyorlar. Halen daha cezaevinde olan arkadaşlarımız var. Birçok arkadaşımız yeni tahliye oldu ve yargılamaları devam ediyor. Tabi bütün bunların yanında çok ciddi bir hukuksuzluk söz konusudur. Darp edildim, polisler yüzüme yumruk attı ama ben polise ‘mukavemet’ etmiş oldum ve az daha tutuklanıyordum. Bu durum hukukun ne durumda olduğunun sadece çok küçük somut bir örneğidir.”
Hastaneye giderek, darp raporu aldığını ve savcılıkta polisler hakkında şikayetçi olduğunu belirten Altıntaş, ancak bu konuda gerekenlerin yapılacağı konusunda emin olmadığını söyledi. Altıntaş, “Kolluk kendilerine bir şey yapılmayacağını bildiği için bu kadar keyfi davranıyor” dedi.